Özel Fatma Hatun Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Nuri Ergüzel, kalp ve damar hastalıklarını ve kalp krizi tedavisinde teşhis konulduktan sonraki süreci anlattı. Dr. Nuri Ergüzel "Tıp dilinde infarktüs olarak adlandırılan kalp krizlerinde hastaların yaklaşık yarısı hastaneye başvurmadan veya hastaneye başvuruların ilk dakikalarında kaybedilmektedir. Kalp krizi tedavisinde teşhis konulur konulmaz zamana karşı bir yarış başlamaktadır. Kaydedilen her dakikanın hayati önemi vardır. Bunun nedeni her geçen dakikada birçok kalp kası hücresinin oksijensizlikten ölmesidir" dedi.

Kalp krizi belirtilerini, teşhis ve tedavi sürecini anlatan Dr. Ergüzel, kalp krizi ile yaşanan ölümlerin dünyada bir numaralı ölüm sebebi olduğunu belirtti. Özel Fatma Hatun Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Nuri Ergüzel, gazetemiz muhabirine şu açıklamaları yaptı; Kalp krizi, kalbin koroner arterlerinde gerçekleşen bir bozukluk sonrası (sıklıkla koroner arterlerdeki tıkanıklık sonucu kalp kasının ilgili bölümünün beslenememesi ve oksijensiz kalması ile) meydana gelen yetersizlik sonucu şiddetli göğüs ağrısıyla ortaya çıkan ve ölümle sonuçlanması olası patolojik duruma denir. Dünyada en başta gelen ölüm sebeplerindendir.

KALP KRİZİNDE EN ÖNEMLİ BELİRTİ GÖĞÜS AĞRISIDIR

Ağrı sıklıkla göğüsten omuz yada kollara, ense, dişler, çene, karın veya sırta doğru yayılır. Bazen ağrı sadece bu bölgelerden birinde hissedilir. Göğüs ağrısı kalp krizini işaret etse de bazı hastalarda karnın üst kısmında mideye vuran bir ağrı da oluşur. Bu durumda oluşan bu rahatsızlığın mideyle ilişkili olduğu sanılarak hasta tarafından önemsenmeyebilir.

-Göğüs Bölgesinde Rahatsızlık ve Ağrı: Kalp krizinin neden olduğu göğüs ağrısı bıçak gibi giren bir ağrıya benzetilebilir. Sanki göğsün ortası sıkılıyor ya da üzerine baskı uygulanıyor gibi hissedebilirsiniz. Bu ağrı 3-4 dakika sürebilir, ara ara geçip tekrar geri gelebilir.

-Vücudun Üst Kısmında Ağrılar: Göğüste yaşanan ağrılar vücudun üst kısmında herhangi bir bölgeyi etkisi altına alabilir. Omuzlar, kollar, sırtın üst kısmı, dişler ya da çene ağrılarının tümü kalp krizinin belirtisi olabilir.

-Karın Ağrısı: Kriz anında yaşanan ağrılar mideye inebilir ve mide yanmasına, reflü belirtisine benzer ağrılar yaşanabilir.

-Solunum Güçlüğü: Derin nefes almaya çalıştığınız zaman bunu yapmak mümkün olmayabilir. Bu durum genellikle göğüs ağrısından önce gelir.

-Kaygı: Herhangi bir neden olmaksızın aniden kaygılı bir ruh hali yaşanabilir.

-Baş Dönmesi: Göğüs ağrısıyla birlikte bayılacakmış gibi hissedebilirsiniz ve başınız dönmeye başlayabilir.

-Terleme: Aniden terleme başlar ve cilt ısısı düşer.

-Mide Bulantısı ve Kusma: Mideniz aşırı derecede bulanabilir ve kusma ihtiyacı hissedebilirsiniz.

HASTALIĞIN TANISI

EKG: Elektrokardiyografi adı verilen bu yöntemle kalbin atım düzeni koroner arter hastalığı ve geçirilmiş kalp krizi hakkında bilgi elde edilir.

Eforlu EKG: Doktorun gerekli gördüğü durumda istenir. Hasta koşu bandı üzerinde koşarken kalp elektrosu kaydedilir. Damarların kalbi ne kadar oranda beslediğine bakılır.

Talyum miyokard sintigrafisi: Talyum nükleer bir maddedir. Bu madde damardan verilerek kalp kasının beslenmesine bakılır. Bu yöntemle kalbin yeteri kadar beslenmeyen yerleri tespit edilir.

Ekokardiyografik inceleme: Kalp kasının kasılması ve kalp kapakçıları hakkına bilgi elde edilir. Kalp ultrasonla incelenir.

Koroner anjiografi: Damarların net bir şekilde görülmesi için damar yapısını inceleyen bir yöntemdir. Genelde tanı koymanın zor olduğu durumlarda uygulanır.

KİMLER RİSK ALTINDA?

Şişmanlar, hipertansifler, erkekler, sigara içenler, akciğer hastalığı olanlar, kan yağları (özellikle kolesterolü) yüksek olanlar, stresli yaşantısı olanlar, hareketsiz yaşantısı olanlar, bilinen koroner arter hastalığı olanlar, şeker hastalığı olanlar, yüksek kan değerlerine sahip olanlar, hormon kullananlar ailede kalp hastalığı hikâyesi bulunanlar özellikle risk grubundadır. Kalp krizi, en çok 40 yaşın üzerindeki erkek hastalarda görülür. Kadınlarda daha çok menopozdan sonra görülür.

Doğum kontrol hapı kullananlar, menopoz sonrası hormon tedavisi alanlar da risk grubundadır. Şişmanlık hem kalp krizi riskini arttırır, hem de kalp krizinin ağır seyretmesine neden olur. Diş eti hastalıkları ve dişlerde çürük olan kişilerde de, kalp krizi riski daha yüksektir.

KALP KRİZİ ANINDA NE YAPILMALIDIR?

Kalp krizi geçiren kişiye su içirmek ya da kolonya sürmek yanlıştır. Hemen ambulans çağrılmalı. Ambulans beklerken kişi yere yatırılmalı, üzerinde rahatsız kıyafetler varsa çıkarılabilir. Böyle bir durumda hasta, hemen en yakın hastaneye götürülmelidir. Kalp krizinde zaman altın değerindedir. Öyle ki; kişi kalp krizinin birinci saatinde hastaneye ulaşırsa, kalp krizi geçirmemiş bir insandan farkı olmadan hayatını devam ettirme şansına sahip olur.

KALP KRİZİ TEDAVİSİ

Aslında kalp krizi acil bir durumdur ancak genel olarak kalp krizinin tedavisi; kanı sulandırıcı ilaçlar verilerek, tıkanan kalp damarının baloncuk veya stent yardımıyla açılmasıyla veya kan pıhtısını önleyici ilaçlar verilerek yapılır. Bütün bu durumlarda değişmeyen olgu ise hastanın yoğun bakıma muhtaç olması ve beslenme rejimine dikkat etmesi zorunluluğudur.

KALP KRİZİNDEN KORUNMA YOLLARI

Hayat tarzınızda yapacağınız değişiklikler ve bunun yanında kullanacağınız bazı ilaçlarla kalp krizine yakalanma riskini azaltabilirsiniz.

-Kan inceltici ilaçlar (asetilsalisilik asit, platelet agregasyon inhibitörleri, heparin gibi) kalp krizinin oluşma riskini azaltmaktadır. Eğer yukarıda bahsettiğimiz risklere sahipseniz doktorunuzla bu konuda konuşun ve gerekirse koruyucu ilaç tedavisine başlayın. Doktorunuz önermeden ilaç kullanımına başlamayın. Aksi takdirde ilaç etkileşimlerine maruz kalarak ciddi rahatsızlıklar yaşayabilirsiniz.

-Beta blokerleri, anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri, kolesterol düşürücü ilaçlar da kalp krizinin oluşma riskini azalmaktadır. Yine bu ilaçları kullanamadan önce mutlaka doktorunuza danışın.

-Sigara içiyorsanız bir an önce bırakın.

-Yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, diyabet gibi hastalıklarınız varsa uygun tedavi alarak hastalıklarınızı kontrol altında tutun.

-Düzenli egzersiz yapın.

-Sağlıklı beslenin.

-Sağlıklı kilonuzda kalın,gerekiyorsa kilo verin.

-Stresten olabildiğince uzak durun. Haber Merkezi