Bolu Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Hacer Aşık yaptığı açıklama da İsrail'in terör devleti olduğuna vurgu yaparak, Filistinli çocukların kanı bulaşmış olan İsrail menşeli hiçbir ürünü evlerimize sokmayalım” dedi.

Bolu Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Hacer Aşık yaptığı basın toplantısına İHH, İMH Rahmet, Türkiye Kadınlar Dayanışma Birliği, Memur-Sen, AGD, Medeniyet Hareketi, Gönüllü Anneler ve Babalar Derneği, BEN-DER'de destek verdi.

Aşık yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

“İSLAM ALEMİNİN DUYARSIZLIĞI CANIMIZI YAKIYOR”

“Bugün burada, Bolulu kadınlar, anneler, ve kadın STK'lar olarak Dünya'nın kanayan tüm coğrafyalarında ki annelerimizin, kadınlarımızın ve insanlığımızın acılarını paylaşmak üzere toplanmış bulunmaktayız. Dünya coğrafyasına baktığımızda Türkistan'da, Arakan'da, Irak'da, Afganistan'da, Suriye'de, Filistin'de ve birçok Türk İslam beldesinde şu mübarek ramazan ayında, Dünyanın tüm "medeni, çağdaş ve dindar toplarının" gözü önünde insanlık suçları en acımasız haliyle işlenmektedir. Ve ne acıdır ki bu medeni, çağdaş ve dindar ülkeler, tüm bu olan biteni, büyük bir umarsızlıkla, adeta film izlercesine izleyip, sadece birkaç kınama mesajı yayınlamaktalar. İşlenen cinayetlerin, soykırımların, işkencelerin acısı kadar, tüm bu insan aleminin ve İslam aleminin duyarsızlığı da, Bolulu hanımlar olarak ayrıca canımızı yakmaktadır.

“İSRAİL ŞÜPHESİZ BİR TERÖR DEVLETİDİR”

An itibariyle...

Bu sessizlik devam ettiği sürece Gazze'de şehitler olmaya da devam edecektir. Tüm bunlar olup biterken, İsrail parlamentosunun, aşırı dinci, evimiz Yahudi partisine üye 38 yaşında evli ve ne acıdır ki iki çocuk annesi olan, vekili AyeletShaked'in Filistin halkına ve özellikle kadınlara yönelik yaptığı nefret dolu ırkçı söylemini, ve İsrailli akademisyen Mordechi kederin akıl almaz söylemlerinin ve onların nezdinde İsrail hükümetini protesto amacıyla buradayız.

İsrail'in Gazze ye yönelik kolektif cezalandırma politikaları bir kez daha ayrılıkçı, ırkçı ve abluka uygulamaları ile, katliama dönüşmüşken, Shaded'ın yaptığı bu paylaşım soykırım çağrısından başka nedir. Shaked; "kadın, çocuk, genç, yaşlı ayırt etmeden, tüm Filistin halkını düşman ilan etmekte, ve " daha fazla yılan yetiştirmemeleri için anneleri öldürelim" diyerek soykırım çağrısını beyan etmektedir

İsrailli akademisyen Kedar'ın da" Filistinli erkekleri savaştan men etmek için, onların hanımlarına, kızlarına, annelerine, tecavüz edelim" sözü de dünyanın ne kadar vahim bir olaya sessiz kaldığının şahidi niteliğini taşımakta ve İsrail'in şüphesiz bir terör devleti olduğunu ispatlamaktadır.

“KİN VE NEFRETLE DÜNYA ÇOCUKLARININ DA HAYALLERİ ÖLÜYOR”

Bu talihsiz beyanların bir kadın ve bir bilim adamı tarafından dile getirilmiş olmasının utancı ve hayal kırıklığı içerisindeyiz. Biz kadınlar olarak, anneler olarak biliyoruz ki, erkekler savaşın acılarını ekerler günlerce, kadınlara da bu acıları dindirmek düşer senelerce. Bu acılara dur demesi gereken, yeter diye haykırması gereken bir kadının yeni acılara davet etmesi tam bir akıl tutulmasıdır. Bilinmelidir ki, Filistin de yaşanan, kirli ve orantısız savaşta, toprağa düşen körpe bedenler, sadece Filistinli annelerin ümitlerini söndürmüyor, körüklediği kin ve nefretle dünya çocuklarının da hayallerini öldürüyor.

Yine bilinmelidir ki, sadece öldürenler değil, teşvik edenler ve hatta seyredenler de insanlığının vicdanından mahrum ediliyor, sonuçta biz inancımız gereği; orda ölenlere ölüler denmeyeceğini biliyoruz. Ve yaşananların da bizim insanlığımızı ortaya koyma sahnesi oluşturduğunu biliyoruz. Şuan burada olma sebebimiz de bu sahnede tarafımızı belli etme gayretidir.

Sağduyu ve sorumluluk sahibi olması gereken bir kadın politikacının bir bilim adamının buram buram ölüm, nefret ve soykırım kokan paylaşımlarımda bulunması, biz kadınların hayal kırıklığını bir kat daha arttırmıştır. Çünkü kadın, dünyaya hayat getiren, can taşıyandır. Girdiği yeri, sakinleştiren ve güzelleştirendir. Tüm bunların ışığında, bu nefret suçunu işleyen İsrailli vekili, İsrailli bilim adamını ve İsrail hükümetini burada bulunan tüm katılımcılarla birlikte şiddetle kınıyoruz. Nefret söylemleriyle Filistinli kadınlara, çocuklara yönelik, katliam ve soykırım, devam ettiği müddetçe Bolulu hanımlar olarak Bu zulüme sessiz kalmayacağımızı, ortak olmayacağımızı bildiriyor ve şu dakikadan itibaren Filistinli çocukların kanı bulaşmış olan İsrail menşeli hiçbir ürünü evlerimize sokmayarak, bu duyarlılığımızı harekete geçiriyoruz.

“İSRAİL MARKALARINI ALIŞVERİŞ LİSTEMİZDEN ÇIKARTIYORUZ”

Biz evin ekonomisinden sorumlu bayanlar olarak bir şişe koladan, bir diş macunundan, bir paket deterjandan ne çıkar demeksizin, İsrail tandanslı tüm markaları alışveriş listemizden çıkartıyor ve kamuoyunu da bu konuda duyarlı ve sorumlu olmaya davet ediyoruz.

Acıların yaşandığı tüm coğrafyalar, ve bilhassa Filistin de, oluşturulmuş açık hava hapishanesini, evlerimizde açık hava sineması halinde seyretmeye son vererek bu zulme bayanlar olarak sivil bir tepkide bulunmak istedik. Umut ediyorum ki, benim elimden ne geliyor diyen, duyarlı vatandaşlarımız, boykota katılarak idarecilerimiz, diplomasi sürecini en kısa sürede çözerek ve yerel yönetimlerimiz de vatandaşlarımızın yapacağı bu boykota katkı sağlayarak, kanayan yüreklerin susturulmasına, daha fazla çocuk ölmemesine, daha fazla anne ağlamamasına, yardımcı olur.

“BU DAHA FAZLA SÜREMEZ”

Sözlerime, Filistin Şifa hastanesinde gönüllü olarak görev yapan Norveçli profesör doktor MadsGilbert'in sözleri ile son veriyorum.,

"Kalbi ve gücü olan hiç kimse bir geceden sonra, şifa hastanesinden Filistin halkına yönelik katliamı bitirmeye karar vermeden çıkamaz. Ama kalpsiz ve vicdansızlar hesaplarını yaptılar ve Gazze de ki katliamı planladılar. Kan nehirleri bu akşam da akmaya devam edecek. Temizlikçiler bu gece de ölülerden arta kalanları süpürmeye devam edecek. Lütfen yapabileceğiniz her şeyi yapın, bu daha fazla süremez.”