İNSAN İLİŞKİLERİ-SİYASET-İKİZLER‏

Pazar günü`; Orhan Gülez, Bolu'da Necip Fazıl Kültür Merkezinde, insan ilişkileri konusunda tecrübelerini aktardı. Eksik olmasın hasta haliyle, yaşına rağmen güzel bir performans sergiledi. Oturmasını, kalkmasını, selamlaşmasını bilmeyen özürlü bir toplum olmanın verdiği rahatlılığı, güncel iletişim kaynaklarıyla tatmin eden bizler, cep telefonları, facebook'lar, bilgisayarlar, chatlerle gidersek de, vahşi kapitalizmin mutsuz insan modeli olduğumuzun farkına halen varabilmiş değiliz. Zamanı tüketiyoruz. İnsanlara güvenmiyoruz. Herkes kendi derdine düşmüş, bireysel yaşıyor ve kendi aramızda paylaşımı olmayan bizler, pekala sanal dünyada, hemen hemen her şeyi paylaşıyoruz. Komşuluk ilişkilerimiz zayıflamış, hastası olan, durumu kötü, muhtaç insanları kaderleriyle baş başa bırakıyoruz. Biz böyle değildik. Ne oldu da, teknoloji bizleri mutsuz, sevgisiz ve hoşgörüsüz bıraktı. Bunları sorgulamamız lazım. Konuşmada, yaşlı bir teyzenin hayat hikayesini anlatması da, günün, konuşmanın, insan ilişkilerin boyutu açısından yerinde ve güzeldi.

SEÇİMLERE DOĞRU

Dün milletvekili aday adayı Ali Erçoşkun'u cemiyet binamızda dinledik, sorular sorduk. Doğru olan açıklamalar, yerinde, kırmadan dökmeden, samimi bir havada geçti. Cemiyet olarak gazeteciler olarak bizler, duyduklarımızı, gördüklerimizi ülke yararına, her şeyi sormak zorundayız. Bu seçimler belirsiz gibi gözükse de, kanımca sıralama Fatih Metin, Ömer Baygın, Ali Erçoşkun şeklinde yürüyeceği kanaatindeyim. Gerede belki farklılık gösterse de, durum bu.

İKİZLER-MANTAR FLORASININ MİMARLARI

Bolu'muz mantar çeşitliliği bakımından muhteşem bir seviyede. Mantar deyip geçmemek lazım hem ev ekonomisine katkıda bulunmakta, hem de mantar kültürümüze renk getirmekte. Zehirli-zehirsiz oluşları nedeni önemli bir faktör. Allah'tan köylümüz ya da insanımız mantarı tanımakta. Kanlıca, içikızıl, ağaç mantarı vs. Biz Bolulular olarak; mantar konusunda rüştünü ispatlamış Necmi ve Hayri ikizlerimizden faydalanmamız lazım. Bolu mantar konusunda Kızılağıl Köyü'nde ya da at yaylasında yetişen ülke çapında kirazları, Seben'de yetişen kavun, karpuz, elması geçmişte fındığımız yetişiyordu şimdi bu konuya da el atmamız gerektiğine inanıyorum. Tarım İl Müdürlüğü, ziraatçiler, üniversitemizin artık Semerciler, Merkeşler Köyü'nde yetişen dağ fındığı da dahil, fındık işine el atması gerektiğine inanıyorum. Ne dersiniz! Haksız mıyız?