D-100 Güney Çevre Yolu Projesi'nin hayata geçirildiğini söyleyen AKP Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, Demiryolu Projesi'ni ilk kez Seçim Gündemi'nde açıkladı. Kamuoyundaki ‘çerez parası' tepkisini de değerlendiren Ercoşkun CHP'nin Merkez Türkiye projesini de yorumladı.

D-100 Güney Çevre Yolu Projesi'nin hayata geçirildiğini söyleyen AKP Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, Demiryolu Projesi'ni de ilk kez Seçim Gündemi'nde açıkladı. Ercoşkun ayrıca ‘AK Parti'nin oyları eriyor mu?', ‘Kürdistan kurulacak mı?', ‘Neden Başkanlık Sistemi?' sorularını da cevapladı. Kamuoyundaki ‘çerez parası' tepkisini de değerlendiren Ercoşkun CHP'nin Merkez Türkiye projesini de yorumladı. AK Parti Bolu 1. Sıra Adayı Ali Ercoşkun Gazeteci Arzu Sarı'nın hazırlayıp sunduğu Seçim Gündemi adlı haber programının canlı yayın konuğu oldu.

“YENİÇAĞA'NIN GELECEĞİNİ DEĞİŞTİRECEK”

Köroğlu TV'de Ana Haber Bülteni'nin hemen ardından yayına giren Seçim Gündemi'nde soruları cevaplandıran Ercoşkun, Yeniçağa'da açılan doğalgaz pankartına gelen tepkilere cevap verdi. Ercoşkun, Yeniçağa'da Enerji Bakanımız Taner Yıldız geldiği zaman oradaki vatandaşlarında bu konudaki istekleri ile alakalı çok katılımlı bir toplantıda vardı. O toplantıda sayın bakanımız müjdeyi verdi. Yeniçağa'ya doğalgazı getiriyoruz diye. O pankartta büyük ihtimal buna yönelik bir pankarttır. Yeniçağa'ya doğalgaz geldi, döşendi, yakıldı anlamında değil. Yeniçağa'ya doğalgaz geliyor anlamında. Fakat bunun arka planı da var. Bu bir günlük verilmiş söz değil. Yeniçağa belediye başkanımız Recai Çağlar belediye başkanı olduğu günden itibaren bu konuda çok ciddi efor sarf etti. Enerji Bakanlığı'na belki 10 sefer gitmişizdir. Aynı şekilde EPDK'ya gitmişizdir. Yapılması gereken belediye meclis kararları, vatandaşın talep toplaması tüm bunlar gerçekleşti ve EPDK'da şu anda kurulda. Gaz dağıtım şirketleri de bu işi yapabileceklerine dair görüşlerini de beyan ettiler. Dolayısıyla hiçbir sorun kalmadı. Hiçbir engel kalmadı iş yoluna girdi. Şu anda gaz gelmiş, yanmış değil. İlk gazın verildiğinde de orada yine bir tören yaparız. Çok büyük bir adım. Yeniçağa için tarihi günler bunlar. Hem doğalgaz müjdesi hem sayın başbakanımızın Bolu'daki mitingde sözünü ettiği organize sanayilerden birisinin Yeniçağa'da yapılacak olması Yeniçağa'nın geleceğini değiştirecek inşallah” dedi.

“BİR DAHA PATLAMAMAK ÜZERE…”

Patlayan su borularının döşenecek olan çelik boru hattı ile bundan sonra patlamayacağını belirten Ercoşkun Güney Çevre Yolu Projesi'nin de ihalesinin yapılacağını kaydetti. Ercoşkun, Bu hat çok önemliydi. Çünkü hayati sıkıntılara gebe bir iş. Bu hat kalırken çelik borularla ikinci bir hat çekilmesi uzun zamandır takip ettiğimiz bir iş. Sayın Orman ve Su İşleri Bakanımızın talimatlarıyla DSİ Genel Müdürlüğü bu işi yürütecek. Ama Kalkınma Bakanlığı'ndan da sonuçta onay alınması gerekiyor. Burada yanlış yazışma söz konusuydu. Yanlış anlaşılmalar, yanlış süreçler. İşin sekretaryasını bizim yapacak halimiz yok. Sonuçta sekretaryasını takip edecekler etti. Netice itibariyle de Kalkınma Bakanlığımızda bu işin önünü açıyor. Yeni çelik boru hattıyla artık bir daha patlamamak üzere bu sistemi yenileyeceğiz. Yine uzun dönemdir beklenen Bolu'nun içinden geçen D-100'ün Güney Çevre Yolu Projesi kapsamında deplasesi söz konusu. Buda uzun zamandır takip ettiğimiz hatta belediyenin arkasında yapılan o hafriyatın malzemesinin dökülerek fiilen toprak olarak bir yol açımı söz konusu oldu. Bu açılan Büyüksu'ya kadar olan kısmın asfaltlama ihalesine de karayollarımız çıkıyor. Bununla ilgili duyuruları da bu hafta sonuna kadar yapmış olacak” ifadelerini kullandı.

“ASFALTLAMA İHALESİNE ÇIKILACAK!”

Ercoşkun Başbakan Davutoğlu'nun Bolu'ya geldiğinde söylemediği projeyi de açıkladı: Ulaştırma Bakanımızın onay vermesi gereken oldukça büyük bir iş. Bölge Müdürlüğü yetkisinde olan bir iş değil. Biz gerek Lütfi Elvan Beyle görüştük gerekse seçimden dolayı bakanımız görevi devrediyor. Şu anda bakanlık görevini yürüten Müsteşarımız Feridun Beyle de il başkanımızla, yine belediyeden yetkililerimizle beraber ziyaretlerimiz neticesinde talimatlar verilmişti. Şu anda ihale aşamasına geldi. Önümüzdeki günlerde Gölköy sapağıyla Paşaköy arasında kalan mevkiden güneye doğru olan kısmın Büyüksu'ya kadar olan tarafı yapılabildiği kadar, projesinin hazır olan kısmının asfaltlama ihalesine çıkılacak. Karayolları tarafından bu yolun karayolları standartlarında yapımı gerçekleşecek. Bolumuza hayırlı uğurlu olsun.

TURİZM GELİŞİM BÖLGESİ

Sayın Davutoğlu'nun gerek Ak Parti İl Kongresi'ne geldiğinde gerekse Salı günü gerçekleşen o mitingde yapmış olduğu açıklamalar bizim yıllardan beri hayal ettiğimiz ve Bolu'nun da geleceğine şekil verecek işler. Ben bildim bileli Bolu turizm kenti olacak diye konuşulur. Bu konuda somut adım atma anlamında da hep böyle ikinci planda kalır. Biz Kartalkaya'dan Karacsu'ya kadar olan kısmı Turizm Gelişim Bölgesi olarak ilan etmemizi, Başbakan'ın imzaladığını beyan etmesi bence aslında Bolu'nun önünü açacak en önemli gelişme. Bolu'nun bir senesi, 2 senesi değil biz 30 senesini, 50 senesini düşünerek hareket etmek durumundayız. Şu anda hayal ettiğimiz işler Türkiye'nin de gündeminde olacak sadece Bolu'yu değil, Türkiye'nin geleceğini de etkileyecek işlerden birisi.

ANKARA İLE İSTANBUL'U 1,5 SAAT

Bunun için ciddi bir organizasyon düşünüyoruz. Hazırlıklarımız bittiğinde yine ilk önce size açıklasak da genel bir şey yapsak daha iyi olmaz mı? Ulaşımla alakalı mega bir projedir bu. Bu sadece Bolu'yu ilgilendirmiyor. Aslında bu İstanbul'u da ilgilendiriyor, Karadeniz'i komple ilgilendiriyor. Ama Bolu'nun avantajlı konumu Ankara – İstanbul'un orta noktasındaki ve 2 saatlik mesafede 25 milyon'a hitap edebilecek konumu bu manada önemli. Bolu'nun batısında bir hat söz konusu. Ankara ile İstanbul arasında. Bu hatta her hangi bir nokta olmayacak. Mudurnu'da böyle bir şey olmayacak. Çünkü bu hattı Ankara ile İstanbul'u 1 buçuk saat içinde birbirine bağlayacak bir hat olarak planlıyorlar. Ankara'dan kalkacak hiçbir yerde durmayacak direk İstanbul'a gidecek. Böyle olursa daha rantabl. Yani uçağın alternatifi olacak. Uçakla kalktı indi 50 dakika. Aynı şeyin trenle yapılması planlanıyor. Bunu da uluslararası yatırımcılarla gerçekleştirmek düşünülüyor. Dolayısıyla orada olmayabilir. Ama bizim düşündüğümüz hat daha farklı bir hat. Bununda çok ciddi manada da altyapısını yaptık. Detaylarını önümüzdeki günlerde paylaşalım”

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ‘çeraz parası' söylemine kamuoyundan gelen tepkilere Ercoşkun Topkapı Sarayı ve Osmanlı örneği ile cevap verdi. Çok şeyler söylenebilir. Hiç Topkapı Sarayı'na gittiniz mi? Topkapı Sarayı'na ilk girdiğinizde o yabancı ülke elçilerinin karşılandığı mekandaki ihtişamı görmüşsünüzdür. Dış ülkelerden misafirler, gerek ülkelerin işte kralları, kraliçeleri veya elçileri orada ağırlanır. Ama öyle ihtişamlı bir yerdir ki orası giren insanın feleği şaşar. Ama arka tarafta Osmanlı'nın padişahlarının veya saray halkının konakladığı, günlük kullandığı yerler normal her yerde görebileceğiniz yerlerdir. Ama o ön taraf Osmanlı'nın ihtişamını devleti büyüklüğünü, kudretini gösterir. 2002 yılı Ak Parti zamanında maalesef o deprem acısını çekmiş bir il olarak deprem için uluslararası arenadan gelen yardımların memurlara maaş olarak ödendiğini biliyoruz. Düşünün o kadar yokluk içinde bir ülkeydi ki, bırakın IMF Başkanını Türkiye Masası Şefinin randevu vermesi için Amerika'ya gidip bir hafta bekleyen bakanlarımızı biliyoruz. Borç alabilmek için bunu yapıyordu bu ülke. Ama şu anda IMF'ye olan 23 Milyar Dolar borcunu ödemiş Merkez Bankası'ndaki 27 buçuk Milyar Dolar parasını da 122 Milyar Dolara çıkartmış bugünkü rakamlarla. Ülkenin gelmiş olduğu boyut anlamında Türkiye'nin kuvvetini, Türkiye'nin büyüklüğünü değerlendirmek anlamında bir deyim olarak kullanmış olur sayın bakanımız. Bence bunu da çokta büyütmemek gerekir. Türkiye'nin en önemli kurumlarındaki başkanları, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ifade edersek, Diyanet İşleri Başkanlığı bence Türkiye içerisindeki en itibarlı kurumlardan bir tanesi. Bu şekilde gündeme getirilmesi de doğru değil bence. Niye seçim öncesi hep bunlar gündeme gelir? Bunu da sorgulamak lazım. Normal şartlarda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın araçlara yaptığı harcamalar geçen sene hiç gündemde değildi. Ondan önceki senede değildi. Niye 7 Haziran seçimlerine birkaç ay kala bu gündeme geliyor. Burada eksik aramak isteyen çok eksik görür. Eksik bulmak isteyen de çok eksik bulabilir. Bunlar siyaset bina etmek doğru değildir bence. Burada Türkiye'nin gelmiş olduğu nokta hem devlet büyükleri anlamında hem de kurumların başında bulunan insanlar anlamından en iyi şekilde temsil edilmelidir. Bunu da her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da onurla, gururla temsil eder bence. Bunun dışında hemen seçim öncesi bu değerlendirmelerin olması da bunlar bir polemik ortaya çıkartabilme gayretidir diye düşünüyorum”

Seçimlerden sonra çözüm süreci nasıl devam edecek? Kürdistan kurulacak mı? Ercoşkun şöyle cevap verdi: Sokaktaki bir vatandaşın, benim kalbimden gönlümden geçen neyse Sayın Davutoğlu'nun da kalbinden gönlünden geçen aynı, Cumhurbaşkanımızın da gönlünden geçen aynı. Bunu da sadece kalbinden geçirmekle bırakmıyorlar ne Cumhurbaşkanımız ne Başbakanımız. Kılıçdaroğlu'nun iki katı Bahçeli'nin 3 katı miting yaptı başbakanımız. Ve gitti her yerde tek bayrak, tek devlet, tek millet, bir karış toprağımızdan taviz vermemiz mümkün değil, ifadesini her yerde işledi. Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu gerek başbakanlığı sırasında net bir şekilde ortaya koymuştu, cumhurbaşkanı olarak gittiği her yerde de bunu açık net bir şekilde ortaya konuyor. Bizim buradaki derdimiz, memleketin her karış toprağında yaşayan insanların demokratik hak ve özgürlüklerinin eşit bir şekilde ifade edilebilme kaygısı. Çözüm sürecinde gelinen nokta itibariyle atılması gereken bütün adımlar atıldı. Şu anda o terörist, ateist örgütün, o Türkiye'ye çok büyük acılar çektiren ve maşa olarak kullanılan o örgütün artık silahları bırakması, gömmesi ve ondan sonra da….

Bu yapı tek bir merkezden kontrol edilen bir yapı değil. Kendi iradesi dışında farklı iradeler tarafından kullanılan yapılardır. Türkiye'nin gelmiş olduğu nokta, Türkiye'nin bölgesindeki etkinliği, Türkiye'nin gelecekte alabileceği roller kimlerin işine gelmiyorsa, bütün bu işine gelmeyen devletler yapılar, bunu engellemek için ne gerekiyorsa yapacaklar. Onların kendi menfaatleri açısından böyle yapmaları lazım. Ama bizde eğer büyük devletsek, kudretli devletsek o geçmişten gelen gücümüzün, kuvvetimizin farkındaysak o zaman bunlara pabuç bırakmayacağız. Aslında mecliste çok büyük tartışmalara sahne olan iç güvenlik reformunda işte bu devlerin hukuk kuralları çerçevesinde kalması ama diğer taraftan iradesini, kudretini net bir şekilde ortaya koyabilmesinin yolunu açıyordu o paket. Ve bunu da en fazla engellemeye çalışan HDP idi. Ama maalesef HDP'ye MHP ve CHP'nin de bir desteği söz konusuydu. Bunu hep dile getirdik. Vatandaşımız da gördü. Nasıl şu anda HDP seçime parti olarak girmeye ikna edilmişse, her iki durumda da barajı geçerlerse Ak Parti'ye zarar vermek için geçmezlerse de Türkiye'nin istikrarına zarar vermek için bu manada ikna edildiler. Ama millet bu oyunu bu tezgahı görüyor. Şu anda propagandası yapılan parti HDP. En fazla öne çıkartılmaya çalışılan kişi de Selahattin Demirtaş. Bunda bir gariplik yok mu? Bu garipliği de vatandaş çok net bir şekilde görüyor. Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünün teminatı Ak Partidir. Bugüne kadar icraatlarıyla bu bölünmez bütünlüğü sağlayacağını ortaya koymuştur. Çok önemli bir süreç. Bence Türkiye'de Ak Parti'nin başardığı en önemli iş Türkiye'nin bölünmesini önlemesidir. Siyasi anlamda kazanılan başarılar, ekonomik anlamda kazanılan başarılar açıkçası benim için önemli değil. Biz yeri gelir bir kuru ekmeğe bir baş soğanla kendimizi yürütürüz. Ama devletin o bölünmez bütünlüğünü savunmak bizim birinci vazifemizdir. Ak Parti'nin de kurucu genel başkanlığımızı yapan şu anda Cumhurbaşkanımız olan Recep Tayyip Erdoğan'ın da başardığı en büyük iş işte budur. Bu bölünmez bütünlüğün teminatı olmaktır”

NEDEN BAŞKANLIK SİSTEMİ?

“O oturmuş düzende sıkıntımız var. Oturmuş düzen maalesef 12 Eylül askeri darbesinden sonra farklı kontrol mekanizmalarıyla kuvvetlendirilmiş bir parlamenter sistemden bahsediyoruz. Rahmetli Özal'ın bir lafı var. 550 milletvekilin 550'sini de kazansanız devletin yürüyüşündeki etkiniz yüzde 20'yi geçmez derdi Özal. Evet bazı adımlarla anayasa değişiklikleriyle şu referandum sürecinde yapılan anayasa değişiklikleriyle belli kısımlar tamir edilmeye çalışıldı. Ama yeterli değil, sivil bir anayasanın gerçekleşmesi şart. Başkanlık sisteminde bir rejim değişikliğinden bahsedilmiyor aslında. Başkanlık sistemi sadece o parlamenter yapının yani yürütmenin dizaynını konuşuyoruz biz. Şuanda yasama ve yürütmeyi birbirinden ayırmak mümkün mü? AK Partinin tek başına iktidar olduğu süreçte hükümetin ve AK Partinin gündeme almak istediği bir yasayı ve teklifi TBMM'de gündeme almak bile mümkün değil. Açıkça söylüyorum bunu bundan herhangi bir rahatsızlık duymak gerekmiyor çünkü sistem bu. Başkanlık sisteminde yürütme ayrı bir erk ama attığı adımları onaylatmak, bütçesinden tutun işlerini senatodan geçirmek zorunda. Yani gerçek kuvvetler ayrılığından bahsediyoruz. Bu seçimlerde önce elde edilen kazanımların daha ileriye gidip gitmeyeceği oylanacak. Diğer taraftan artık şart bizim için 2007'den sonra yapamadık, 2011 sonrası yapamadık ama bu seçimlerden sonra yeni sivil anayasayı yapmak zorundayız. Ondan sonra da başkanlık sistemini tartışmak zorundayız”

CHP'li Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı Merkez Türkiye projesi hakkında Ercoşkun şunları söyledi: Kılıçdaroğlu çıkıyor meydanlarda bana 4 sene verin ama sonra 2035'de neticelenecek projeden bahsediyor. Merkez Türkiye diyenler bizim 3. Havaalanı projesi için ne gerek var diyorlardı. Onlar zannediyorlardı ki havaalanı yetmiyor o yüzden yapılacak. Bir merkez yapabilmek için yapılıyor havaalanı. Dünyanın her yerinden gelecek yolcuların transfer merkezi haline gelecek. Aynı şekilde Marmaray'ı yaptık. Avrasya Tüneli aynı şekilde. Londra'daki insan Pekin'e gitmek için buradan geçecek. Bakü-Tiflis-Ceyhan Hattı'ndan bahsediyoruz, Enerji hatlarından bahsediyoruz bunlar merkez olacak”

Erdoğan'ın konuşmalarında Kılıçdaroğlu ve projelerini eleştirmesi hakkında Ercoşkun şu değerlendirmeyi yaptı: Cumhurbaşkanının seçim vaat ve projelerini eleştirmesini cumhurbaşkanının icraatlarıyla ilgili tarafsız olduğunu düşünüyorum. Ama Cumhurbaşkanının vaatlerini hatırlayın seçim meydanlarında. ‘Ben artık bilfiil işin içinde ve icraatların içinde olan ve milletin bana verdiği yetkiyi sonuna kadar kullanacak olan bir cumhurbaşkanı olacağım' demişti. Kendi görüşünü, fikrini, icraatını yansıtacak şeyleri ortaya koyuyor ben gurur duyuyorum. Milletten oy ve yetki isterken bunu söylemişti” Haber Merkezi