Seçim ilkimi iyice kendini hissettirmeye başladı, aday adaları kendini tanıtma, sesini duyurma peşinde, sanki adayı belirleyecek olanlar muhtarlar veya STK'larmış gibi onlar ziyaret edilip destek isteniyor.

Merkeze sesini duyurmak için farklı yollar deneyenlerde var, mesela o ilin en meşhuruyla polemiğe girmek bunlardan biri.

Belediye başkanına sarmış CHP'li aday adayımız, seçimleri karıştırmış olmalı yerel değil genel seçimlere girdiğimizi biri kendisine söylemeli.

Ne demiş mesela,

Bolu ağır sanayi şehri olmamalı demiş. Başkanda zaten niteliksiz göç istemediğini şehri turizm, spor ve kültür üzerine geliştirmek istediğini defalarca söylemişti.

Bolu da işsizlik oranını yarı yarıya düşüreceğini söylemiş. Eğer oran Türkiye genelinde düşmezse kendisinin de istemediği, Bolu'nun niteliksiz göç alacağını hesaba katmamış olsa gerek, bu gün İstanbul'un neden sürekli nüfusunun arttığını düşünmesi lazım.

Beyaz et sektörünün Bolu'da devam etmesi gerektiğini söylemiş. Onları Bolu'dan kovmak isteyen yok bildiğim kadarıyla.

Bolu, Türkiye'nin en güzel tabiatına sahip, turizm üzerine yoğunlaşmamız lazım demiş. Başkan da her iki lafından birinde Bolu için ‘Allah'ın doğal güzellikte cömertçe davrandığı şehrimiz' demektedir, gelişim hedefini ağırlıkta turizm olarak belirlediği gibi birde başbakanın ziyaretinde bunu tescilletmiştir.

Son olarak Bolu'yu bu arkadaştan kurtaracağız demiş. Zaten son dönemi, kendi partilerinde olmayan 3 dönem kuralı var ve muhtemelen adayımız vekil olsa bile sonraki genel ve yerel seçimler bir yapılacağı için bunu göremeyebilir.

Başbakan Davutoğlu bizatihi kendisinin katıldığı aday adayı mülakatında, aday a ‘ilk meclis konuşmanız ne üzerine olacak, ilk kanunun teklifinizi hangi konuda yapmayı düşünüyorsunuz?' diye sormuş…

İşte aday adaylarının kendine soracağı soru ve kendini tanıtırken yapacağı asıl açıklama budur.