Mahkeme kararı ile göreve iadesi gerçekleştirilen CHP Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Yıkılmaz, kendisini görevden alan CHP İl Başkanı Kazım Karsu ile ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yıkılmaz, Yetkilerini hiçbir gerekçeye, belgeye, bilgiye bağlamadan bizim üzerimizde bir kıyım makinesi haline getirmeye çalışırlarsa, açlık grevi de dahil her türlü direnişi arkadaşlarımla birlikte sergileyeceğim” dedi.

CHP Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Yıkılmaz geçtiğimiz günlerde İl Başkanlığı tarafından görevden alınmıştı. Yıkılmaz mahkeme kararı ile göreve iade edilse de İl Başkanı Kazım Karsu, bu karara itiraz ederek gazetelere verdiği demeçlerde bu kararı tanımadığını, mahkemenin konuyu bilmediğini ve yanlış karar aldığını, Hüseyin Yıkılmaz başkanlığındaki Merkez İlçe yönetiminin görevde dahi olmadığını ifade etmişti. Bu konulara değinen ve çok çarpıcı açıklamalarda bulunan CHP Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Yıkılmaz, İl Başkanı Kazım Karsu'yu hedef alarak, Seçilen insanlara çerden çöpten insanlar damgasını vuranların yüzüne haklı mücadelemizi bizim lehimize sonuçlandıracak her türlü girişimde bulunacağım. Kongrelerde elde ettiğim hakkımı, masa başında, benzin istasyonlarında, lokal masalarında hiç kimseye yedirmem. Yedirmeyeceğim de” şekline açıklamalarda bulundu. Hüseyin Yıkılmaz'ın konu ile ilgili açıklamaları şöyle;

“ÖN SEÇİMLERDE 700-800 CİVARI OY KULLANILDI”

Bizim göreve iade edilmemizden önce, o zaman için atanan geçici yönetim delege seçimleri ile ilgili hazırlıklarını yapmış idi. Biz göreve geldikten sonra onların yaptığı hazırlık çerçevesinde, yine geçici yönetimin belirlediği tarihlerde ve onların hazırladığı seçim atmosferinde, onların belirlediği seçim yöntemiyle, takvimin de çok sıkışık olması nedeniyle herhangi bir değişiklik yapmaksızın aynı şartlarda seçimi gerçekleştirdik. Bir önceki seçime göre oldukça yoğun bir katılım oldu. Tabi seçimin tarihinin hafta içi olması, özellikle bizim merkeze bağlı köylerde mevsim itibari ile zirai anlamda tarlaların sürüldüğü, ormanlarda insanların çalıştığı bir sürece denk geldi. Bizim parti üyelerimizin bir çoğu fabrika işçisi, çalışıyorlar, ona rağmen yine 700-800 kişilik bir katılımla bu partiye yakışacak bir şekilde ön seçim mahalle ve köy delege seçimlerini gerçekleştirdik.

“ARTIK BU İŞİN KONTROLÜ KAYBEDİLDİ”

Bizim mahkemeden dönüş kararımıza, göreve iade kararımıza, İl Yönetimi, Genel Merkezden gelen avukat aracılığıyla buradaki 1. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde itiraz ettiler. Kararla ilgili İl Başkanının gazetelere verdiği demeçler var. Çok ilginç, gerçekten çok şaşırdım. Hukukçu birinin verdiği kararı o bilmez, hakime hanım konuyu bilmiyormuş, yanlış karar vermiş demek artık bu işin kontrolünün nasıl kaybedildiği ile ilgili çarpıcı bir örnek.

“SEÇİM SONUÇLARINI İL BAŞKANIMIZA BİR TÜRLÜ BEĞENDİREMEDİK”

Sonuç itibari ile biz bir şey yaparken tüzük yönetmeliklerine bakıyoruz, kongre yapacaksak kongre yönetmeliklerine bakıyoruz. Aslında ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, hazırlanmış bir tüzük ve kongre yönetmeliği var. Ama buna rağmen ne yazık ki biz delege seçimleri sonuçlarını İl Başkanımıza bir türlü beğendiremedik. Bizim yaptığımızı antidemokratik buldu, bizi görevden aldılar. Ardından seçim kurulu nezdinde girişimde bulunarak daha önce yapılan delege seçimlerini, herhangi bir belgeye, bilgiye dayanmadan, tamamen afaki sözlerle iptal ettirdiler. Ancak bizden sonra geçici olarak atanan yönetim kurulu da bizim yaptığımız seçime benzer bir seçim yöntemi belirlemiş. Biz herhangi bir değişiklik yapmadık, onların belirlediği yöntemle yaptık bu seçimi ancak İl Başkanımız bu seçim sonuçlarını da beğenmedi. Hatta bizim görevde dahi olmadığımızı beyan etti gazetelerde.

“BİZ YÖNETİMDE DEĞİLSEK, GEÇİCİ YÖNETİM NEDEN ORTADA YOK?”

Şimdi insana sormak gerekiyor; biz görevde değilsek ikinci kez yapılan delege seçimlerine de itiraz var, bizi yönetici olarak muhatap almıyorsanız bu itiraz dilekçeleri neden? Biz yönetimde değilsek, mahkeme kararını tanımıyorsanız geçici yönetim neden ortada yok? Bizi yönetici olarak tanımıyorsanız ikinci kez yaptığımız delege seçimlerini mahkemenin atadığı geçici yönetim kurulunun yapması gerekiyordu ama onlar da ortada yok.

“TUTUM VE DAVRANIŞLARI KÖKTEN DEĞİŞTİ”

Bilgi kirliliğinden kaynaklanan, ön yargılardan kaynaklanan ve ne yazık ki Genel Başkanlık yarışının altında ezilen bir süreç var. Tabi Bolu Milletvekilimizin Genel Başkana alternatif bir seçenek olarak adaylığını açıklayan Muharrem İnce'nin yanında yer almasından sonra neredeyse bütün partide dengeler Genel Başkanlık yarışına dönüştü. Bugüne değin 3 yıl beraber çalıştığımız il yöneticisi arkadaşlarımızın, başta İl Başkanı olmak üzere tutum ve davranışları kökten değişti.

“UCUZ, AMİYANE BİR DAVRANIŞ TARZI”

Bugüne değin İl Başkanımızın hep söylediği ve bugüne değin arkasında dürüst bir şekilde durduğu; ‘seçimle gelen yönetimlerin ancak seçimle gideceği' sözü bir gecede ortadan kayboldu. Şimdi aynı sözleri söyleyen İl Başkanı bir gecede bizi, bir Ankara ziyaretinden sonra dönüşte, bizimle görüşme gereği dahi bile duymadan, masamıza bırakılan bir yazıyla bizi görevden aldığını bildirdi. Ucuz, amiyane bir davranış tarzı. Onları da artık çok umursamıyorum.

“BİR MİKTAR PARA HARCADIM DİYE BU KARARLARI DA KENDİ OTORİTENİZLE ALIYORSANIZ …”

Hukuki bir sonuç var ortada, mahkemenin verdiği bir karar var. Sonuçta biz bütün siyasi yaşamımızda da olsun, normal yaşamımızda da olsun hukukun verdiği kararlara uymakla yükümlüyüz. Beğenmezseniz bir üst mahkemeye itiraz edersiniz ve itirazın sonucunu beklemek zorundasınız. Daha itiraz etmeden dahi, hakime hanım yanlış karar vermiştir, o konuyu bilmiyor, onlar zaten görevde dahi değil deme lüksünüz yok. Çünkü burası bir ticari işletme değil. Bir benzin istasyonu, bir firma veya kar amacı güden bir kurum değil. Buranın bütün çalışmaları gönüllülük esasına dayalı olarak yapılıyor. Siz bir miktar para harcadım diye bu kararları da kendi otoritenizle alıyorsanız, bu tartışılır.

“İLÇE KONGRESİ TARİHİNİ 5 ARALIK OLARAK BELİRLEDİK”

Biz itiraz edildiği için mahkeme kararını bekliyoruz. Velev ki mahkeme benim lehime, yönetim kurulundaki arkadaşlarım lehine karar verirse biz görevimizin başındayız. Bu anlamda normal tarih olarak belirlenmiş 23 Kasım tarihi de ertelendi. Biz ikinci kez İlçe Kongresi tarihini 5 Aralık olarak belirledik. Tabi şuan partide kurulmuş olan engizisyon mahkemesi buna izin verirse kongremizi gerçekleştireceğiz.

“GENEL MERKEZE YAZILMIŞ DİLEKÇELERİMİZ VAR”

Mahkeme kararının lehimize olmasına rağmen hala üzerimizde bir baskı oluşturmaya, adeta bir demokrasi kılıcı gibi İl Yönetiminin ve İl Başkanına verilen kimi yetkileri hiçbir gerekçeye, belgeye, bilgiye bağlamadan bizim üzerimizde bir kıyım makinesi haline getirmeye çalışırlarsa da ben buradan açık ve net şekilde söyleyeyim, açlık grevi de dahil her türlü direnişi arkadaşlarımla birlikte sergileyeceğim. Bu anlamda buna bir başlangıç olarak, Genel Merkeze yazılmış dilekçelerimiz var. Bu dilekçelerimizi Genel Başkana bizzat götüreceğiz.

“3500 TANE ÜYEMİZİN SEÇTİĞİ DELEGENİN DE HAKKINI KORUYACAĞIM”

Seçen ve seçilenlerin onurunu korumak adına, işini gücünü bırakıp buraya oy vermeye gelen tüm üyelerimizin seçme iradesini korumak, seçilen mahalle delegelerinin de seçilme haklarını ve seçilmiş olmaktan kaynaklanan doğal haklarını bir ya da iki kişinin keyfe keder, ezbere ellerine almasıyla ilgili iradeye direneceğim. Bundan bir sonuç çıkmazsa dediğim gibi açlık grevi de dahil, Ankara'ya yürüyerek gitmek de dahil her türlü eylemi direnme anlamında gerçekleştireceğim. Bunu herkesin bilmesini istiyorum. Çünkü ben İl Başkanının dediği gibi seçimle gelmiş bir İlçe Başkanı olarak burada 3500 tane üyemizin seçtiği delegenin de hakkını koruyacağım, seçenlerin de hakkını koruyacağım. O anlamda hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Seçilen insanlara çerden çöpten insanlar damgasını vuranların yüzüne haklı mücadelemizi bizim lehimize sonuçlandıracak her türlü girişimde bulunacağım.

“MASA BAŞINDA, BENZİN İSTASYONLARINDA, LOKAL MASALARINDA HİÇ KİMSEYE YEDİRMEM”

Cumhuriyet Halk Partisi öyle birkaç kişinin bir araya gelip İç İşleri Bakanlığına verilen bir dilekçe ile kurulmuş bir parti değil. Tam 92 yaşında ve Dünyada sayılı partilerden bir tanesi. Kuruluş aşamasında binlerce insanın, binlerce şehidin kanı var. Bu partinin ilk Genel Başkanı, bu partinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve bütün Genel Başkanlara baktığınızda hepsi birbirinden değerli, birbirinden donanımlı insanlar. Böylesine bir partinin Bolu Merkez İlçe Başkanı olarak da kongrelerde elde ettiğim hakkımı, masa başında, benzin istasyonlarında, lokal masalarında hiç kimseye yedirmem. Yedirmeyeceğim de.
(Özel Haber: Emrah ÖGET)

CHP Bolu örgütündeki partililerce Genel Merkeze gönderilmek üzere imzalanan dilekçenin örneği;

CUMHURİYET HALK PARTİSİ

GENEL BAŞKANLIĞI'NA

CUMHURİYET HALK PARTİSİ HALKINDIR!

Partimizin son günlerde parti tabanında ve Bolu kamuoyunda olumsuz şekilde tartışılıyor olması partili olarak beni üzmektedir.

Cumhuriyet Halk Partisi Bolu örgütünün 34 yıl aradan sonraki milletvekili çıkarma başarısı ne yazık ki partideki bir takım grupları rahatsız etmiş görünmektedir.

Partimiz Bolu gibi muhafazakar bir ilde, çok zor koşullarda siyaset üretmeye çalışırken, parti içinden bir takım çıkar gruplarının bu başarıyı, başarısızlığa dönüştürme çabaları parti tabanımızda bilinmektedir.

2005 yılındaki Genel Başkanımız Sayın Deniz BAYKAL aleyhine ÇİRKİN açıklamalar yaparak partimizden olaylı bir şekilde istifa eden bir grubun 2009 yılında genel merkez tarafından AFFEDİLEREK tekrar geri dönmeleri ile birlikte yeni kargaşalar baş göstermiştir.

2014 Belediye Başkan adayı ön seçimleri, 2015 Milletvekilliği ön seçimleri devamında Merkez İlçe Kongresi ve nihayet İl Kongresinde partimizi kamuoyunda yine tartışılır hale getirmişlerdir.

07 Haziran seçimlerinde oyunu en çok arttıran ikinci il olan BOLU'da 01 Kasım seçimlerinde adeta vekil çıkarmayalım diye didinen bu gruplar Merkez İlçe Kongre delegelerinin seçiminde yine sahne almış ve yine bir KAOSUN mimarı olmuşlardır.

Delege seçimlerinde istedikleri olmayınca İlçe Yönetim Kurulunun görevden alınmasını, delege seçimlerinin iptalini İl Yönetimi üzerinde baskı kurarak sağlamışlardır. Yargı kararını da tanımayan bu çıkar grupları İl Yönetimini adeta kendileri yönetir hale getirmişlerdir.

Üyenin sandığa yansıyan iradesini yok saymışlardır. Seçilen delegeleri ÇERDEN-ÇÖPTEN diye tabir ederek tartışmaya açmışlardır.

Bu nedenlerle partili olarak aşağıdaki imzam ile delege seçimlerinde kullandığım oyumun üzerinde OYUN oynanmasına izin vermiyorum.

Konunun hakkaniyet ölçülerinde düzenlenmesini arz ederim. 20.11.2015