MHP İl Binasında düzenlenen basın toplantısında milletvekili aday adaylığını açıklayan Hasan Dinç, Çorakta olsa çölde olsa vatan sevgisi bizim genlerimize işlemiştir, kimseye yan baktırmayız. Vatan için ölünür ama bir parçası düşmana verilemez. Güneydoğuda şuan 18 vilayetin hesabı yapılıyor, ancak Türk milliyetçileri son sözünü henüz söylemedi, kimse bizi hafife almasın” ifadelerini kullandı.

Haber Yaşar DİNÇER

MHP İl Binasında aday adaylığını açıklayan Hasan Dinç'in düzenlediği basın toplantısına, MHP İl Başkanı Mehmet Aydın, Karacasu Belde Belediye Başkanı Celal Beydilli, Merkez İlçe Başkanı Ahmet Yılmaz, eski il ve ilçe başkanları ile çok sayıda partili katıldı. Hasan Dinç neden milletvekilliğine neden aday adaylığını koyduğunu ise şu sözlerle açıkladı;

“69 YILLIK DEMOKRATİK HAYATIN EN ÖNEMLİ SEÇİMİ”

7 Haziran seçimleri 92 yıllık Cumhuriyetimizin ve 69 yıllık çok partili demokratik hayatımızın sonuçları itibariyle en önemlisi olacaktır. Bu seçimler sadece ülkemizin önüne birikmiş olarak görülen bir kısım olaylardan dolayı değil belki de çoğu vatandaşımızın henüz daha idrak edemediği büyük endişelerden kaynaklanmaktadır. Önümüzde milletimiz için önemli problemler var bunları maddeler halinde saymak istiyorum.

“EKONOMİMİZ ÇÖKMÜŞ DURUMDADIR”

Ekonomik hayatımızın diğer unsurları da çok büyük tıkanıklıklarla karşı karşıyadır. Mesela ihracatımız ithalatımızı karşılayamaz durumdadır. Ve son dönemde ihracatımız düşmüş, üretimimiz azalmıştır. İşsizlik son derece artmış ve %11 e çıkmıştır. Daha da kötüsü genç işsiz oranı yüzde 25 civarındadır. Yani 4 gencimizden 1 tanesi bugün işsizdir. Ayrıca taşeron işçiliği artmış, sendikalı toplu sözleşme hakkına sahip olabilecek işçiler maalesef azalmıştır. Halkımızın çok önemli bir bölümü, yüzde 18'i, açlık sınırının altında gelire sahiptir. Çok önemli bir bölümü de yoksulluk sınırı altında ücret almaktadır. Zenginlerle fakirlerin gelir oranında önemli farklılıklar oluşmuştur. Milli gelir 5 yıldan bu yana çakılmış ve yerinde kalmıştır. Son dönemde yüzde 20 paramızın değer kaybından dolayı milli gelir 7-8 bin dolarlara gerilemiştir. Sağlık politikaları dibe vurmuş, ölçüsüz harcamalara devletin bütçesi tahammül edememiş. Şimdi hastalarımız katılım payı adı altında önemli şeklide sağlık gideri ile karşı karşıya kalmıştır.

“MAHKEME KARARLARINA GÜVEN KALMADI”

Artık kimse mahkemelerden çıkan karara güvenmemektedir. Öyle görülüyor ki mahkemelerde suçlular suçsuz, suçsuzlar suçlu görünmektedir. Devletin güvenlik güçleri devletin gücü olmaktan çıkmış, iktidarın güvenlik gücü haline gelmiştir. Kamu personeli alım politikaları kanun ve yasalarla çizilmiş ölçülerden dışarı taşmış, kim AKP'den yanaysa ya da onlardan getirilen kartvizitlerle ya da il başkanı, ilçe başkanı veya yetkili bir yöneticinin tavsiyesi ile bir yerlere girer hale gelmiştir. Devlet kadrolarında yöneticiler bir sarı sendikanın teklifi ile bir yerlere getirilir hale gelmiştir. Son dönemde Türkiye'de çok önemli yönetici ve idareci değişikliği olmuştur. Okullarımız bunların en başında gelmektedir. Ve hepsi de Memur-Sen denilen sendikanın üyelerinin işgaline maruz kalmıştır. Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet ve adam kayırma hiçbir zaman olmadığı kadar artmış ve yükselmiştir. Bunlar telafisi mümkün olan şeylerdir. 7 Haziran'da kurulacak hükümet bunları kısa ve orta vadede çözebilir.

“TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN GELİŞMELERLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Bunların başında Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal'den, onun yolu kabul ettiğimiz Atatürkçülükten rövanş alınıyor. Atatürk'ü perdelemek ve onu yok kabul etmek bugünkü hükümetin en basit uygulamaları haline gelmiştir. 1000 yıllık millet yapımız etnik ve inanç temelinde dönemin başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanı tarafından parçalanmaya başlamıştır. Özerk yönetim ve eyaletleşmede son noktaya gelinmiş, doğu ve güney doğuda egemenliğimiz zayıflamıştır. Ülkemizin doğu ve güneydoğusunda ayrı bir bayrak ayrı bir egemenlik meydana gelmiş, Türk devletinin egemenliği o topraklardan kalkmıştır. Askerimiz, kaymakamlar ve valiler ancak PKK'nın kendilerine müsaade ettiği oranda hizmet vermek durumundadırlar. Bunun ne anlama geldiğini tüm milletime duyurmak isterim.

“KİMSE BİZİ HAFİFE ALMASIN”

PKK terörünün günümüzdeki temsilcileri artık dağda değildir, şehre inmişler, bu insanlar vali kaymakam tayin etmişler, mahkemeler kurmuşlar, para basmışlar ve mübarek bayrağımızı indirerek yerine paçavra çekmişlerdir. Tüm bunları bu hükümetin kontrolünde 10 yıllık süreçte millete hazmettire hazmettire yapmışlardır. Çorakta olsa çölde olsa vatan sevgisi bizim genlerimize işlemiştir, kimseye yan baktırmayız. Vatan için ölünür ama bir parçası düşmana verilemez. Güneydoğuda şuan 18 vilayetin hesabı yapılıyor, ancak Türk milliyetçileri son sözünü henüz söylemedi, kimse bizi hafife almasın.