Mugada,

Cennet vatanımızda Bartın’ a bağlı küçük bir koy köy, geçen sene keşfettik denizi sığ ve dalgasız, tam bir çanak, uzun ve ince kumlu plajı var hemen tepenin ardında gizli küçük bir koy da mevcut, kayalıklardan gün batımı eşsiz seyir sunuyor.

Tesis yok denecek kadar az, iki otel ve birkaç tane arkası otopark önü küçük restoran market var, hafta içini bilmem ama hafta sonu çok kalabalık.

Bolulular daha çok Güzelce Hisar ve İnkumu’nu tercih ettiğinden pek bilinmiyor, Filyos yol ayrımından sonra yaklaşık yirmi km bildiğin eski Seben yolu, durma viraj ve iniş çıkış.

Ağustos ayında bir Pazar sabah erkenden varıp sahilde konuşlandık. Deniz kum güneş derken takribi 60 yaşlarında ayağında lastik ayakkabı üzerinde eski kıyafetlerle yanık tenli kısa boylu Anadolu köylüsü bir adam dağlardan topladığı böğürtlen ve kızılcığı satmaya gelmişti, pet şişeyi kesip kap yaptığı böğürtlene 10 lira istedi, verip aldım kızılcık ister misiniz dedi teşekkür ettim.

Ayağında ki lastik ve kıyafetleri eskiydi ama ağzında maske yeniydi, hem de burnunu kapatacak şekilde gün boyu sahilde dolaşıp topladıklarını satmaya çalışıyordu.

Akşam ezanıyla dönüşe geçtik, sonraki pazara kap niyetine kullanmak için topladığı pet şişelerle dağ yolunda yürürken yanında durup kızılcık var mı dedim, kalmadı dedi.

İşleri iyi gitmiş, hepsini satmış köyüne doğru yürüyordu ama hala nizami şekilde maske ağzındaydı. Beni de ileriye kadar bırakımısınız dedi atla dedim. Biz Bolu ya o Bartın’a gidiyordu, köyüne kadar bırakmak için yolumdan saptım. Epey gittikten sonra burada ineyim dedi.

Eğer biri getirmese yatsı ezanına anca varırdı o yaşlı haliyle, yolda sordu sizin orada da virüs çok mu diye?

Baya var amca dikkat edin dedim.

Bizim orada keşke senin kadar dikkat etse…

Dağ yolunda yürüyordu, etrafta kendisine maske soracak hiçbir güvenlik görevlisi yoktu ama yine de maskesini çıkarmıyordu çünkü Devleti tak demiş. Anadolu insanı için Devlet demek her şey demektir ne denirse emir telakki eder uygular.

Zamanında devleti kurtuluş savaşı vereceğiz erzak lazım demiş, vermiş… Giyecek lazım demiş, vermiş… Asker lazım demiş seve seve canını verip ülkesini kurtarmıştı şimdi yine ülkesini kurtarıyordu hem de şehirlerde maske mesafe temizlik kurallarını takmayanlara inat dağ yolunda tek başına maskesiyle yürüyerek.

Hani magazin soytarısının biri kendi oyuyla bir tutmuyordu ya, onlar bir villada virüse inat 250 kişi parti verirken Anadolu insanı güneşin altında sahilde gün boyu maskesini çıkartmıyor.

Onlar polise kafa tutup devletini hiçe sayarken, köylü amcam dağ yolunda maskesini ihmal etmiyor…

Söylesene şimdi senin oyunla bir mi?

Hangimiz daha çok seviyor Ülkemizi?

Hasan Perçin

[email protected]