Ey 2014

Sen de, senden öncekiler gibi alma dibinde büyümüşsün,

Sen de hep aldın vermedin, garibanı fakir fukarayı güldürmedin.

‘Umut kalenderin ekmeği, yi Memed'im yi!'den öteye gidemedin.

Bu ülkeye hizmet etmek, geleceklerini yeşertmek için çırpınan,

769 bin üniversite mezunu çocuklarımıza,

Ve

Sayısı 6 milyonu bulan işsize İŞ,

Akşam eşinin çocuklarının önüne yemek koyamayan analarımızın hazırladıkları sofralara, ,

Çarşı pazar dolaşıp,' en ucuz gıdayı nerde bulurum.' diyen emeklilerimize,

846 lira ile ailesini geçindirmeye çalışan asgari ücretlimize;

İnsanca yaşamaları için gerekli olan MAAŞ olarak gelemedin.

Gelmedin de ne oldu?

Aha geldin, aha gidiyorsun.

Bize söyleyemiyorsan, hiç olmaz ise kendi kendine söyle,

‘Gidiyorum ama

Huzurlu mutlu, umutlu bir Türkiye bıraktım' diyebiliyor musun?

Çektiğin fotoğraftan memnun musun?

Sayılı gün değil mi; aha sen de tükendin.

Sorarlarsa eğer, ‘2014'ü nasıl bilirsiniz?' diye; ‘Hakkınızı helal ediyor musunuz?' diye,

İnat ve nefsinin peşinde koşanları,

Hali vakti yerinde olup, her dönemde arabasını dağdan aşıranları bilmem ama

Sakın ha!

Düz ovada yollarını şaşıranlardan ‘İyi biliriz, helal olsun!' demelerini bekleme!

Ey 2015

Cenab-ı Hak kuluna nasip etmişse eğer inşallah seni de göreceğiz.

Ama geleceksen, 2014 gibi gelme…

Kalacak gibi hiç gelme, gidecek gibi gel.

Gelirken de

Dertlerle hüzünlerle gelme; umutlarla gel, güzel ve aydınlık yarınlarla gel!

Bölerek, ötekileştirerek gelme; toplayarak, kucaklayarak gel!

Çıkartarak gelme; artırarak gel!

Geleceksen,

Akıl, fikir, vicdan, izan olarak gel.

İş, aş, maaş, dik baş,

Tok karın, mutlu yarın olarak gel.

Emekli yılı, asgari ücretli yılı, dar gelirli yılı olarak gel!

Geleceksen

Bir defa da düz yolda yollarını şaşıran garibanlar için gel,

Sağlıklarla mutluluklarla gel!