Ak Parti Milletvekili Aday Adayı Mehmet Emin Güz, basın mensupları ile kahvaltıda bir araya geldi. Aday adaylığı sürecinden bahseden ve basın mensuplarına teşekkür eden Güz aynı zamanda Başkanlık sistemi ile ilgili görüşlerini de ifade etti. Güz; Başkanlık sistemini destekliyorum” dedi.

Haber: Sadiye Dura

STK ziyaretlerini tamamlayan AKP Bolu Milletvekili Aday Adayı Mehmet Emin Güz, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Aday Adaylığı sürecinde ortaya koyduğu çalışmaları değerlendiren Güz, Bilindiği gibi milletvekilliği aday adaylığı yolunda bir sürece girdik. Bu süreç bizim için 7 Nisan itibari ile tamamlanacak ve çok az bir süre kaldı. Bu süre içinde tüm aday adayı arkadaşlarla birlikte kendimizi tanıtmak ve destek almak için çalışmalar yürüttük. Bu çalışmalarda sizlerin çok yakın ve güçlü desteğini gördüm. Daha önceden siyasetle uğraşan bir arkadaşınız olarak bu samimiyetin hiçbir zaman eksilmediğini gördüm. Kısaca özetlemek gerekirse öncelikle bütün teşkilatlarımızı aday adaylığına karar vermeden önce ziyaret ettim ve kendileri ile istişarede bulundum. Görmüş olduğum teveccüh üzerine aday adaylığı başvurusunda bulundum. Bu dönemde teşkilatlarımızın dostluğunu, vefakarlığını ve kadirşinaslığını yakından görmenin mutluluğunu yaşadım. STK'ları dolaştık ve sıcak karşılamalar gördük, yıllar geçmesine rağmen dostlukların bitmediğini, eksilmediğini hatta arttığını müşahede ettik. Milletvekilliği aday adaylığı sürecinde adayı adayı arkadaşlarımızın tamamının son derece seviyeli, sadece kendilerini ön plana çıkaran ve yıpratıcı bir tavır almayan tutumlarını gördük. Bu anlamda milletvekili aday adayı arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Teşkilatlarımıza, STK'lara, Bolu halkına ve bizleri Bolu halkı ile buluşturan siz basın mensuplarına teşekkür ediyorum” dedi.

“Başkanlık Sistemini Destekliyorum”
Başkanlık sistemi ile ilgili görüşlerini ifade eden Güz, Parlamenter sistemle başkanlık sistemi arasındaki farkı izah etmek istiyorum. Parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı yumuşak bir şekilde belirlenmiştir. Başkanlık siteminde ise kuvvetlerin sert ayrılığı söz konusudur. Burada kastedilen yürütme organı ile yasama organıdır. Parlamenter sistemde parlamentoda çoğunluğu elde eden siyasal parti hükümeti kurar ve parlamentodan güvenoyu alıp kendine uygun yasalar çıkarmak sureti ile bir devlet yönetimi sergiler. Başkanlık sisteminde ise yürütme ile yasama birbirinden tamamen ayrıdır. Parlamentonun seçimleri ayrı, yürütmenin seçimleri ayrı olarak değerlendirilir. Dolayısıyla parlamenter sistemde soru, gen soru, meclis araştırması, meclis soruşturması gibi yöntemlerle hükümet denetlenirken Başkanlık sisteminde gen soru yoktur. Yasama ve yürütme birbirinden bağımsızdır ve ikisi ayrı ayrı halka hesap verir. Başkanlık sistemi önce şu açıdan önemli ki, yürütmenin başındaki sorumlu kişi doğrudan halk tarafından seçildiğinden dolayı yürütme kurulu artık halk iradesi dışında egemenlik iddiasında olanların güç yetiremeyeceği bir yönetim olacaktır. Dolayısı ile Türkiye'nin bu zamana kadar sürekli olarak başının dertte olduğu vesayet rejiminin başkanlık sistemi sayesinde sona ereceğini düşünüyorum. İkincisi Türkiye'nin en fazla yaşadığı ve istikrarsızlıklarla sonuçlanan koalisyon dönemlerinin yine Başkanlık sistemi sayesinde sona ereceğini düşünüyorum. Başkanlık sistemini destekliyorum” şeklinde konuştu.

Diktatörlük ve Eyalet Sistemi

Başkanlık sisteminin eleştirilerine açıklık getiren Güz; Başkanlık sitemine karşı çıkan iki tane görüş var. Bunlardan bir tanesi diktatörlük oluşturacağı yönünde bir görüş. Bu görüşe katılmıyorum. Çünkü, eğer teorik olarak bakarsak hem parlamento hem yürütme aynı grubun elinde ise burada diktatörlüğün çıkma ihtimali daha yüksektir. Ama birbirinden ayrı ise burada diktatörlüğün çıkma ihtimali daha küçüktür. Demek ki, her ikisinde de diktatörlük çıkma ihtimali var. Ama önemli olan buna halkın izin vermemiş olmasıdır. Çünkü sadece demokrasilerde, yönetim yasama ve yürütmeden teşekkül değil, aynı zamanda yargı var. Çünkü yürütme yüce divana hesap verir. Aynı zamanda basın var aynı zamanda STK'lar vardır. Bunları birlikte değerlendirmek gerekir. Bu anlamda diktatörlüğü önleyici demokrasi diktatörlüğü önleyici şekilde zaten kurumlarını oluşturmuştur. Bir de burada eyalet sistemi ile başkanlık sistemi birebir örtüşüyor ya da birbirinin parçası gibi bir izlenim oluşturuluyor. Halbuki bu böyle değil. Hem üniter yapıyı koruyarak başkanlık sistemini oluşturabiliyorsunuz. Bunun örnekleri vardır. Örneğin Almanya'da federal sistem olduğu halde parlamenter sistem vardır. Fransa'da tam tersi bir sistem vardır. Eyalet sistemi yerinden yönetimle beraber parlamenter sistem olacağı gibi başkanlık sistemi gibi de olabilir. Bunlar birbiri ile örtüşmez. ABD bu konuda tek örnek değildir. Dünyada bunun birçok örneği vardır. Bu iki soru işaretinin de bu anlamda doğru olmadığını düşünüyorum. Başkanlık sisteminin de Türkiye'nin daha ileriye gidebilmesi anlamında doğru bir sistem olacağı kanaatindeyim” dedi.

“CHP'nin 3. Adayı Konu Mankeni mi?”

CHP'de Tanju Özcan'ın seçimlerde 2-1 yapacağı söylemini değerlendirmesi istenen Güz; Burada benden daha ziyade CHP'nin 3. Sırasındaki arkadaşın buna cevap vermesi lazım. Çünkü kendisini konu mankeni olarak mı çıkartıyorlar. Bunun cevabını onun vermesi lazım. Bizim hedefimiz 3-0'dır. Bunun da coşkusunu ve heyecanını görüyoruz. Bunun matematiksel hesabını yapmak şu anda mantıklı olmaz” ifadelerini kullandı.

“Projem, Çalışmalarımızı Kurumsallaştırmak”

İlçeler ile ilgili açıklamalarda bulunan Güz; İl başkanlığı döneminde yaptığım Bolu için el ele” çalışmam vardı. Bu toplantılarda bütün STK'larla birlikte projeler tespit edip merkezi iktidardan bu projelerin gerçekleşmesi için taleplerde bulunuyorduk. Yapmış olduğumuz çalışmalardan da verimli sonuçlar aldık. Ben şunu düşünüyorum çalışmalarımızı kurumsallaştırmak istiyorum. Projem bu. O da şu şekildedir. Bolu'da merkez ilçe ile birlikte 9 ilçe var. Örneğin 3 -4 dönemin şartlarına göre ya da 2 ayda bir onlarla ilgili toplantılar yapmayı düşünüyorum. Muhtarlarımızla aldığımız kararların hesabını 2 ya da 3 ayda bir vermek suretiyle kendiliğinden bir oto kontrol sistemi kurmak istiyorum. Bu anlamda kaç kez gelmemiz gerektiğini o kurumsallaşma aşamasında olacağını düşünüyorum. Göynük'ün olmazsa olmazını ben öncelikle kırmızı çizgisini söyleyeyim. Göynük turizm kasabası olarak kalacaktır. Göynük bir Osmanlı kentidir. Türkiye'nin nadir bulunan yerleşim yerlerinden bir tanesidir. Bu petrolle ilgili konuşmalar ve tartışmalar geçiyor. Ama bilimsel olarak yapılmış bir tespit yok. Nerededir neresindedir. Bunu henüz tespit edebilmiş değiliz. Ama Göynük'ün turizm kenti olarak kalmış olması demek enerji imkanlarından ya da doğal kaynaklardan faydalanmayacağı anlamına gelmez. Her ikisini birlikte götürebileceğimize inanıyorum. Hem zengin olacağız hem de estetiğimizi koruyacağız. Mudurnu'da aynı şekilde bir ahilik kenti buralar, Mudurnu, Göynük Seben Kıbrısçık Osmanlının ilk kurulduğu ve Osmanlının o kokusunu hakla muhafaza eden kadim Türkmen geleneğini en iyi şekilde yansıtan ilçelerimiz. Bu anlamda buralar bizim için tarihi önemi olan ve korunması gereken çok önemli ilçelerimiz. Bunun tanıtımının yapılması lazım. Bu açıdan bakıldığında buraların bir turizm ve kültür kenti olmasının öncelikli olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında doğal kaynaklar da bulunursa buna zarar vermeden bu dokuyu koruyarak bundan faydalanacağız. şeklinde konuştu.

Himmetoğlu Sorunu

Himmetoğlu köyünün kamulaştırılması ve buradaki insanların mağduriyeti ile ilgili açıklamalar yapan Güz; Himmetoğlu köyü ile ilgili kamulaşma gerçekleştirildi. Kamulaştırma gerçekleştirildiğinde biz biliriz ki, burası el değiştiriyor demektir. Eğer benim bir arazim varsa ben bunun bedelini almışsam boşaltmam gerekir. İlk defa kamulaştırma yapılmıyor. Belki 20 belki de 30 yıldır bu işlem yapılıyor. Bölge halkı kamulaştırmanın ne olduğunu da biliyor. Ama burada benim anladığım kadarıyla ya bir yanlış anlaşılma var ya da bir mağduriyet var. Ben şunu demiyorum; Madem ki kamulaştırıldı siz de bunun sonucunu biliyordunuz neden buna isyan ediyorsunuz demiyorum. Bir mağduriyet varsa bunun giderilmesi için önlemlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Ama bu şu anki konumuz değil” dedi.