GÖZÜM ÜSTÜNE GÖZÜM ÜSTÜNDE

Boluspor,

Manisaspor karşılaşmasından farklı bir skorla sahadan ayrılınca,

Boluspor Kaptanı,

İsmail Haktan Odabaşı, şeref tribününe çıkarak,

Galibiyeti Bolu Valisi Sayın Ahmet Zahteroğulları,

Ve

Boluspor Başkanı Sayın Savaş Abak'a armağan ettiğinde;

Aklıma deli sorular tayin olmuş,

Daha sonra alınacak mağlubiyetlerin sahipsiz kalacağını,

Armağan edilemeyeceğini,

İsmail Haktan'ın ve/veya birilerinin elinde kalacağını tahmin etmiştim.

Oldum olası.!!

Bu nev'i armağanlara,

Tribünlere çıkışlara,

Gol/galibiyet armağan etmelere,

Yeşil sahadan, koltuklara kadar varmalara,

Şovlara karşı olmuşumdur.

Galibiyetin armağan edilişi bir yana,

Mağlubiyetlerin sahipsiz kalacağı endişelerinde,

Böylesi olumsuz bir senaryo aklıma gelmiş olmasına rağmen,

Yazılarımda buna yer vermeyi,

Kaleme almayı,

Hiç düşünmemiştim.?

Halbuki;

Hemen akabinde.!

“Alınan bir mağlubiyeti kime ya da kimlere hediye edeceksiniz” diye yazmış olsa idim,

Ego'm tavan yapacak,

Kalemim pırıl pırıl parlayacaktı.

Senaryolar üreterek yazı yazmayı asla doğru bulmam.

Bir şeyleri kabul ettirmek adına, demedim mi.!gibi algı operasyonlarına tevessül etmem.

Büyük bir şehirde seçeneklerin çok oluyor.

Orada kalem kırmak da, kalp kırmak da çok kolay

Bu şehirde, Boluspor'dan başka seçeneğimiz olmadığına göre her zaman dikkatli olmamız gerekiyor.

Ama bu demek değil ki; görmedik-duymadık-konuşmayacağız.

Görmezden geleceğiz.

Değil elbette.

Şimdi alınan bu mağlubiyetleri,

Söyle bakalım kaptan, kime hediye etmeyi düşünüyorsun.

Kim teslim alır bu yenilgileri….!

Bu sorunun cevabını kimse veremez.

Mağlubiyetler.!

Sessiz,

Sahipsiz,

Kimsesiz..

Ve

Öksüz'dür..

Can yakar.

Hele Kurban Bayramına denk gelirse, kendine kurbanlar arar.!

Peki şimdi ne olacak..?

Bu mağlubiyetleri,

Kime armağan etmeyi/üzerine bırakmayı/yıkmayı düşünüyorsunuz diyeceğim tutuyor.

Takım olarak oturdunuz konuştunuz mu.?

Teknik heyet sizi karşısına aldı mı.?

Ya da siz onun karşısına geçme/gelme fırsatı bulabildiniz mi.?

Bolu şehrinde yaşayıp,

Başka bir seçeneği olmayan taraftara verdiğiniz bu bayram mağlubiyetini kime armağan edecek,

Ya da nereye bırakacaksınız.

Öylece kalacak mı.?

Bir avluda, kale arkasında, çimenlerin bitiminde/dışında birilerini mi bekleyecek.

Kim kabul eder bu mağlubiyeti, bir Kurban Bayramında.

Reha Erginer Hoca ile bir araya gelip bir karar verebildiniz mi.?

Ya da kaptanlar bir araya gelerek bir kriz masası oluşturabildiniz mi.?

Önümüzdeki maçta alınacak bir mağlubiyeti kime hediye etmeyi düşünüyorsunuz.

Kim kabul eder.?

Etmez.!

İleride aldığınız bir galibiyet ile de sakın bir daha tribüne falan gelerek,

Bir armağan şölenine tekraren tevessül etmeyin.

Komik olursunuz.

Alınan normal bir galibiyeti, kupa almışçasına süsleyerek tribün şovuna dönüştürmek için ne sebep vardı bilmiyorum ama.!!

Bizim sebeplerimiz artıyor.

Sabırlarımız eksiliyor.!

En azından bunu bilmenizde yarar var.

Daha ilk günde/maçta zaten almanız gereken bir maçta,

Sonra ne olacağı meçhul bir futbol yolculuğunda sadece bir galibiyeti armağan edebiliyorsan sizlerde bir sorun var demektir.

Boluspor'u üzecek şeyler yazmayız.

Boluspor'un kurumsalını hırpalayan cümleler kurmayız.

Eleştiri dozunu ve hakkını kendi ilkelerimiz doğrultusunda yazar,

Fal açanlara dudak büktürmeyiz.

Ve Fakat..

Alınan bu mağlubiyet.!

Elinizde kaldı.

Onu kimse sizin üzerinizden almayacak.

Bu mağlubiyeti tribünlere de getiremez ve izah edemezsiniz.

Bu mağlubiyet soyunma dolaplarınıza kilitlendi.

Verilen puanlar kramponlarınıza gizlendi.

Reha Erginer Hoca'yı bilmem tanımam.

Ama bir şey bilirim ki;

Takım kötü gittiğinde ilk harcanan teknik heyet olur.

Kolay olan budur.

Kolaycılık da budur.

Galibiyeti armağan ediyorsan Kaptan..

Mağlubiyeti de

Kaptan olarak başta sen olmak üzere, diğer arkadaşlarınla birlikte sahiplenmek zorundasınız.

Bu gidişat iyi değil.

Bu sadece teknik heyet, yönetici sorunu olmaktan çıkmış,

Boluspor takımının oyuncularının da bir numaralı sorumluluğu haline gelmiştir.

Haklı galibiyetini şova dönüştürüyorsun eyvallah..!

“Gözüm üstüne”

Mağlubiyet aldığında da hesabını vereceksin ama.

Yoksa..!

Bundan böyle.

“Gözüm üstünde”