Cuma namazı sonrasında şehit edilen Müslümanların ardından gıyabî cenaze namazı kılındı. Namaz, İzzet Baysal Caddesi üzerinde bulunan Kadı Camii önünde eda edildi. Gıyabî cenaze namazına cemaat yoğun ilgi gösterdi.
Müslüman coğrafyada işkence, eziyet ve baskı gören ve şehit edilen tüm Müslümanların ardından gıyabî cenaze namazı kılındı. İzzet Baysal Caddesi üzerinde bulunan Kadı Camii önünde kılınan cenaze namazına cemaat yoğun ilgi gösterdi. İHH, Anadolu Gençlik Derneği ve Memur-Sen tarafından cenaze namazı sonrası ortak bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: Siyonist İsrail, her Ramazan ayını Müslümanlar için kan gölüne dönüştürmeyi rutine bağlamıştır. Siyonist terör örgütü İsrail gece yarısı sekiz bin kişilik caniler sürüsüyle karadan, denizden ve havadan olmak üzere Gazze'ye saldırarak yeni bir katliam sürecine başladı. İsrail'in caniler sürüsü, önce havadan bombardımanla, akabinde çok sayıda zırhlı aracın ve tankın kara harekâtı ile yerle bir edilen, sivil yerleşim bölgelerine ilerlemeye çalışıyor. Uçaklarının, tanklarının, zırhlı araçlarının ve sekiz bin kişilik caniler sürüsünün başarısından endişe içinde olan Siyonist terör örgütü İsrail ayrıca on sekiz bin yedek caniyi göreve yani katliama ortak olmaya çağırmıştır. Gazze'deki gelişmeleri kaygı ile takip ettiklerini açıklayan Dışişleri Bakanlığımızın ve hükümetimizin tutum ve davranışları da bizi kaygılandırıyor. Sanki bu katliam karşısında yine Siyonist terör örgütü İsrail için hiçbir önem arz etmeyen açıklamalar yaparak meseleyi savuşturacaklarını düşünüyorlar.
Sayın Başbakanımız; İslam âleminin bu saldırılar karşısında nerede olduğunu soruyor. Biz de kendisine buradan soruyoruz. Siyonist terör örgütü İsrail katliam yaparken Türkiye nerede?
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon 'un "İsrail sivil kayıpları önlemeye çalışmalı" açıklaması her zaman ki gibi Birleşmiş Milletlerin katliama çanak tuttuğunun bir göstergesidir. Aklı başında olan herkes biliyor ki Birleşmiş Milletler, ABD ve Avrupa Birliği, Siyonist terör örgütü İsrail'in varlığını teminat altına almak için vardır. Filistin meselesinde tarafsız olmak elbette kabul edilemez. Ancak, ekranlarda Filistin'e sahip çıkıyor gözüküp, diğer taraftan İsrail ile her türlü stratejik ortaklığı sürdürmek asla kabul edilemez.
Siyonist terör örgütü İsrail'in tüm birimleriyle, tüm yetkilileriyle pilini pırtını toplayıp Türkiye topraklarını terk etmesini istiyoruz. Kürecik'teki füze kalkanı üssünün, Adana, Maraş ve Antep'teki patriot rampalarının Irak petrollerinin Türkiye üzerinden İsrail'e taşınılmasına son verilmesini istiyoruz.
Terör örgütü İsrail ile yapılan tüm ticari anlaşmaların ebediyen tekrarlanmamak üzere yırtılıp atılmasını istiyoruz. Terör örgütü İsrail Ankara'dan kovulmadan Filistin'deki işgale son vermeyecektir. Terör örgütü İsrail İstanbul'dan kovulmadan Filistin'deki işgale son vermeyecektir. Bizim muhatabımız terör örgütü İsrail değildir. Sayın Başbakan'dan ve Sayın Dışişleri Bakanı'ndan somut adımlar atmalarını bekliyoruz. Bağırıp çağırarak, terör örgütü İsrail'i kınayarak ya da lanetleyerek konuşmanın hiçbir hükmü ve geçerliliği yoktur. Biz gazı alınacak bir topluluk değiliz. Uluslararası siyaset, hamasi nutuklarla değil yasalarla, anlaşmalarla, yaptırımlarla işler. Hükümetten, TBMM'den, Milletvekillerinden herhangi bir vatandaşın göstereceği tepkiyi göstermelerini beklemiyoruz. Laf değil icraat bekliyoruz. Terör devleti İsrail ile ilişkilerini sürdüren her ülke bu katliamdan sorumludur.
Bu saldırılar karşısında dahi metanetini ve inancını kaybetmeyen Filistin'in onurlu insanlarına selam olsun. 1948'den beri yaklaşık yetmiş yıldır, hatta 1917'den beri yaklaşık yüz yıldır ABD'nin, İngiltere başta olmak üzere Avrupa'nın desteği ile bilumum kitle imha silahlarının desteği ile Müslümanlara saldıran terörist İsrail bir türlü hedefine ulaşamamıştır. Bu hedefe ulaşması d