CHP Merkez İlçe Başkanı Faruk İyigün bir açıklama yayımlayarak ilimizde görev yapan gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutladı.
İyigün açıklamasında şu ifadelere yer verdi; Bugün sizlerle nadir karşılaştığımız güzel bir gün için, sizin gününüz için, 10 Ocak çalışan gazeteciler günü için bir araya gelmekten büyük mutluluk duyuyoruz.
Empati yani en basit tabiriyle birbirini anlayabilmek, ne acıdır ki insanlığın bir türlü tam anlamıyla beceremediği bir büyük meziyet. Konuşmaktan, iletişim kurmaktan, diyalog içine girmekten, karşısındakini dinlemekten uzak bir dünyada ve ne yazık ki bunlardan uzaklaşan bir iktidarın yönettiği ülkede yaşıyoruz.
Biz bu yıl istedik ki sizleri bizim yerimize, bizleri de sizin yerinize koyalım, rolleri değiştirerek birbirimizi çok daha iyi anlayalım. İşte bu düşünceden yola çıkarak sizlere yine sizin içinde bulunduğunuz bir hatıra gazetesi armağan edelim. Bunu da olabildiğince alanda emek veren, ter döken hatta bazen tehlike atlatan habercilerimizle yapmaya çalıştık.
Emin olun ki bu elinizde bulunan çalışma, bizlere çok şey öğretti.
Biz istiyoruz ki yerel basın organları bulundukları illerde ulusal basının yurt çapındaki etkisine daha da yaklaşsın. Eminiz ki bu aynı zamanda hepinizin de isteği.
Peki bu nasıl olacak?
Bu tabi ki öncelikle Bolu halkının, Bolulu esnafın gazetelere reklam verebilecek kadar gelir elde edebilmesiyle olacak. Eldeki bu küçük pastayı büyütebilmenin en sağlıklı yolu, zaten reklam verebilen şirketlerden daha çok almak değil, reklam verenlerin sayısını artırmak olacak. Ekonomik gelişmeyi de kapitalist ekonomiyi coşturan değil, daha sosyal ve eşitlikçi dağılımı yaratan politikalar sağlayacak.
Medya organlarımızın arasında barışı sağlayarak olacak. Kavgayı körükleyen bir
Belediye Başkanıyla, milleti birbirine düşüren bir Belediye Başkanıyla olmayacak. Elindeki para gücünü sevmediklerini sindirmek için kullanan bir Belediye Başkanıyla olmayacak.
Her gazeteye elbette ki hakça, emeğe dayalı bir oranlamayla eşit fırsatlar sunarak olacak.
Vasıflı eleman sorunu yaşayan gazeteler varsa, gerekirse yerel yönetim eliyle gazeteci yetiştirilmesine destek veren programlar, eğitimler düzenleyerek olacak.
Gazetecilere ve gazetelere itibarını vererek hatta itibarını artırarak yerel gazetelerin tirajlarını yükseltmekle olacak.
10 Ocak Günü ne yazık ki aynı zamanda çalışamayan gazetecileri de bir kez daha hatırlatıyor. Çalışamayan, çalıştırılmayan gazetecilerin de yerlerine daha özgür bir şekilde dönebilmesiyle olacak.
Gazetecilerin yıpranma paylarını göz ardı etmeyerek olacak. Masa başı ve alanda çalışan diye ayırmadan, her emekçiye hakkını vererek olacak. AKP 10 yıldır iktidarda, geldiklerinde de yıpranma payı tartışılıyordu, yok ettiklerinde de tartışıldı, hala da tartışılıyor. Ha çıktı ha çıkacak diye tartışılmasını çekinmeden korkmadan gündeme getirerek, benim durumum iyi, başkasını başkaları düşünsün demeden, yazarak, hak arayarak olacak.
Ama tabi ki tüm bunların yapılabilmesi için, gazetelerimizin iktidar güçlerinin eline bakar halden kurtarılması gerekiyor. Gerçeği yazamayan gazeteci belki muhalefeti kısmen felç eder ama unutulmamalı ki yazdırmayan iktidarları da mutlak kör eder.
Apaçık ortada duran sorunlardan nemalanarak hiçbir sıkıntıyı çözmeyen Belediye Başkanı'nın Allah kolaylık versin” sözünde beklenen kolaylık, Alaaddin Yılmaz'ın ve zihniyetinin yönetemediği bir ilde özgürce çalışmaya çalışanlara Allah'tan beklenen kolaylıktır.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde umuyoruz ki sizlere uzun yıllar saklayacağınız bir hatıra sunmaya çalışt