Bolu Baro Başkanı Ferit Atalay, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Yeni Avukatlık Yasası hakkında görüşlerini kamuoyu ile paylaştı. Yasanın avukat ve baroların bağımsızlığını ortadan kaldırdığının altını çizen Atalay, Mesleğe kabul ve staj ile ilgili sınavlarda, sınav içeriğinin belirlenmesinde, sınavın yapılmasında TBB'yi ve Baroları yok sayarak yasa tasarısının birçok maddesinde olduğu gibi Adalet Bakanlığının vesayetinin yolunu açıyor. Baroları da ben yöneteceğim diyor” dedi. Baro Başkanlarının görev sürelerinin 4 yıla çıkarılmasını ise rüşvet olarak niteledi.
Bolu Barosu Başkanı Ferit Atalay, Akp Hükümeti tarafından hazırlıkları gerçekleştirilen ‘Yeni Avukatlık Yasası'yla ilgili düşüncelerini açıkladı. Atalay yaptığı açıklamada, Özgürlükçü bir anlayışla savunma mesleğinin hızla bağımsızlaştığı bir dünyadaki uygulamaların tam tersine ülkemizde savunmanın etkisizleştirilmesi, mahkemelerden dışlanması için bu tasarı önemli bir kapıyı aralıyor. Bir defa yasa bütüncül olarak değerlendirildiğinde tasarı Baroların Evrensel Hukuk Metinlerine, Uluslar Arası Sözleşmelere, Anayasalara ve Hukukun Genel İlkelerine bağlı olarak Hukukun üstünlüğünü, insan haklarını kollama ve savunma gibi misyonunu bilinçli olarak ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Baroları toplumun genel dinamiklerinden dışlayarak sadece mesleki kalıplara hapsetmeyi, genel yarar koşulunun arkasında duran ve bunu savunmak için yasal yetkileri kullanan baroları etkisiz kılmayı amaçlıyor.” dedi.
Atalay, Sınav koşulunu kabul etmiş gibi görünse de halen Hukuk Fakültelerinde öğrenim gören 45 bin öğrenciye avukatlık mesleğine girişi müktesep bir hak gibi kabul ederek mesleğin süratle kalite ve kimlik yitimini meşrulaştırıyor. Mesleğe kabul ve staj ile ilgili sınavlarda, sınav içeriğinin belirlenmesinde, sınavın yapılmasında TBB'yi ve Baroları yok sayarak yasa tasarısının birçok maddesinde olduğu gibi Adalet Bakanlığının vesayetinin yolunu açıyor. Baroları da ben yöneteceğim diyor. Yabancı Avukatlık şirketlerinin halen ülkemizde aracı avukatlık büroları ile ciddi bir gelir sağladıkları gerçeğine karşın yabancı şirketlerin Türkiye'de avukatlık yapmalarını meşrulaştırıyor. Avukatların Şirket yoluyla birlikteliğine yol açarken Avukatlık şirketlerinin Şube açmasını kabul ederek Avukatlığı tam anlamıyla Rekabete açık, kamusal yanı yitmiş ticari müessese haline getiriyor. Diğer yandan avukat istihdamının önünü açacak iken tam tersine daraltıyor. Şirketlerin avukat bulundurma koşulunu TTK da belirlenen sermayenin 10 katına çıkarak fiilen çalışamaz hale getiriyor. İhtilaf halinde avukat ücretinin tespitini hâkimin takdirine bırakarak ciddi bir hata yapıyor. Avukatlıkta mutlak suretle devam etmesi gereken reklam ve tanıtım yasağını meşrulaştırarak meslekte bilgiden ziyade Pazar ekonomisinin ticari koşullarını öne çıkaran bu tasarı yasalaştığı takdirde Barolar ve Avukatlar son derece ciddi bir hak yitimine uğrayacağı gibi bu tasarı ile Hukukun üstünlüğü, savunma hakkı, hak arama özgürlüğü gibi evrensel kavramları savunmak ve belki de konuşmak hayal olacaktır” ifadelerini kullandı.
Atalay Baro Başkanlığı görevinin de 4 yıla çıkarılması ile ilgili olarak, Bu bağlamda Baro Başkanlarının görev süresinin 4 yıla çıkarılması yasanın rüşveti olup seçimsiz başkanlık avukatlık mesleğinin vakarı ve onuru ile bağdaşmamaktadır. Baromuz tasarının bu haliyle yasalaşması halinde 1136 sayılı yasanın dahi gerisine düşüleceğini, yasa tasarısını geri çekmenin daha akılcı bir yaklaşım olacağı görüşündedir” diye konuştu.