AİBÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gencer, Almanya'da düzenlenen bir sempozyumda Kazıklı Voyvoda'nın Osmanlı tarihindeki yerini anlattı. Osmanlı tarihinde Kazıklı Voyvoda” Avrupa tarihinde ise Vlad Tepeş“ yada Dracula” ünvanları ile nam Eflak Voyvodası 3'üncü Vlad'ın, Büyük Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet ile birlikte bir dönem eğitim aldığı ortaya çıktı.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi(AİBÜ) Rektör Yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Gencer, Almanya'da düzenlenen bir sempozyumda Kazıklı Voyvoda'nın Osmanlı tarihindeki yerini anlattı. Almaya'da düzenlenen ‘Vlad Dracula, Tiran mı?, Halk Kahramanı Mı?' konulu sempozyuma katılan Gencer, yaptığı açıklamada, Eflak Voyvodası Vlad'ın bir dönem Osmanlı ile iyi geçinmesine rağmen, vergi ödemekten vazgeçtiği günden itibaren tam bir Osmanlı ve Türk düşmanı olduğunu bu nedenle de Avrupa'da bir kahraman olarak bilindiğini aktardı.

Vlad Tepeş (Kazıklı Voyvada)'nın bir Osmanlı Devleti'nin Prensi olduğuna dikkat çeken Gencer, 1456 -1462 yıllarında eflak prensliği yapıyor ve bir de 1476 yılında prenslik yapıyor. Vlad üzerine Almanya'da bir sempozyum yapıldı. Vlad Dracula tiran mı? halk kahramanı mı?” Tarihsel uç figürler üzerine bir sempozyum yapıldı. Kilise yazılarında Dracula, romanlarda Dracula o dönemin tarihi kalıntılarında draculanın durumu konularında. Görüşler incelendi” dedi.

Günümüz Romanya'sında Dracula'nın bir halk kahramanı olduğunu ve ülkede Dracula turizmi olduğunu ifade eden Gencer, Önemli bir figür. O nedenle tarihçiler içinde önem arz ediyor. Tabi Eflak Voyvodası, Eflak geçiş bölgesi olduğu için Avrupa ve Osmanlı arasında Doğu ile Batı arasında geçiş bölgesi olduğu için önemli. Eflak Voyvodası'nın durumu ilginç” diye konuştu. Gencer, namı diyar Kazıklı Voyvoda, yani vampirler kralı olarak bilinen Dracula'nın Osmanlı padişahı 2.Murat döneminde esir alındığını ve Edirne, Bursa, Manisa gibi illerde eğitim aldığını ifade ederek, 2. Murat şüphelendiği Vlad'ı esir alıyor. Küçük Vlad 5 yıl Edirne, Bursa ve Manisa'da eğitim görüyor. Fatih Sultan Mehmet ile birlikte yaşıyor bir dönem. Tabi bu esir olduğu dönemi unutmuyor hiçbir zaman. Eflak Voyvodası olduktan sonra, Osmanlıya vergisini ödediği müddetçe sıkıntı yok. Fakat vergisini ödememeye başkaldırmaya başladığı zaman bir sorun teşkil ediyor kendisinin durumu. Tarihte çok değişik Kazıklı Voyvoda bilgileri var. Örneğin ilk başlangıçta devletin sadık bir prensi olduğu için saygı ve kabul gören bir kişi. Sonra devlete vergi vermeyi kestikten sonra asi, haddini aşan bir Vlad ile karşı karşıyayız. Arkasından Hilekar bir Vlad ile karşı karşıyayız” ifadesini kullandı.

Hatta, Fatih Sultan Mehmet'in Dracula'yı İstanbul'a davet ettiğini de söyleyen Gencer,”Ben İstanbul'a gelirsem bu bölge yöneticisiz kalır. Siz en iyisi buraya bir ordu birliği gönderin ve ben de rahatlıkla İstanbul'a geleyim diyor. Fatih'de Hamza ve Yunus beyi gönderiyor. Fakat bunları katlettiği gibi 20 bin askerini de katlediyor. Pusuya düşürmek sureti ile. O andan itibaren asi ve hilekar duruma düşüyor. Bunun akabinde Osmanlı devleti ile ters düşüyor ve İmparatorluğa kafa tutuyor” dedi.

Dracula'yı Avrupa'da meşhur yapan unsurun ise Türk korkusu olduğunu kaydeden Gencer, Çünkü o zamana kadar Avrupa'da AB'ya giriş döneminde bile önemli Türk korkusu ve Türk Vergisi. Tabi Avrupa devletleri Osmanlıya ve ya Türk korkusuna karşı koyabilmek için halktan veri toplamak zorunda. Kilseler ve devletler vergi topluyor. Hatta bugün Avrupa'da çok ciddi bir vergi kültürü vardır. Bu vergi kültürü o döneme dayanır. Kazıklı voyvoda hayatı boyunca Osmanlı ile uğraşmış birisi Avrupa'da bu yüzden meşhur. Fakat Avrupa devletleri kendisine yardıma gelmiyorlar. Hatta en son bir Dracula filmi yapıldı. 3 Ekim'de vizyona giren filmde. Osmanlı ordusunu darma dağın ettiği söyleniyor. Hakikaten Fatih Sultan Mehmet Dracula'ya karşı 1462'de sefere çıkıyor. Bakıyor ki. Daha önce gönderilen 20 bin askeri hunharca katledilmiş. Kendisi ile de çatışması oluyor. Vlad, Fatih'in sefer boyunca geçeceği bölgenin tamamında suları zehirliyor, Tarlaları ve köyleri yakıyor Böylelikle Osmanlı ordusunun ilerlemesini güçleştiriyorlar. Osmanlı ordusu vardıktan Sonra da gece baskını düzenliyor. Ve sonrasında kaçıyor. Fatih Sultan Mehmet bakıyor ki. Bu adam çok kötü şeyler yapan bir adam ve diyor ki bu kadar kötülük yapabilen bir insana karşı çok daha fazla ağır bedeller ödememizin anlamı yok diyor ve geri çekiliyor. Zaten ondan sonra Macaristan'da esir kalıyor. Onun zalimliği sadece Müslümanlara değil herkese zulmediyor. Öldürme şekillerinin sınırı yok. Kişinin yaşı, cinsi, sosyal durumu, dini önemli değil. Çok zalim biri söz konusu. Neyi ne zaman kimi nasıl öldüreceği belli olmuyor. Böyle çok garip ve tehlikeli birisi” şeklinde konuştu