Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen panelde konuşan Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Yeni Türk Ticaret Kanunu'na önemli bir misyon yüklenmesine rağmen belli bir süreden sonra bu misyonun yetersiz kaldığını söyledi. Metin, şeffaflığın ön planda olduğu yeni Türk Ticaret Kanunu ile AB ülkeleri arasında rekabet şansının daha yüksek olduğunu kaydetti.
Ticaret Kanunu'ndaki değişikliklerin günümüzde uygulanan vergilere yansıması ve bu değişikliklerin mükellef ve vergi idaresi açısından değerlendirilmesi konulu panele katılan Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun değerlendirmesini yaptı.
AİBÜ Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Çakır'ın yönettiği panelde konuşan Metin, Türk Ticaret Kanunu'na önemli bir misyon yüklendiğini fakat belli bir süreden sonra bu misyonun yetersiz kaldığını söyledi. Yeni çıkarılan Türk Ticaret Kanunu ile şeffaflığın ön planda olduğunu ifade eden Metin şirketlerde kurumsallaşmayı sağlamanın önemine de değinerek bu yeni kanunla AB ülkeleri ile rekabet şansının daha yüksek olduğunun altını çizdi. Metin şunları söyledi:
“Türk ticaret kanunu cumhuriyetimizin ilanından sonra malumunuz birçok kanun aktarmayla yeni Türkiye cumhuriyeti devletinin kurulmasından sonra belli aşamalarda yasalaşan kanunlar oldu. Ama Türk ticaret kanunun bu kanunlar içerisinde çok özel yeri vardır. çünkü çok iyi kaleme alınmış ve yaklaşık 2011 yılına kadar 55 yıl bu memleketin ticaret hayatında çok önemli düzenlemeleri içeren kanundur. 1957 yılında yürürlüğe giren bir kanundur. Diğer kanunlar zaman içerisinde değişmiştir. Ama Türk ticaret kanunu o sağlamlığını korumuştur. Ancak dünya değişiyor. Bundan 20 yıl önceki tüketim alışkanlıklarımız ticarette kullanılan argümanlar vs bütün bunları değerlendirdiğimizde bu değişen ve gelişen dünya düzeninde de Türkiye değişiyor gelişiyor. Ve o nedenle de ticaretin kuralları da değişiyor. Tüketime bağlı olarak yapılış şekline bağlı olarak. Ve bu kurallar değişikliğine de ayak uydurmak zorundasınız. O nedenle de temel kanunlarını ona uyarlamalısınız. Türk ticaret kanunu o anlamda tekrar gündeme alınmıştır. Uzun bir müzakere sonucunda gelişen ve değişen dünya içerisinde de çağdaş rekabet ortamlarının da oluşturulmasında çağdaş ekonomiler seviyesine ulaşmamızda çok önemli yer tutan hususları içeren bir kanun hazırlanmıştır. Bu kanunumuzun yasalaşması çok ciddi mutabakat gerektiriyor. Meclisin çalışma düzeni itibariyle de böyle temel kanunları meclisten bir an önce geçirme imkânınız yok. Komisyonumuza geldi kanun. Orada da çok hızlı görüşülüp genel kurula gönderdik. Daha sonrada tüm partilerimizin ortak mutabakatı ile bu kanunumuz 13 Ocak 2011 tarihinde kabul edildi. Yürürlük tarihi olarakta 1 Temmuz 2012 belirlendi. Gelinen nokta itibariyle bazı hususlarda uygulamada yaşanacak zorluklar noktasında her kesimden talepler gelmeye başladı bakanlığımıza. Bakanlığımız bir program çerçevesi içerisinde bu kanunu tanıtıma başladı. Ve sayın bakanımızın başkanlığında 14 bölgede toplantılar yapıldı. Ve bu kanun tartışıldı. Bunun sonucunda da 50 maddelik bir paket hazırlandı. Bu 50 maddelik pakette desteği ile Türk ticaret kanunu yürürlüğe girmiş oldu. Kanunla getirilen yenilikler nelerdir? Bir kere şeffaflık. Yani şirketlerimizin uluslar arası pazarda saygınlık getirecek ve buna bağlı olarak şirketlerimiz daha kolay ortaklık yapısı sermaye yapısı ve kredi bulabilecek uluslar arası piyasanın kullandığı evrensel ortak dili konuşabilecekler. Kanunun yenilikçi ve dinamik anlayışı evrensel açılımlar ve teknolojik gelişimlerin sağlamasını ve ülkemizin Avrupa birliğine giden sürecinde uluslar arası rekabet gücü de artırılmasına imkan sağlayacaktır. Kanunumuzun bazı uygulamada çeşitli olumsuzluklara meydan v