Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde (AİBÜ) düzenlenen konferansta, ‘Evren hakkında ne biliyoruz' sorusuna yanıt arandı. AİBÜ Kozmoloji Topluluğu tarafından ‘Kozmolojinin Çözülemeyen Problemleri' konusunda düzenlenen konferansın konuğu Fizik Yüksek Mühendisi ve Yazar Taşkın Tuna oldu. Tuna, evrenle ilgili bildiklerimizi ve henüz bilmediklerimizi anlattı, öğrencilerden gelen sorulara yanıt verdi.
Taşkın Tuna, son yıllarda evren konusunda ilerlemeler olduğuna dikkati çekerek, Big Bang dediğimiz zaman; maddenin yani atomun, atomun içindeki protonların ve onların içindeki kuarkların ortaya çıkışıdır. Bunun zamanımızdan 13 milyar 730 milyon yıl önce meydana geldiğini de bize bilim adamları açıklıkla ifade etmişlerdir. Peki bu 14 milyar bize ne ifade ediyor? 14 milyar yıl önce küçücük bir madde, küçücük bir mekana sıkışmış muazzam bir enerji ve muazzam büyüklükte bir yoğunluğun birdenbire uzaya fışkırması demektir. Bunu insan zihni tam olarak anlayamaz. Çünkü insan zihni bu kadar büyük veya küçük nesneleri algılamakta güçlük çekiyor.” diye konuştu.
Planck'a göre zaman, mekan, yoğunluk ve sıcaklık değerleri hakkında bilgi veren Tuna, Planck zamanı 10-43 saniye, Planck mekanı 10-33 cm, Planck yoğunluğu 1094 gr/cm³, Planck sıcaklığı 1032 Kelvin, yani çok sıcak, çok yoğun, çok küçük ve çok küçük bir zaman aralığında evrenimizin başladığını söylüyoruz. Güçlü çekirdek kuvveti şimdikinden az olsa evrende sadece proton kalırdı, şimdikinden fazla olsa moleküller oluşmazdı, her iki durumda da yaşam olmazdı.” dedi.
‘Evrenin Genişlediğini Kesin Olarak Biliyoruz'
Konuşmasında Evrenin genişlemesinin izahı ve ispatı kesin şekilde yapılmıştır.” diyen Tuna, evrenin karanlık madde ve karanlık enerjiden oluşan yüzde 96'sını gözlemleyemediğimize dikkati çekerek, Peki neden biz onları göremiyoruz. Bir cismin görülebilmesi için her şeyden önce kendisinin bir ışık kaynağı olması lazım, eğer bir ışık kaynağı değilse bir ışık kaynağından aldığı ışığı bize yansıtması lazım. Ancak karanlık madde ya da karanlık enerji, madde ile iletişime, etkileşime giremiyor. Ama biz onların varlığını artık kesin olarak anlıyoruz.” şeklinde konuştu.
Evrenin bir merkezinin olmadığına işaret eden Tuna, Evrenin genişlemesinin herhangi bir merkezi yoktur. Nereden nereye bakılırsa bakılsın, hangi noktadan hangi noktaya bakılırsa bakılsın bu genişlemeyi görürüz. Biz kendimizi evrenin merkezindeymiş gibi kabul ettiğimiz için ki böyle bir şey yok tabii, galaktik sistemlerin bizden uzaklaştığını görürüz. Oysa bizden uzaklaşan galaktik sistem bize bakıyor olsaydı bizim de kendisinden uzaklaştığımızı görürdü. Evrenin de kendisine göre bir yörüngesi yoktur.” dedi.
‘Evren Kendi İçinde Genişliyor'
Taşkın Tuna, bir soru üzerine, Bana genelde ‘Evren genişliyor ama neyin içinde genişliyor?' diye soruyorlar. Tek bir evren var ya da evrenin herhangi bir platformda, herhangi bir düzeyde genişlemesi söz konusu değil. Kendi içinde genişliyor. Ne zamana kadar genişleyecek? Bunu hiç kimse bilmiyor, genişleme ne zaman duracak ya da durmayacak bu da bilinmiyor. Çünkü genişlemeyi kontrol eden iki fizik prensibi var. Biri çekim kuvveti yani yıldızların ve galaksilerin genişlemesini kontrol eden kütlesel çekim kuvveti. Diğeri de evrenin başlangıcındaki enerjiyi genişlemede ileri doğru iten iç enerjisi. Hangisi daha büyük? İç enerji daha büyük şimdi ki evren kendi içine kapanmamış. Bu ne zamana kadar devam edecek, bunu bilmiyoruz.” şeklinde yanıt verdi.
Samanyolu'nun merkezinden yaklaşık 28 bin ışık yılı ötede, zamanımızdan 6 milyar yıl önce süpernova patlaması yaşandığını ve böylece güneş sistemimizin oluştuğu