Her zaman..

Yazılarımın başlığını yazdıktan sonra atardım.

Bu defa böyle olmadı.

- “Etin ne budun ne” başlığı ile,

Yazımın başını da böylece bağlamış oldum.

Demem o ki;

An itibariyle attığım başlığa tabiyim..

Başı bağlanmış bir hikayenin de, düğümünü çözmek de siz okurlarıma düşüyor artık.

Bu deyim..

Tek başına fiziksel bir yetersizliği betimlemek için kullanılmış” olsa da..

Sözü, özü, gözü, bilcümle teferruatı..

Bolu Takip Gazetemizin haberine bağladığımızda ortaya bir garip mübadele çıkıyor.

- “Etin Ne Budun Ne”

Ne zaman söylenmiş,

Nasıl ortaya çıkmış,

Neden söylenmiş,

Kim tarafından dillendirilmiş..

Bu ayrı bir yazı konusu olacak kadar geniş bir mesele..!

Bilemem de.!

Bu but vakasına kafayı taktım mesela..

Neden dört kilo but..

Hani diyorum..!

Kanat niye değil.

Göğüs neden akla gelmemiş.

Bonfile falan..

Her neyse..

Et but meselesi..

Güç sonuçta..

Alışverişin başka bir boyutu..

Takıldığım nokta..!

Sonuç değil.

Alınan netice hiç değil.

Umurumda olmaz.

Bana ne.! Etten buttan.

Bana ne.! Kanattan, göğüsten.

İş o değil.

Kurban Bayramının hemen ardından, geleneklerimizin, inanç, örf ve adetlerimizin örselenmiş olması..

Yazarım..!

Çünkü yazarım”

Onu diyorum..

Yaren.!

Şaşırıyor/üzülüyor/gülüyorum.!

Bolu şehrimizin,

Bilinçsiz/akılsız bir şekilde hak etmediği şekilde, bir mevzudan hafıza kayıtlarına alınmış olmasına darlanıyorum.

Darıldığım falan da yok hani.!

İhanetin boyutlarını,

Bayramını,

Kesilen kurbanlarını,

Ettiğin dua'larını,

Verdiğin vekaletlerini,

Sözleri, akitleri düşünüyorum.

Hassasım bu minvalde..

Şehrime, insanlarına, yaşayanlarına, ülkeme saygılıyım.

Yazılarımda ölçülüyüm.

Tavuğun budunu,

Horozun ibiğini,

Aklımın ucuna dahi getirmiyorum.

Bana ne.!

- “Tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta mı tavuktan çıkar”

gibi bir deyimle işi şirazesinden çıkarıp,

Konuyu dağıtmak, kafaları bimilyon da yapmak istemiyorum.

Ne etin budunda,

Ne budun dört kilosunda,

Ne de dört kiloya, kaç tane but konulduğunun sayısındayım.

Bolu Takip Gazetemizde çıkan traji/komik haberin sayfasındayım.

Ne olaya dümen vermek,

Ne de cesur (haydar) olmak istiyorum.

Vakıa'ya ölçülü girip, ölçülü bitirmek muradındayım.

Ayar vermek haddim değil amma..!

Şu but mut karışmasa imiş, mübadeleye..!

Umurumda bile değildi..

Onu diyorum.