Köroğlu Tv ekranlarında yayınlanan Mehmet Ali Atalay'ın programına katılan AKP Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, AKP'nin kuruluşundan iktidara yürüyüş öyküsünü anlattı.
Programda ilk olarak Ankara'daki durumu değerlendiren Ak Parti Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun şunları kaydetti: Haziran 2011'den bu yana diğer iki milletvekili arkadaşımızla birlikte TBMM'de Bolumuzu temsil etmeye çalıyoruz. Tabi sadece Bolu'yu değil Türkiye'yi ilgilendiren bir çok konu ile alakalı da yasama faaliyetlerinde bulunuruz. İktidar partisini temsil eden bir milletvekili olarak TBMM'deki genel kurul çalışmalarında kanun tasarı ve tekliflerinin gerçekleşebilmesi için belli bir mesai harcamak durumundayız. Bunu biraz açmak durumundayız çünkü biliyorsunuz bizim asli vazifemiz meclis içerisindeki kanun tasarı ve tekliflerinin yasalaşması ile alakalı ilerde görev almak. Çeşitli komisyonlarda almış olduğumuz görevleri bir taraftan yürütürken diğer taraftan tüm komisyonlardan gelen tasarıların son halini genel kurulda görüşerek yasalaşmasını sağlamak asli vazifemiz. Tabi bu vazifeyi gerçekleştirirken de meclis tablosuna da bir bakmak lazım. Çünkü genel kurulda 189 milletvekili aynı anda bulunmaz ise eğer meclis çalışmalarının devam etmesi mümkün değil. İktidar partisi milletvekilleri olarak bizler 189 vekil sayısının devamını sağlamak durumundayız. Çünkü muhalefet partisi milletvekilleri geçmişten gelen bir alışkanlıkla genel kurulda oldukları halde yoklamaya katılmayarak bu sayının iktidar partisi tarafından sağlanmasına vesile oluyorlar. Bizlerde iktidar Partisi olarak en az 220-230-250 civarında milletvekili ile devamlı genel kurulda olarak, genel kurulun çalışmasını, yani meclisin çalışmasını sağlıyoruz. İster istemez tabi misafirleriniz oluyor, komisyon çalışmalarınız oluyor, bakanlıklarda takip etmeniz gereken işleriniz oluyor. Bu vesile ile genel kuruldan ayrıldığınızda muhalefet hemen bunu gözlüyor ve yoklama talep ediyor. Bu bir çok programda da gündeme gelir hatta. Burada da maksat o 189 sayısını buldurmamak ve o günkü çalışmaları kapattırmak. Yani meclisin çalışmasına katkı vermek yerine, meclisin çalışmalarına kendi görüşler doğrultusunda yasaları dizayn etmek yerine engelleme yoluna gidiyorlar. Maalesef böyle kötü bir durum var çünkü biz biliyoruz ki iktidar tabi ki gerek ama muhalefette gerekli. Muhalefet iktidarın yapmış olduğu işleri faaliyetleri bir taraftan eleştirirken, doğru olanları bir tarafa koyup, yanlış olanların altını çizerken doğrusunu da aynı zamanda kendi görüşleri doğrultusunda ortaya koymalılar. Ama şu anki muhalefet anlayışı, bu yerelde de belki böyle, genelde de aynı şekilde sadece ve sadece iktidarın gerçekleştirdiği bütün faaliyetlerin tamamın yanlış olduğunu ifade etme ile söz konusu oluyor. Yani bende şunu söylüyorum; biz 10 tane iş yaptıysak biri yanlış, ikisi yanlış, üçü yanlış, sekizi yanlış, onu yanlış hepsi de mi yanlış. Bir tanede doğru bir iş yapmadık mı. dolayısı ile maalesef muhalefetin bu anlamda bir yetersizliği söz konusu. Yani ben demokrasimizin daha da olgunlaşabilmesi anlamında muhalefetin bir an önce bu eksikliği giderip, iktidara alternatif olmak istiyorlar ise eğer bu manada çalışma yapması gerektiğini düşünüyorum.
“DÜNYADA HİÇBİR PARTİYE NASİP OLMADI”
Tabi Ankara da çok yoğun bir gündem var. AKP Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tek başına iktidar olarak en uzun süre iktidarda kalan ve bu iktidar süresini de yapılan bütün seçimlerde oy oranını arttırarak devam ettiren bir parti. Dünyada hiçbir partiye nasip olmayan; kurulduğunun ilk yılında tek başına iktidara geldi. Hatta hatırlayalım yapılan seçimlerde genel başkanımız milletvekili adayı bile olamadı. Bırakın milletvekili adayı muhtar adayı bile olamadı. Hep söylediler; muhtar adayı bile olamayan bir genel başkandan ne beklersiniz dediler. Ama millet daha önce Menderes döneminde olduğu gibi, 12 Eylül d