Çankırı'da yaşayan 64 yaşındaki Recep Kuruçay, 33 yıldır devam eden ense kökü ağrısından Özel Çağsu Hastanesinde kurtuldu.

Ahmet Kuruçay hastalığı ile olarak, 1975 yılında enseme bir kavga sırasında darbe aldım. Zamanla ensemde hafif hafif başlayan ağrılar 1982 yılında dayanılmaz bir hal aldı. Önceleri şoförlük yaptığım için cereyanda kaldığımı, kaslarda tutulma olduğunu söylediler. Fakat ağrılar şiddetlenince değişik teşhislerle birçok tedaviler yapıldı. Kimisi diş iltihabından yapıyor dedi 4-5 tane dişimi çektirdim. Kimisi burun içinde kıl dönmesi olmuş dedi. İstanbul'da özel bir hastanede 2 defa boyun sinirlerim yakıldı. Ankara'da ünlü bir beyin cerrahı ensede ufak bir kitle var o sinire baskı yapıyor olabilir dedi onu ameliyatla aldı. Çapa Hastanesi'nde enseden iğne yapıldı. Defalarca akupunktur yaptırdım. Hiçbirinden bir gün bile fayda olmadı. Ağrılar sebebi ile çok kötü günler geçirdim. Enseme yanlışlıkla bir şey dokunduğunda, gömlek yakası sürttüğünde o kadar şiddetli elektrik çarpması gibi bir ağrı oluyordu ki çığlık atıyordum. Bir topluma düğüne derneğe gidemez oldum. Hacca gittim tavaftan nasıl kendimi dışarı atacağımı bilemedim yaptığım ibadetten zevk alamadım. Mesleğimde verimli çalışamadım erkenden emekli oldum. Tedavilerden fayda bulmamak bir yana zarar gördüğüm de oldu. İstanbul'da bir hastanede tedavim sırasında verilen antibiyotik ilaç yan tesir yaptı kulağım duymaz oldu, 10 yıldır sağ kulağım duymaz. Kullandığım ağrı kesici ilaçlar yüzünden mide ülseri oldum onun için de tedavi olmam gerekti. Derken Çağsu Hastanesi'nde ağrı merkezi olduğunu haber aldım. Son umut buraya başvurdum. Boynuma yapılan ozon tedavisi ile ilk hafta her 5 saatte bir ilaç alan ben ilaç almadan 2-3gün geçirir oldum. Daha sonra hem enseme dokunmakla oluşan hem de kendiliğinden olan ağrı tamamen kayboldu. Tedavimden çok memnunum. Allah doktor hanımdan razı olsun” dedi.

Hastalıkla ilgili olarak Özel Çağsu hastanesi Algoloji (Ağrı Bilimi) uzmanı Doç.Dr. Nebahat Gülcü Bulut ise, Hastamız Recep Bey'de oksipital nevralji adlı bir ağrı sendromu mevcut idi. Bu hastalıkta ense kökünde derinde hissedilen ağrı kulak arkasına hatta bazen yüze kadar ilerleyebilir. Boyun siniri hattına dokunmak ağrıyı ortaya çıkarabilir veya ağrı devamlı olarak da bulunabilir. Genelde düşme, çarpma veya trafik kazalarında başın öne arkaya savrulması ile ortaya çıkar. O bölgede ortaya çıkan migren, kireçleme, fıtık, kist, kitle gibi başka hastalıklarla karışabilir. Tedavide bir sebep bulunabilirse onun tedavisi yapılır, bulunamaz ise ense sinirinin uyuşturulması uygundur. Hastamızda 33 yıl gibi uzun bir süre boyunca uygulanan kortizon, sinir yakma ve cerrahi müdahale gibi bütün klasik tedavilerde başarısızlıkla karşılaşılmış idi. Biz şimdiye kadar yapılan tedavilerden farklı olarak ozon ve plazma tedavisi uyguladık. Ozon uygulaması zedelenmiş dokularda oluşan ödem ve iltihabı kurutur, sinir liflerindeki anormal sinyal üretimini baskı altına alır. Nitekim hastamızda da ağrının ortadan kaldırılması ozon tedavisi ile sağlanmıştır. Zedelenmiş dokunun tamiri ise plazma tedavisi (PRP) ile sağlanabilir. Plazma tedavisi (PRP) hastanın kendi kanının yaraları iyileştirme özelliği olan sıvı kısmının ayrıştırılması ve ağrılı olan bölgeye verilmesidir. Bu tedavi ile uzun vadeli kalıcı sonuçlar sağlanmaktadır. Klasik tedaviler ile netice alınamadığı zaman ozon ve plazma tedavisi güvenilir alternatifler olarak uygulanabilir. Hastamızda alınan sonuç hekim olarak bizleri de çok sevindirmiştir. Kendisi hiçbir ağrıkesici ilaca ihtiyaç duymadan hayatına devam etmektedir. Sadece kendisinin değil ailesinin de memnuniyetini görmek kronik ağrılı hastaların tedavisinin toplum için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir” ifadelerini kullandı. (Haber Merkezi)