Takımımız Antalya deplasmanına İshak'tan yoksun olarak başladı. Maç başladığında gördük ki, takımımız 5 haftadır yapmadığımız önde baskı, alanları daraltan, daha kendi özgüveni artmış bir takım olarak gözüktü. Bunu yaptıran ise Adanaspor maçında aldığımız 3 puandı. Küme düşme korkusu kalkınca takımımız rahatlamış bir görüntü ile mücadele ettiğini gördük. Fakat bu kez de karşımızda Play-Off stresi üzerine karabasan gibi çökmüş bir Antalyaspor takımı vardı.

Karşılaşma başladığında maçın hemen başlarında Nurettin'in pozisyon hatası ile öne geçen Antalya ve klasik olarak üretemeyen, organize olamayan, yaptıkları baskılarla rakibin hatasında gol bekleyen bir Boluspor vardı. Karşılaşmada ikinci yarı başlayınca 2'inci bölgeye çekilen kontra atak bekleyen bir Antalyaspor vardı.

Aynı düzende bir Boluspor ve geçen haftaki golün aynısı rakibe baskı yapan Emre ve atan İsmail Haktan, ardından 2 santrafora dönen, önde kalan Antalyaspor üst üste kaçırılan gol pozisyonlarından sonuç alamayan ve kalecimiz Özkan'ın gününde olmasıyla Antalyaspor ile 1-1 berabere kalıp puanımız 36 yaptık.

2 haftada 4 puan almasak, 32 puanla Elazığspor maçına stresli çıkan 29 puanlı Manisa ve 28 puanlı Buca ile karşılaşmamız kaçınılmazdı. Son 4 haftada geçen yılki bir sıkıntı ortaya çıkması bütün şehri etkisi altına alabilirdi. Adanaspor maçında alınan 3 puanla, hocamızın ilk 10 gibi bir hedef belirleyen biri, ‘Bizim hocayı bayağı gözümüzde büyütmüşüz?' gibi bir soru sorduruyor kamuoyuna.

Bu arada Emre ve İsmail'in çabaları ama geçen hafta oyuna girdikten sonra pozitif bir enerji veren ve bu çabasında gol atan Javadov'un yedek oturtturulması ile Murat, Kibong, Kenan'a verilen şanslardan sonra Javadov'un da hak ettiğini düşünüyorum. Formayı adaletli dağıtmazsan hocanın inandırıcılığı ve söylemlerinde doğruluğu çokta ikna edici gelmiyordur kimseye. Takımımıza Elazığspor maçında başarılar dileriz.