Karadeniz'in hırçın çocuğu Emrah Metoğlu. Kişiliği ve çalışkanlığı ile parmakla gösterilen futbolcular arasında yer alıyor. Kırmızı beyazlıların sezon başında transfer ettiği golcü oyuncu Emrah Metoğlu, kendisi ile pek fazla bilinmeyenlerini kulübün resmi yayın organı Boluspor Dergisi'ne anlattı.
Futbol hayata benzer. Lise yıllarında ne kadar parlak bir öğrenci olduğunuz üniversite sınavının umurunda değildir. Futbolda olduğu gibi Rize'nin Salarha köyünün takımında çocuk yaştan itibaren yapılan fedakârlıkların, ter dökmenin karşılığı bir gün çay toplamaya gelenlerin seni fark edip Rizespor'a gidiyorsun” demesiyle ödüllendirilir. Antrenmana çıkmakla bitse! Şimdi de önünde futbolcunun alınacak bir üniversite diploması, yani taraftarın karşısına çıkabilmesi için zorlayacağı bir ilk 11 vardır.
Rizespor'da aradığını bulamaz ve sırasıyla Çayspor ve Rize Belediyespor'da dener şansını. Karadeniz'in hırçın dalgaları onu Ofspor'a sürükler. Profesyonel olup bu kez de memleket hasretinden uzakta futbol oynamaya başlar. Diyarbakır Karapınar ve DİSKİ derken sezon başında Boluspor'da bulur kendini
İşte o röportajdan satırbaşları:
Futbola nasıl başladın?
O5 Haziran 1989 Rize doğumluyum. Futbola köy takımında başladım. Salarhaspor'da 3 sezon oynadım. Daha sonra Çaykur Rizespor'a transfer oldum. Sırasıyla Çayspor ve Rize Belediyespor'da amatör olarak oynadım. Ofspor'a profesyonel olarak imza attım. Artvinspor'da forma giydim. Diyarbakır Karapınar ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor'da oynadım. DİSKİ'de şampiyonluk yaşadım. Bu geçen süre içerisinde 60 gol attım.
Boluspor'a transferin nasıl oldu?
Bu sezon başı Adana Demirspor, Bucaspor, Fethiyespor ve Boluspor'dan teklif aldım. Boluspor'un yapısını bildiğim için, Boluspor gibi büyük bir camiada forma giymenin daha iyi olacağını düşündüğüm için anlaşma sağladım. Burada olduğum için mutluyum. Şu an için her ne kadar kötü gidişatımız olsa bile sezon sonunda takımımız kümede kalacak. Mutlu ve huzurlu bir şekilde yolumuza bakacağız.
Gol atınca neler hissediyorsun?
Gol attıktan sonra aslında çok da fazla bir şey düşünmüyorum. Sadece çok mutlu oluyorum. Saha içerisinde bağırıp, sevdiğim insanlara koşuyorum.
Unutamadığın golün var mı?
Çaykur Rizespor'da Paf takımda oynadığım dönem başıma çok farklı bir olay geldi. Deplasmanda Ofspor'la oynuyorduk. Rakibimiz bir golle öndeydi. 4 dakika arayla iki gol attım ve öne geçtik. Rakibimiz çok hırslı olduğu için maçı hiç bırakmamıştı. Beraberlik golünü buldular. Maçın sonuna 1 dakika eklenmişti. Top sekerken yaklaşık 35 metreden vurdum. Şanslı günümde olmalıyım ki top 90 tabir edilen yere giderek gol oldu. Gol sevincini yaşarken bir baktım ki 60 yaşında bir kişi elinde şemsiye ile peşimden koşuyor. Sahanın içinde bir süre kovaladı ama yakalayamayınca bende soyunma odasına gittim. Bu aklımdan hiçbir zaman çıkmıyor. Özellikle deplasmanlarda oynadığımız maçlarda gol atarsam bu anım hep aklıma geliyor.
Ailede senden başka futbolcu var mı?
Ailemde futbolcu yok. 3 kardeşiz. Ağabeyim gemi kaptanı. Ablam da devlet memuru. Aslında bende üniversite mezunuyum. Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nin İşletme Bölümünden mezun oldum. Hem futbol oynayıp hem de üniversiteyi bitirdim. Sınav dönemlerinde bir hayli sıkıntı çektim ama öyle böyle bitti. Üniversitedeki hocalarımda sağ olsunlar bana her konuda yardımcı oldular.
Futbolcu olmasaydın işin hazırdı yani
Futbolcu olmasaydım masa başı işinde çalışamazdım. Belli bir ücret alıp, takım elbise giyip, kravat taktıktan sonra evden işe, işten eve gelen bi