Ak Parti Gençlik Kolları Başkanlığından istifa eden Ömer Faruk Deligöz yazılı bir açıklama yaparak kamuoyunda yer alan açıklamaları değerlendirdi. Deligöz, Ömer Sayın basın toplantısında; ‘Hiçbir zaman çıtayı düşürmemeye, belden aşağıya vurmamaya gayret ediyorum' diyor. Bizim belden aşağı vurulacak, utanmamızı gerektirecek hiçbir hareketimiz olmamıştır. Biz de ‘belden aşağı vurmamak' için sabrediyoruz. Elimizdekileri sırf ‘belden aşağı vurmamak' için açıklamak istemiyoruz."
Ak Parti Gençlik Kolları Başkanlığından istifa eden Ömer Faruk Deligöz yazılı bir açıklama yaparak kamuoyunda yanlış anlaşılmalara neden olan istifa sürecine dair açıklama yaptı. Deligöz açıklamasında şu ifadelere değindi;
"Medyamız yoluyla halkımıza ve Partililerimize şunu ısrarla belirtmek isteriz ki; biz AK Parti'den istifa etmedik, Gençlik Kolları Yönetiminden istifa ettik. Gelecek günlerde göreceğiniz üzere; yeni yapılanmamızla Partimiz için çok verimli çalışmalar içinde olacağız.
Yönetim Kurulu üyelerimiz Sayın İl Başkanına istifalarını 12 Ocak 2013 günü verdiler. Ertesi günü yani 13 Ocak tarihinde Ömer Sayın yaptığı basın toplantısında Yönetim Kurulu Üyelerinin istifa etmediklerini, sadece benim istifa ettiğimi yüzü kızarmadan söyleyebildi. 12 Ocak tarihinde istifaların İl Başkanlığına verildiğinin en açık delili, tasvip etmememize rağmen bir hanım arkadaşımızın istifa mektubu ile birlikte bir poşet kınayı da İl Başkanlığına bırakmasıdır. İl Başkanımız kına konusunda aynı gün Genel Merkez Gençlik Kolları Genel Başkanını telefonla aramış ve bize baskı yapılarak bu kınanın benim tarafımdan geri alınmasını istemek basitliğini göstermiştir. Gençlik Kolları Genel Başkanı bana telefon açarak bu kınayı gidip Ömer Sayın'dan geri almamı istemiştir.
Sayın Ömer Sayın basın toplantısında; ‘Hiçbir zaman çıtayı düşürmemeye, belden aşağıya vurmamaya gayret ediyorum' diyor. Bizim belden aşağı vurulacak, utanmamızı gerektirecek hiçbir hareketimiz olmamıştır. Eğer elinde belge varsa bütün gazetelere göndermesini talep ediyoruz. Biz de ‘belden aşağı vurmamak' için sabrediyoruz. Elimizdekileri sırf ‘belden aşağı vurmamak' için açıklamak istemiyoruz."