Kamu Sen'e bağlı Türk Eğitim Sen üyelerinin ardından Eğitim Sen Bolu Şubesi'ne bağlı eğitimciler de Hükümet Meydanı'nda MEB Yasa Tasarısına karşı olduklarını belirten bir basın açıklaması yaptılar.
Öğle saatlerinde meydanda toplanan sendikalılara CHP ve Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri de destek verdi. Basın açıklamasını sendikanın Bolu Şube Başkanı Dursun Yenin yaptı. Yenin Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılmasını, iş güvencemizin hedef haline getirilmesini ve eğitim yöneticilerini tasfiye planını kabul etmiyoruz” dedi.
Dursun Yenin'in açıklaması şu şekilde; Türkiye'de son 11 yıl içinde genel olarak kamu hizmetlerinde, özel olarak ise en geniş ve yaygın kamu hizmeti olan eğitim alanında hem içerik, hem de örgütsel işleyiş açısından tamamen piyasa odaklı politikalar hayata geçirilmiştir. Bugüne kadar eğitimde en temel ilkeler göz aidi edilerek sayısız yasal değişiklik yapan AKP hükümeti, attığı her adımda eğitimin, eğitim ve bilim emekçilerinin yaşadığı sorunların daha da ağırlaşmasına neden olmuştur.
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında yıllardır kader ortaklığı yaptığı kesimlerle arası bozulan siyasi iktidar, ülkeyi hızla otoriterleştiren, yasama, yürütme ve yargıyı büyük ölçüde kendi iktidarının denetimine alan yasal düzenlemelerin ardından, eğitim sistemini tamamen denetimi altına almak için düğmeye basmıştır. Dershanelerin özel okula dönüştürülmesi sürecinde gündeme gelen, ancak içerdiği değişiklikle eğitim sisteminde büyük bir alt üst oluş yaratması kaçınılmaz olan Milli Eğitim Temel Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” eğitimde yaşanan sorunları daha da derinleştirecektir. Eğitim sisteminin acil çözüm bekleyen onlarca sorunu olmasına rağmen, hükümet yangından mal kaçırır gibi hazırladığı bir torba yasa ile eğitimi bir kez daha kendi çıkarları ve siyasal hedefleri doğrultusunda yeniden biçimlendirmek istemektedir.
TBMM gündeminde olan mevcut tasarı ile; dershanelerin dönüştürülmesi bahanesiyle öğrenci başına devlet desteği adı altında kamu kaynakları özel okullara aktarılmakta, devlete ait arazi ve okul binalarının özel sektöre ve kuvvetle muhtemel hükümetle bağlantılı kimi vakıf ve demeklere devredilmesi ya da kiralanmasının hesapları yapılmaktadır. Yıllardır eğitime yeterli bütçe, okullara ödenek ayrılmamakta, kamu okullarında bugün hala daha temizlik vb. adlarla para toplanmakta eğitimin bütün yükü velilerin üzerine yıkılmaktadır.
AKP iktidarı meclisten hızla geçirmek istediği bu yasa tasarısıyla ataması yapılmayan binlerce öğretmenimizi bir kez daha güvencesizliğe mahkûm etmek istemektedir. Bin bir zorlukla eğitim fakültelerinden mezun olan öğretmenlere KPSS yetmezmiş gibi, şimdi de yeni bir sınav getirilmek istenmektedir. İktidar öğretmen alımlarında ve yönetici atamalarında bile kendinden olmayana tahammül edememekte, kendisine koşulsuz itaat edecek insanlarla çalışmak istemektedir.
Tasarı ile aday öğretmenlere yeni bir sınav getirilmesi, sadece aday öğretmenleri ilgilendiren bir sorun değildir. Bu uygulamanın arkasında eğitimde esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma uygulamalarının daha da artması ve nihayetinde iş güvencemizin kaldırılması vardır. Yıllardır okulları ve diğer eğitim kurumlarını birer ticarethane haline getiren, eğitimin parasal yükünü büyük ölçüde halkın sırtına yıkanlar, eğitimde performansa dayalı ve sözleşmeli istihdamı temel alan, iş güvencemizi hedefleyen uygulamaları hayata geçirmenin hazırlığı içindedir. İş güvencemizi pazarlık konusu yapmayacağımız gibi, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin kadrolu, güvenceli çalışmasını savunuyoruz.
Yasa taslağı ile eğitimde yaşanan piyasa merkezli” ve siyasal kadrolaşmaya” dayalı dönüşümün son halkalarından biri