Eğitim-İş Sendikası tarafından ‘Mesleğimiz Onurumuzdur' sloganıyla Ankara'da eylem gerçekleştirilecek. 19 Ocak'ta gerçekleşecek eylem ile ilgili bilgiler veren Eğitim-İş Sendikası Bolu İl Başkanı Hülya Çınar, tüm eğitimcileri Ankara'daki eyleme davet etti.
Eğitim-İş Sendikası Bolu İl Başkanı Hülya Çınar yaptığı açıklama ile Ankara'da gerçekleşecek eylem ile ilgili bilgiler verdi. Çınar Bolu'daki eğitimcileri de haklarını aramaya davet ettiği açıklamada şu ifadeleri kullandı; Toplumsal sorumluluk bilincini daima önde tutan eğitim çalışanlarının sorunları, siyasi iktidarların eğitimde uyguladığı yanlış politikalar sonucunda, Cumhuriyetimizin 90.Yılına gireceği bir dönemde kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Özellikle son on yılda eğitimde uygulanan politikalar ise mesleğimizi yıkım kararlarına dönüşmüştür. Mevcut siyasi iktidarın mesleğimize yönelik saldırılarının temelinde yatan nedenler eğitim sistemimizi özelleştirerek küresel sermayenin egemenliğine sunmak; laik, demokratik, bilimsel ve kamusal yapısını yıkarak eğitimde ideolojik değişikliği gerçekleştirmektir. Eğitini çalışanlarımıza yönelik olarak, bizzat başbakan ve milli eğitim bakanları tarafından sarf edilen söz ve söylemlerin aleyhte bir kampanyaya dönüştürülmesi, ALO 147 ihbar hattı ile binlerce eğitim çalışanımız hakkında soruşturma açılması, öğretmenlere uygulanan şiddet olaylarının artması, sistemden kaynaklı dayatmaların sonucu olan alan değişikliği, eğitim çalışanlarımızın maaş ve ücretlerinde bir türlü yapılmayan iyileştirmelerin tentelinde de bu gerçeklik yatmaktadır.
Eğitim sistemimizin, bilimsel ve parasız yapısının aşındırılmasıyla başlayan süreç, Milli
Eğitim Bakanlığı'nın mevzuatını değiştiren yasal değişikliklerle tamamlanmıştır, 652 Sayılı
KHK ve kamuoyunda bilinen adıyla 4+4+4 yasası ile eğitim sistemimiz piyasa koşullarına açık, bakanlığın gerici uygulamalarıyla da ortaçağ karanlığına sürüklenen bir yapılanmaya dönüşmüştür. Hiçbir bilimsel araştırma yapılmadan, konunun taraflarına danışmadan, okullarımızda herhangi bir alt yapı çalışması yapılmadan hazırlanan 4+4+4 yasası ile eğitim sistemimiz bir kaosa sürüklenmiştir. Dört aylık uygulamanın ortaya koyduğu gerçek ise; binlerce öğretmenimiz norm kadro fazlası olmuş, öğrencilerimiz okullarından ve öğretmenlerinden edilmiş, velilerimizin sırtına yüklenen eğitim harcamaları artmıştır.
Eğitime bütçeden yeterli kaynak aktarılmaması nedeniyle okullarımızda sağlıklı eğitim-öğretim ortamı sağlanamamaktadır. Okullarımızın derse hazır hale gelmesinde en önemli görevi yerine getiren hizmetli ve memurlarımız, adeta köle gibi, iş tanımı yapılmadan çalıştırılmaktadır. Her öğretim yılı başında öğretmenlere verilen üç kuruşluk eğitim öğretim tazminatı bile hizmetli ve memurlarımıza çok görülmektedir. Örgütlü mücadelemiz sonucunda elde ettiğimiz özlük haklarımız bir bir elimimden alınmaktadır. Özür durumu atamaları yılda bir kereye düşürülürken, sağlık nedeniyle aldığımız sevk ve raporlar sonucunda ücretlerimiz kesilmekte, mesleğimiz kariyer basamakları uygulamalarıyla paramparça edilmekte, iş barışı bozulmaktadır. Öğretmen yetiştirme konusunda bir politika geliştirmeyen hükümet, atama isteyen öğretmenlerimizi ‘yem bekleyen güvercinlere' benzetmektedir. Hazırlanan YÖK yasa taslağında bu soruna çözüm getirmeyen hükümet, üniversitelerimizi siyasi iktidarın egemenliği yanında, paranın egemenliğine de alarak özerk ve özgür yapılarını tamamen ortadan kaldırmaktadır. Üniversitelerimizde akademisyen ve öğrencilerimiz, muhalif bir tavır sergileyememekte, düşünceler baskı altında tutulmakta, en masum talepler bile şiddetle bastırılmaktadır. Tüm bu gelişmeler, siyasi iktidarın eğitimde gerçekleştirmek istediği dönüşümün aslında mesleğimizi elimizden almaya yönelik olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu süreçte siyasi iktidar, eğitim çalışanlarının mücadelesinde halktan a