AVM'leri diyorum.

Hani..

Şu.!

İçine girdiğimizde dışarısı ile ilişkimizin kesildiği,

Dünyadan izole olduğumuz mekanları diyorum.

Vitrinlerden mamul,

Pencerelerden yoksun,

Gökyüzünden mahrum,

AVM'leri diyorum.

Alışveriş ritminin hiç değişmediği,

Kalabalığın kalabalığı çektiği,

Daralınca kendimizi attığımız,

Çıktığımızda oh be dünya varmış” dediğimiz,

AVM'leri diyorum.

Bir gömlek için girdiğimiz,

Ayakkabı, hırka, saat eklediğimiz,

Pizza, hamburger yediğimiz,

Masaj koltuklarına uzandığımız,

Elektronik aletlerine imrendiğimiz.

AVM'leri diyorum.

Kuş,

Su,

Ağaç,

Çiçek,

Böceklerin suni,

Hani mesut olduğumuzu sandığımız devasa yerüstü binaları,

AVM'leri diyorum.

Kurumsal yaka kartlı tezgahtarların,

Satış departmanlarının,

Müşteri temsilcilerinin,

Mağaza müdürlerinin bulunduğu..

AVM'leri diyorum.

Bu AVM'lere diyorum.

Birileri kulağımıza fısıldıyor, fikrimize mi sokuyor;

Gidişlerimiz bu eğitimle mi gerçekleşiyor.

Yoksa;

Gidişlerimiz..

İş olsun torba dolsun niyetiyle gerçekleşiyor bilemiyorum.

Onu diyorum.

AVM'leri seçmek,

AVM'lere gitmek,

AVM'lere sıkışıp kalmak için eğitim mi.? alıyoruz..!

İşte bu tarafını çok ama çok merak ediyorum.

Hani diyorum.!

Bir berber olsa iki yarenlik yapsak,

Hani diyorum.!

Bir ustaya çırak olsak.

Hani diyorum.!

Odun ateşinde çay/kahve yudumlasak.

Hani diyorum.!

Bir soba olsa üzerinde ekmek kızartsak.

Elimizi yaksak,

Köz olsak

Odun olsak da yansak.

Hani diyorum.!

Her bir şey önümüze hazır gelmese,

Hani diyorum.!

Her bir şey bu kadar resmi olmasa,

Hani diyorum.!

Müşteri olmak bu kadar tanımlı olmasa.

Hani diyorum.!

Pencerelerimiz olsa bahçeye baksa,

Hani diyorum.!

Çimen olsa bir taraf,

Bir taraf çeşme,

Bağdaş kursak, soğanın beline vursak,

Ekmeği bölüşsek,

Şükür aklımıza gelse de şükretsek diyorum..

Eğitim şart evet..! Eğitim şart..

Hayatımızda bu kadar yer etmiş, milyon dolarlık AVM'lerin eğitimdeki yeri nedir acaba..

Kasiyer kızın/oğlanın para üstü verirken insanın yüzüne dahi bakmayışını,

Pazarlıktan yoksun kimyasını,

Etiketin yarısını,

Sadece bir girişi ve aynı yerden çıkışını,

Dilsiz indirim etiketlerini,

Nasıl açıklayacağız.

Konuşmadan sadece vitrinlere dalıp gitmeyi eğitimin hangi alanına kondurup,

Daha ne kadar yer üstüne AVM'ler konuşlandıracağız.

AVM'lerde ezan sesi işiteniniz var mı.?

Mağazanın kapısında size tebessüm eden sıcak bir esnaf yüzü ile hiç karşılaştınız mı.?

Çocuklar dahil hiç toprağa,ağaca temas edeniniz oldu mu.?

Eğitim şart evet.! Eğitim şart..

AVM'ler içinde iken de eğitim şart öyle mi.?

Kredi kartı nasıl kullanılır.

Elektronik aletler nasıl kurcalanır.

Vitrinlere nasıl bakılır.

Elbise ayakkabı nasıl seçilir.

Kombin nasıl yapılır,

Göz ve mide iştahımız nasıl kontrol edilir,

Mağazaya nasıl girilir,

Alışveriş yapmadan nasıl çıkılır.

Bilmiyorsanız..!

Biri sizi süzerek şöyle diyebilir.

“Eğitim Şart”

Hele biraz yerli biraz esmer tenli iseniz..

Küçümseyen bir bakış,

Yanında bükülmüş rujlu bir dudakla karşılaşmanız an meselesidir.

Bir şey gösterişli de olsa, onlarca katı da olsa pek ilgimi çekmez.

Tek katlı bahçeli evleri bunun için över,

Tabiatla baş başa kalıp,

Tabiatlı alışverişleri severim.

AVM'ler yer üstünde ama sanki yerin altında toprağın dibinde gibiyiz.

Aydınlık sadece içerideki lambalara, vitrinlerdeki neonlara bağlı.

Hani diyorum..

Bu AVM'ler toprağın altına inşa olsa..

Hani diyorum.

Bu AVM'lerin işgal ettiği alanlar park olsa..

Çocuklara oyun alanları olsa.

Hani diyorum..

Üzerinde piknik yapsak, bağdaş kursak, çay içsek, sohbet etsek..

Doğan,

Ufuktan batan güneşi görebilsek.

Onu diyorum.

Onlarca katla gökyüzüne ulaşan devasa binaların, bana hala toprağın altındaymış hissini vermelerini anlayamıyorum.

Anlayamadığımı anlayan ezberden bana sorabilir.

Dudağını bükerek ve biraz alaylı tarafından..

“Eğitim Şart”

Ben de,

Sabahın bir vakti.!

Öyle mi.? derim.