DİYARBAKIR İZLENİMLERİ [1]

Geçtiğimiz ayın son haftası içinde, Diyarbakır ilimizde, Ak Parti Genel Merkez Dış İlişkiler Teşkilat Başkanlığı tarafından düzenlen bir toplantıya iştirak ettik.

Sabiha Gökçen Havaalanından, Kadın Kolları Temsilcimiz Aynur Taşdemir ve Gençlik Kolları Temsilcimiz Şeydanur Alptekin olduğu halde, Diyarbakır'a bir saat kırk beş dakika süren yolculuğumuz sorunsuz geçti.

Türk Hava Yollarını anlatmaya gerek yok.

O her zaman formunu koruyor.

Diyarbakır Havaalanına iner inmez, daha önceden karar verdiğim gibi yaptım.

İlk gördüğüm kişiye selam vererek, yanına oturmak için izin istedim.

Başına bere formatında, çepeçevre sardığı poşu ile ayağa kalkarak ‘başım gözüm üstüne' dedi ve eliyle oturmamı işaret etti.

Bolu'dan Ak Parti İl Başkanlığını temsilen, bir toplantı için Diyarbakır'a geldiğimi söylediğimde, kendisinin de Urfa'lı olduğunu ve Almanya'dan gelecek olan oğlunu karşılamak için burada olduğunu anlattı.

Kısa sohbetimizde, içinde günlerce anlatılacak mesajlar aldım.

Mutlu oldum, sevindim.

O da çok mutlu oldu.

Hemen orada şu hükme vardım ki;

İki günlük ziyaretimizde de bu düşünceme eşlik edecek çok sayıda Diyarbakırlı vatandaş ile karşılaşacak, kardeşlik hukukuna eşlik edecektik.

Nitekim de öyle oldu.

İnsanlar, alışkın hallerinde her zaman olduğu üzere insani ihtiyaçlarını görüyorlar,

Kahvelerde oturuyor,

Lokantalarda yemek yiyor,

Marketlerden alışveriş yapıyor,

Sokak ve caddelerde rahat bir şekilde sohbet eder şekilde geziyorlardı.

Bolu gibi bir kent Diyarbakır.

Ve fakat,

Hayli büyük…

Bilhassa surları ve alış veriş merkezleri Ankara, İstanbul ayarında.

Vatandaşlarla muhabbetin yanı sıra, güvenlik güçleri ile de sohbet ettiğimde,

Hepsinin ama hepsinin çok değerli insanlar olduğunu görmekten mutlu oldum.

Stres altında bile psikolojilerinin çok iyi olduğuna,

Çok samimi ve içten davrandıklarına,

Zorlaştıran değil, kolaylaştıran taraflarına şahit olmaktan memnuniyet duydum.

Diyarbakır'da Gaffar Okan sevgisi inanılmaz.

Bizi havaalanına kadar gelerek karşılayan Başkan Yardımcısı Sayın Azizoğlu'nun da anlatımları ile bu düşüncem daha bir pekişti.

Hemen hemen her evin duvarında onun resminin var olduğunu öğrendim ki;

Diyarbakır'da görev yapan polislerin birçoğunun birer Gaffar Okan manevi mirasını taşıdıklarına canlı canlı şahit oldum.

Hava hafiften çiseliyordu ve…

Diyarbakır sokaklarında şemsiyelerinin altında yürüyen sevgililer, eşler, gençler, yetişkinler gördüm.

Hiçbir telaş yoktu ve kahveler, lokantalar, alışveriş merkezleri müşterilerle ile dolu idi.

Sosyal medya ve basın üzerinden oluşturulmak istenen algının zerresine şahit olmadım toplantılarımızın devam ettiği iki gün boyunca.

Hatta bu görüntülerden cesaret alarak iki saat boyunca Diyarbakır sokak ve caddelerinde akşamın geç/ilerleyen saatlerinde gezdim;

Bir kahvede çay içtim,

Bir berber dükkanına girerek traş oldum,

Marketten alışveriş yaptım,

Bolu ilimizden bir fark göremedim.

Aynı canlılık, aynı şehir itiyatları, aynı insanlar vardı her yerde.

Ama bunun yanında inanılmaz bir ev sahipliği,

İnanılmaz bir dostluk kültürünün hakim olduğunu gördüm.

Bolu'dan geldiğimi ve Ak Parti İl Başkanlığı Dış İlişkiler Toplantısı için Diyarbakır'a geldiğimi söyleyince, çok daha fazla bir ilgi ve alaka gördüğümü de paylaşmak isterim.

Birçok insan, esnaf, öğrenci, hastane önünde konuştuğum/tanıştığım birçok vatandaşımız bizler sizin için dua ediyoruz.

Sizler de bizim için dua edin, birlikte kardeşlik hukukumuzu yeniden tesis edelim diyorlardı.

Çok etkilendim.

Alabildiğine mutlu oldum.

Kurulmak istenen algıların boşa çıktığını,

Kardeşliğin Anadolu'nun her yerinde var olduğunu müşahede etmekten bir defa daha haz duydum.

Toplantılarımız çok verimli ve güzel geçti.

Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın Mehdi Eker'in de konuşmacı olarak katıldığı toplantıda sorulan toplam altı sorunun ikisi Bolu heyeti tarafından sorulduğunda,

Katılımcı sayımız iki yüz ellinin üzerinde idi.

Brüksel temsilcimiz Sayın Zafer Sırakaya'nın ikinci gün yaptığı konuşmasının ardından sorulan üç sorudan biri de Bolu heyetimize aitti.

Bu konuşmalar ve sorular ve cevapları ile diğer izlenimlerimizi diğer yazılarımda paylaşmak üzere,

Sevinç ve sağlıklar diliyor,

Diyarbakır'da kalan dostlara/arkadaşlara/kardeşlere/tanışlara sevgi ve selam ediyorum.