An eye for an eye.!

Göze göz, dişe diş..!

Mohandas Karamçand Gandi tarafından söylenen bu deyim için bundan daha iyi bir zaman olamazdı.

Vakit o vakit.. O halde.!!

Göze Göz Dişe Diş.[ An eye for an eye]

Hem yazı başlığımıza, hem de mevzunun girizgahı olan, “Göze Göz Dişe Diş” deyimini, düşmanlarımıza ve iç uzantılarına hatırlatıyor/yazıma geçiyorum. !!

Geçtiğimiz hafta BGC (Bolu Gazeteciler Cemiyeti) bildirimli bir kahvaltıya icabet ettim.

Daha toplantının başında;

Bolu Basınının değerli yazar ve gazetecileri ile bir araya gelen, Bolu Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Sayın Şahin Ertem, tüm spekülasyonların önüne geçebilecek, çalışma ritminin genel esaslarını ortaya koyan iki kelime kullandı..!

Bir özne.!

Bir nokta iliştirdi..? Özgüven ile kimya edilmiş cümlelerinin başına.

“DIŞ GÖZ”

Sayın Şahin Ertem'i, Bakan Yardımcımız Sayın Metin Yılmaz'ı ziyaret ettiğimiz günlerin öncesinde tanımazdım.

Tanışmamız kısa süreli olmuş, yüz yüze görüşmenin ötesine geçmemiş, huyunu, suyunu öğrenebilme şansına erişememiştim.

Ta ki; bu son kahvaltılı basın toplantısına kadar.

Yazacaklarım da elbette..! Sadece bu toplantıda elde ettiklerimle ve gördüklerimle (şimdilik) kalacak.

Ve elbette..! kısa sürede insanları tahlil edebilme yetim'le (sınırlı) olacak.

Sayın Ertem,

Sayın basın mensupları, sevgili hemşerilerim [!] diye başladığı konuşmasında,

- “Basın”..! Dedi..

Çalışmalarımızın, faaliyetlerimizin, yaptığımız/yapacağımız projelerin dış göz' ü olsun.!!!

Bu “dış göz” deyimi öyle gelişigüzel söylenmiş bir kelamdan çok daha fazlası gibi geldi bana.

“Dış Göz” ile başlayan devamı cümlelerin,

Önü arkası düşünülmüş, geldiği yeri belli, gideceği yeri iyi seçilmiş, öznesi konuşlanmış, yüklemi iyi kurulmuştu.

Demem o ki;

Başlık ve manşet konuşmalarının ardından yaptığı açıklamalar ile bana göre;

Kahvaltı mütevazı, (ortak kanaat)

Toplantı doyurucu (ortak kanaat) olmuştu.

Sayın Şahin Ertem..

Hasta derecede Bolusporlu,

Maçlarda normal olamayacak kadar fanatik,

Site bloğunu, adresini Edirne'nin E” si diye kodlayacak kadar detaycı ve şeffaf,

Bana karne verin;.!!

İster geçirin, ister bırakın diyecek kadar kendine güvenen bir öğrenci,

Tüm alanları, tesisleri bilen, sporun paydaşlarını çalıştıracak kadar donanımlı bir öğretmen,

Geldiği kısa süre içinde Bolu'yu ve bağlı tesislerini A'dan Z'ye bilecek kadar ev sahibi,

Spora hakim,

İlkelerine savcı,

Sporcuların sağlığına önem veren bir doktor,

Spora dair hikayelerini, yer zaman aralıklarına varacak kadar belleği kuvvetli,

Rakamlardan hizmet anlamları çıkaran iyi bir istatistikçi,

Çalışanlarına 10 dakika işe geç kalabilme fırsatı sunacak kadar dakik,

24 saat telefonum açık diyerek, cebini paylaşan bir uykusuz,

İnsanlara karşı iyi huylu, iş yapma/bitirme/sonuca ulaşmama noktasında huysuz,

Yerine geldiği eski müdür Yahya Beye çiçekle teşekkür edecek kadar nazik,

Girdiği bütün sınavlarda, ya birinci olmuş ya da ikinci olmuş hallerinde çalışkan,

Kendi tanımıyla tipik bir devlet memuru, (bana göre daha fazlası)

Tansiyon ve/veya benzer sebeplerin dışında mazeretsiz,

İlçelerde bölgesel branşlara yönelmek gerekir cümlesini çok tuttuğum bir muhterem,

Pas (fikir) alıp vermeyi seven/bilen bir spor adamı,

Kurumsal kimliği uygulayacak kadar alt yapısı kuvvetli,

Bürokrasiyi bilen/gören/tanıyan bir bürokrat,

Önümü iliklemekten imtina etmem diyerek, saygı kurumunu işletebilecek kadar tevazu sahibi,

Kul hak'kı yemeyeceğinin teminatını cümlelerinin arasına iliştiren Allah korkusu olan bir insan..!

İşinde hassas terazi kullanmaya özenli, itibarını kaybetme riskini göze alamayacak kadar vicdanlı,

Bu hemşerimizi sevdim.

Bolu'ya hayırlı uğurlu olsun.

Allah utandırmasın.

Hizmet yoluna desise olmaktan uzak,

Bolu şehrimizin spor hizmetlerine vesile olmaktan mutlu olacağımız bir ortam bizleri/hepimizi bekliyor.

Toplantının, Of the record anında da güzel şeyler paylaşıldı ki,

Buradan,

Mana ve mesaj içeren detayların paylaşılması, parantezleri kendi niyet okumalarımızı, cümle aralarına sokuşturmak şık olmaz, Kimseye yararı, sürece de faydası olmaz.

Ve Fakat;

İlkesel kabul ettiğim bazı vakıa'ların da zaman diliminde hal edileceğini tahmin edebiliyorum.

Yazımın başlığının Dış Göz” olarak hemen oracıkta tespit etmemdeki gaye;

Göz hassastır.

Hem bakar, hem-i de görür.

“An eye for an eye” [göze göz, dişe diş) günceline gelecek/dokunacak olursak…

Düşmanlar için evet..!!! Dost ve hemşerilerimiz için asla ve kat'a..!

Her kez görevini iyi bilecek, dersine iyi çalışacak.

Bu cümleden olarak;

Bolu şehrinde el ele verip/göz göze gelip hizmete vesile olma yarışı yakışır.

Hep beraber, hep birlikte..!

Biri birimizin GÖZ' ünü çıkarmadan,

GÖZ' ünün üstünde kaşın var demeden,

Yapılan işleri GÖZ ardı etmeden,

GÖZ değdirmeden,

GÖZ' den kaçırmadan,

Başı GÖZ' ü yarmadan,

Biri birimize..!!

GÖZ' ümsün diyecek kadar,

Biri birimize..!!

GÖZ' ümüz gibi bakmalıyız.

Zira,

DIŞ GÖZ' lerden beklenen de budur.!!

İşte o vakit …?

GÖZ'ÜM sünüz.!