CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ortaöğretimde başörtüsünün serbest bırakılmasına ilişkin, Çocuklar için özgürlük kavramı farklıdır, yetişkinler için farklı. 'Çocuklar, özgürce gidecek, başörtüsünü takacak diyorlarsa bu yanlıştır. Bu, ancak yönlendirmeyle olur” dedi.

30. Uluslararası Mengen Aşçılık ve Turizm Festivali'ne katılmak üzere ilçeye gelen Kılıçdaroğlu, belediyeyi ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ortaöğretimde başörtüsünün serbest bırakılmasına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin dünya kadar sorunu olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, Bu ülkenin cumhurbaşkanı gidiyor, Birleşmiş Milletlerde boş sıralara konuşma yapıyor" diyerek, "IŞİD' denen bir bela var, masum pek çok insanı öldürüyor. Türkiye için de risk ve yakın tehlike. Bunu herkes görüyor” şeklinde konuştu. Hükümetin IŞİD'e terör örgütü” diyemediğini öne süren Kılıçdaroğlu, 101 gün boyunca 49 vatandaşın IŞİD'in elinde rehin tutulduğunu, ülkenin bölgede, Batı'da itibarının kalmadığını savundu.

Vatandaşların borç batağında olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Neyi tartışıyoruz? '5-6-7 yaşındaki kız çocuğuna başörtüsü takalım' diye gündeme getiriyorlar. Bunlar doğru değil. Hepimizin çocukları var. Çocukların üzerine titreriz. 'Çocuğun üstün yararı' diye bir kavram var. Bizim bu kavramın gereklerini yerine getirmemiz lazım. Çocukları iyi eğitmemiz lazım. Çocuklar çağdaş dünyada ve ülkede okuyabilmeli. Aklın özgürlüğü nedir, onu öğrenebilmeli, sorduğu bütün sorulara yanıt alabilmeli. Biz çocukları alıyoruz ve siyasi meta, unsur, siyasetimizin parçası haline getiriyoruz. Günah bizim çocuklarımıza. Çocuklarımız neden bir siyasetin parçası olsun?. Siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun, bütün baba ve anneler çocuklarının üzerlerine titrer. Çocuklarının iyi eğitim almasını ister. Başörtüsüne özgürlük açısından yaklaşanlar var. 18 yaşını aşan kişinin özgürlüğü ayrı, çocukların özgürlükleri ayrıdır. 18 yaşını tamamlayan kişilere artık çocuk olarak bakmıyoruz. Onlar iyi ve kötüyü rahatlıkla birbirinden ayırabiliyor ama çocuklar bunu yapamaz. Çocukların üstün yararı kavramı bu açıdan önemlidir. Çocuklar için özgürlük kavramı farklıdır, yetişkinler için farklı. 'Çocuklar, özgürce gidecek, başörtüsünü takacak diyorlarsa bu yanlıştır. Bu, ancak yönlendirmeyle olur.”

"Bu ülke gerçekten katma değeri yüksek ürün üretecekse bilimle üretecek"

Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'ya Osmanlı hangi gerekçeyle battı, hangi gerekçeyle yok oldu, biliyor musun?” diye soru yönelterek, şunları kaydetti:“Osmanlı'nın son dönemlerinde acaba okullar neydi, ne oldu? O okullarda hangi eğitimler veriliyordu? Nasıl eğitim veriliyordu? Acaba gerçekten dünya çapında, dünyanın saygı duyduğu, üretimle katma değeri yüksek ürün üreten ülke konumuna nasıl geleceğiz? Acaba bunu merak ediyor mu? Milli Eğitim Bakanı merak ediyor mu? El alem uzaya, Mars'a araç gönderiyor. Adını ne koyuyorlar, biliyor musunuz? 'Merak, orada ne var acaba' diye. Biz ne yapıyoruz? Çocuğun merakını öldürüyoruz. Çocuk, bir şey sormasın, sorgulamasın, bunu yapmak için farklı eğitim modeli getiriyoruz. Yazık, günahtır bu ülkeye. Bu ülke gerçekten katma değeri yüksek ürün üretecekse bilimle üretecek. Bilimi alır, bir tarafa koyarsanız, dışlarsanız, toplumun dışına iterseniz, bu çocuklar gelecek Türkiye'yi, yani güçlü Türkiye'yi, katma değeri yüksek ürünler üreten Türkiye'yi nasıl kuracak?”Kılıçdaroğlu, cumhuriyet döneminde eğitimde önemli reformlar yapıldığına dikkati çekerek, çağdaş uygarlığın yakalanması için mücadele edildiğini dile getirdi.

O günün koşullarında yerli uçak ve denizaltı yapıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, Bugün yapabiliyor muyuz? Hayır. Neden acaba? Bu sorunun yanıtını aramak varken, 5-6 yaşındaki kız çocukları başörtüsü taksın, takmasın... Bunlar doğru değil. Başka bir şeyi tartışmak lazım. Nasıl güçlü ülke olabiliriz, Sözü dinlenen ülke nasıl olabiliriz? Cumhurbaşkanımız, Birleşmiş Milletlerde konuşurken o sıralar neden dolmadı? Asıl sorgulamamız gereken alanlar onlar” değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, vatandaşların borç batağında olduğunu ileri sürerek, vatandaşların asıl derdinin ay sonunu getirmek olduğunu kaydetti. Hükümetin başörtüsü tartışmasını ortaya atarak toplumun dikkatini başka yöne çekmek istediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: Bu tuzağa düşmemek lazım. Eğitim sistemimizin çağdaş olması lazım. Biz uygar bir toplumuz. Uygar dünyada bizim yerimiz. Ortadoğu bataklığında işimiz yok. 'Ortadoğu bataklığı dedim' diye Başbakan beni eleştirdi. 'Irkçılık yapıyorsun, Ortadoğu'ya bataklık denmez' diye beni eleştirdi. Güzel. Aynı sözü Sayın Cumhurbaşkanı kullandı. O da 'Ortadoğu bataklığı' dedi. Şimdi merak ediyorum. Davutoğlu acaba beni eleştirdiği gibi Sayın Cumhurbaşkanı'nı da eleştirecek mi? Adım gibi biliyorum, eleştiremez. Neden eleştiremez? Çünkü koltuğunu ona borçlu. Birine diyet borcu ödeyecekseniz veya diyet borcunuz varsa bağımsız, tarafsız başbakanlık koltuğunda oturamazsınız. Merak ediyorum, kullandığım sözler nedeniyle beni eleştirdi. Aynı sözleri kullanan Erdoğan'ı acaba eleştirecek mi? Bunun da yanıtını gerçekten merak ediyorum.”

Kılıçdaroğlu, Meclise getirilmesi planlanan Irak ve Suriye tezkerelerine ilişkin soruyu, İçeriğine bakacağız. Türk Silahlı Kuvvetlerinin başka ülkenin topraklarına girmesini istemiyoruz. Yani sıcak savaşın unsuru olmasını istemeyiz. Bu düşüncemizi de defalarca dile getirdik” diye yanıtladı.