Tarihçi-yazar Mustafa Turan, 18 Mart Çanakkale haftası etkinlikleri kapsamında konferans vermek için Gerede'ye geldi.
AİBÜ Gerede Meslek Yüksekokulu Spor Salonunda Geredelilere Çanakkale destanını anlatan Mustafa Turan, Çanakkale'de yaşananları anlatırken gözyaşları sel olup aktı. Turan ayrıca, ülkemiz gençlerinin tarihlerine sahip çıkmadıklarını ifade etti ve tarihlerinin ne kadar büyük olduğunun şuurunda olmadıklarını belirtti.
Gerede Belediyesi ve Gerede Meslek Yüksekokulu tarafından organize edilen Zaferin 98. Yılında Destanlaşan Çanakkale” isimli konferansı vermek üzere Gerede'ye gelen Tarihçi-yazar Mustafa Turan, Çanakkale'de yaşananları anlatırken zaman zaman duygusal anlar yaşandı. GMYO Spor Salonunu tıklım tıklım dolduran vatandaşlar o günü yeniden yaşarken göz yaşları adeta sel olup aktı.
Turan, Bizim ülkemizin gençleri tarihlerine sahip çıkmıyor. Tarihlerinin ne kadar büyük olduğunun şuurunda değiller. Bu durum beni çok üzüyor. Zaferleri ve kahramanları olmayan milletlerin ve devletlerin tarihi sığ bir göl gibidir. Oysa zaferleri ve kahramanları bol olan milletlerin ve devletlerin tarihi engin bir deryaya benzer. Bizim tarihimizde tıpkı böyledir. Zaferlerimizi ne anlatmakla bitirebiliriz ne de destanlarımızı saymakla tüketebiliriz. 14 ay 14 gün savaş devam etti, Çanakkale'den geçemediler. Niçin geçemediler? İşte burada iman devreye giriyor. Askerimizin gönlündeki, kalbindeki volkanlaşmış iman devreye giriyor. Çanakkale'yi başka türlü izah etmek mümkün değildir. Çanakkale'den manayı çıkarırsanız, imanı çıkarırsanız. Çanakkale'yi izah edemezsiniz.”dedi.
ÜZÜLÜYORUM!
Her Çanakkale'ye gidişimde oradan ayrılırken ruhum, soğuk bir demir kızgın ateşten nasıl çıkarsa öyle üzgün ve kırgın dönerim diyen tarihçi yazar Mustafa Turan: Zira şairimiz, ‘bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, düşün altında binlerce kefensiz yatanı, Sen şehit oğlusun, incitme yazıktır atanı' derken, Çanakkale'ye gelen ziyaretçilerin pek çoğu bu mısralarda ifadesini bulan şuur ve bilinçten uzak bir vaziyette, özellikle kızlı erkekli gençlerin fıkırdaşarak, sanki bir turistik gezi yapar gibi şehitlikleri dolaştıklarını, hatta oralara aşk sloganı yazacak kadar, meselenin özünden habersiz gezdiklerini üzülerek müşahede etmişimdir” dedi.
Eğer bu davranış cehaletten değilse, gaflet ve dalalettendir diye iç çekmişimdir diyen Mustafa Turan: Bu mantık içerisinde uzun bir araştırmadan sonra Destanlaşan Çanakkale kitabını yazdım. Baskısı 1 milyonu geçen bu eser, yurt içinde ve yurt dışında çok okunan kitaplar arasında. Çanakkale'ye ziyarete gidecek tüm kafilelerin önceden; nereye ve niçin gittiklerini özümsemesi gerekir. Varlığımızı, vatanımızı ve hürriyetimizi orada kefensiz yatan şehitlerimize borçlu olduğumuz gerçeği önceden anlatılarak, Çanakkale gezilerinin gerçekleştirilmesinin daha faydalı olacağını düşünüyorum. Çanakkale savaşlarının nasıl ve ne şekilde cereyan ettiğinden, belki daha önemlisi, o dev düşman güçlerine Çanakkale'de geçit vermeyen şanlı Mehmetçiğin, Atatürk'ün ifadesiyle yüksek ruhu, imanı, azmi ve vatan sevgisidir” diye konuştu.
Konferans boyunca bugüne kadar Çanakkale ile ilgili bilinmeyenleri, Çanakkale destanını yazan kahramanların bu vatan için nasıl kurban olduklarını, ana, baba, eş ve çocuklarını arkada bırakarak vatan savunması için Çanakkale'ye giden kınalı kuzuların bir daha geri dönemeyeceklerini bildikleri halde bu vatan için nasıl şehit olduklarını anlatan Mustafa Turan'ın sunumu izleyenlerin büyük beğenisini kazandı.