8 Mart Dün Kadınlar günü dolayısıyla, Bolu Kadın Dayanışması tarafından düzenlenen yürüyüşe kadınıyla, erkeğiyle birlikte yoğun bir katılım gerçekleştirildi. Bando takımı eşliğinde İzzet Baysal Caddesinde gerçekleştirilen yürüyüş, Atatürk Anıtında İstiklal Marşı, çelenk sunumu ve İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Narin Orkide İka tarafından yapılan konuşma ile sona erdi.

8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla gerçekleştirilen etkinler kapsamında Bolu iş kadınları önderliğinde yapılan yürüyüşe katılım oldukça fazlaydı. Atatürk Anıtında bando eşliğinde İstiklal Marşı okunduktan sonra Atatürk Anıtına çelenk bırakıldı ve konuşmasını yapmak üzere İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Narin Orkide İka kürsüye çıktı.
“‘BİZ' OLARAK BİR ARADAYIZ”

‘Bugün burada toplanmamıza vesile olan değerli kadınlarımız ve destekleriyle bizleri yalnız bırakmayan beyefendiler, sizleri, Bolu'da her kesimden kadınlarımızın temsil edildiği, kadınlarımızın aktif katılımı ve yönetimiyle faaliyet gösteren 12 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelmesiyle oluşturulan ‘Bolu Kadın Dayanışması' olarak en güzel duygularla selamlıyoruz' diyerek konuşmasına başlayan İka, Bugün, tüm dünya kadınlarının günü. Bugün, her birimiz ayrı ayrı kişiler ya da kuruluşlar olarak değil, "ben" olarak değil, "biz" olarak bir aradayız. Bundan tam 158 yıl önce, daha iyi yaşam ve çalışma koşulları uğruna okyanus ötesinde 129 kadın işçinin can vermesiyle başlayan dünya kadınlarının bu kutsal ve onurlu mücadelesi, her yıl 8 Mart'ta yakılan yeni bir meşale ile devam ediyor. Bizler de, bu meşalelerden birini burada hep birlikte yakıyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bugün, sosyal statüsü, siyasal görüşü, dili, dini, etnik kökeni ne olursa olsun, içinde yaşadığımız topluma renk, zenginlik ve anlam kazandıran kadınlarımızın günü” dedi.

“DÜNYADA HİÇBİR MİLLETİN KADINI, ANADOLU KADININDAN DAHA FAZLA ÇALIŞTIĞINI SÖYLEYEMEZ”

Kadın'ın toplum içerisindeki yerine değinen İka, Kadınlarımız olmaksızın bir toplumun medeni, çağdaş ve demokratik bir toplum olduğundan, dahası başlı başına bir toplum olduğundan söz etmek mümkün değildir. Kadın demek, içinde yaşadığımız dünyanın vazgeçilmez parçası demektir. Kadın demek, anne demektir. Sevgi, şefkat ve merhamet demektir. Kadın demek, yarınlarımız demektir. Kadın demek, müşterek hayat mücadelesinde beraber yürünen yoldaş, hayatın ağır sorumluluğunu beraber üstlenen omuzdaş demektir. Kadın demek, fedakârlık demektir. Büyük Atatürk'ün sarf ettiği "Dünyada hiçbir milletin kadını, 'Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim' diyemez" sözünü anıtlaştıran en güzide varlığımızdır. Biz Türk toplumu olarak, asırlar boyu kadınlarımızı her zaman başımızın üstünde tutan bir millet olduk. İnsana dünya hayatında verilmiş olan en büyük müjdeyi, yani cenneti annelerin ayaklarının altında saklayan bir terbiyeden geliyoruz” diyerek, kadının toplum içindeki önemini anlatmaya çalıştı.

Kadınlara hak ve fırsat eşitliği tanındığında bir çok başarının mimarı olabildiklerini ifade eden İka, Kadınlar ulus ötesi topraklarda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil eden büyükelçiler olarak, çocuklarımızı okuttuğumuz okulun öğretmenleri, müdürleri, üniversitelerin dekanları, rektörleri olarak, hastalandığımızda tedavi olduğumuz hastanelerin hekimleri, başhekimleri, yöneticileri olarak, avukat olarak, hakim ve savcı olarak, hatta yüksek mahkemelerin başkanları olarak, önünde kitlelerin saygıyla eğildiği, başarılarından dolayı alkışladığı bilim insanları, iş kadınları, sanatçılar, sporcular olarak göğsümüzü kabartmışlardır” dedi ve kadınların da erkekler kadar başarılı olabileceklerini, kadının ve erkeğin eşit olması gerekliliğini anlatmaya çalıştı.

“NASIL BİR MANZARA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

Kadınlara verilen önemin günümüzde yetersiz olduğunu ve karşımızdaki tablonun iyimser olmadığını belirten İka, Hepimizin bildiği gibi, kadınlarımız 1934'te, bugün medeni toplumlar sınıfında sayılan birçok ülkeden çok daha önce seçme ve seçilme hakkına sahip oldu. Ancak hak eşitliğindeki bu tablo, ne yazık ki fırsat eşitliği söz konusu olduğunda iç açıcı durumda değil. Bugün parlamento çatısı altında bulunan milletvekillerimizin yalnızca % 14'ünü kadınlarımız oluşturuyor. Bir başka ifadesiyle, ülkemizdeki her 100 kişiden 50'sini, parlamento çatısı altındaki her 100 kişiden 14'ü temsil etmeye çalışıyor. Siyasal alanda da kadınlarımızın bilgi, birikim ve emeğinden etkin biçimde yararlanamıyoruz. Rakamlara göre, ülkemizde her 7 aileden birisinde hanenin geçimini sağlama sorumluluğunu kadınlarımız omuzlamış bulunuyor. Ancak her 10 kadınımızdan 6'sı gelirinin hayatı boyunca çok kez elinden alındığını beyan ediyor. Her üç kadınımızdan birisi işten çıkmaya zorlanıyor, çalışmasına hayatları içinde çok kez engel çıkarılıyor” sözleriyle ifade etti.

Bolu'dan da örnek vererek konuşmasına devam eden İka; Bolu örneğinden hareketle, çalışma çağında bulunan yaklaşık her 6 kadınımızdan birisi sigortalı olarak bir işte çalışıyor. Diğer taraftan, her 100 girişimcimizden de sadece 8'ini kadınlarımız oluşturuyor. İktisadi yaşantıya ve çalışma hayatına da kadınlarımızı arzu ettiğimiz şekilde katamıyoruz. Diğer taraftan, gün geçmiyor ki masum ve savunmasız bir kadınımız, şiddetin, nefretin, barbarlığın kurbanı olmasın. Gün geçmiyor ki çağ dışı düşüncenin uzantıları tarafından kadınımızın varlığı ve emeği sömürülmesin, yok edilmesin. Artık hepimiz, gazete sayfalarını çevirmeye, haber bültenlerini izlemeye korkar hale geldik. Hepimiz bunları okuyoruz, izliyoruz. Yeni kayıplara artık tahammülümüz yok” dedi.

“Artık Güller Solmasın”

Kadınların sesini daha fazla duyurmayı, kadınlara fırsat eşitliği, hayatın türlü kulvarlarında eşit biçimde mücadele etme, kendilerini en iyi ve içinde yaşadıkları topluma karşı en faydalı biçimde gerçekleştirebilme fırsatının tanınması için bir farkındalık ışığı yakabilmeyi amaç edinerek bir araya geldiklerini ifade eden İka; Biraz önce, her birimiz el ele, kol kola vererek, ağır çalışma şartları altında ve hiçbir sosyal güvencesi olmadan evine ekmek götürebilmek için canla başla çalışan, törelerin namlusunun ucunda, şiddetin gölgesinde yaşayan, ezilen, sömürülen, hor görülen kadınlarımız için yürüdük. "Artık güller solmasın" diyerek içimizden çekip alınan, toplumumuzdan izole edilen, geri plana itilen kadınlarımızın onuru için, hakları için yürüdük” diyerek, bu tür etkinliklere devam edeceklerini söyledi.

Bolu Kadın Dayanışması olarak kuruluşlarının amacına değinen İka; Bolu'muzun sesini bu konuda daha gür duyurmak amacıyla, başka şehirlerde yaşayan kadınlarımıza da örnek teşkil edebilmek için yürüdük. Bizler, kadınlarımıza her şeyden önce eşit şartlarda yaşama hakkı istiyoruz. Siyasal, sosyal, iktisadi alanlarda kadınlarımıza hak ettiği sözün ve yerin verilmesini istiyoruz. Parlamentodaki temsil oranımızın artırılmasını istiyoruz. "Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır" sözünü kendimize pusula yapıp "biz" olarak kalabildikçe, birlikte hareket edebildikçe emin olun ki başaracağız. Kadın artık başarı sağlayan erkeklerin gizli itici gücü değil, kendisine fırsat ve şans tanındığında başarıyı kendisi yaratan ve sürdürülebilir kılan kişi olacak. "Bolu Kadın Dayanışması" olarak, siz kadınlarımızı çeşitli kulvarlarda temsil eden arkadaşlarınız olarak bugün burada birlikte başlattığımız etkinliklerimizi bundan sonra da sürdüreceğiz. Sizlerin sesi, sizlerin sözü, sizlerin temsilcisi olabilmek için mesai harcamaya devam edeceğiz” diyerek tüm halkı Necip Fazıl Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek olan "Kurtuluş Son Durak" isimli filmin ücretsiz gösterimini izlemeye davet etti. Haber Merkezi