Uyuşturucu ve Bolu... Düne kadar bana Bolu'da uyuşturucu kullanılıyor dense, asla inanmaz ve sadece şunu derdim. Burası geçiş noktası. İçeriye girmez. Transit geçişte ihbarla yakalanır. Konu bundan ibaret derdim. Şimdi aynı konuda, ülke genelinde de, araştırmaları olan bir yazarınız olarak, zamanın içersinde, geride kaldığımızı, ilgisiz ve sevgiden yoksun aile evlatlarının, sigarayla başlayan özentilerin, cigara diye tabir edilen esrar, ot, kubar esrar, şimdi çağın adını japonya'da yetişen Bonzai'den alan yeni nesil uyuşturuculara kadar, Bolumuzda rüzgarların estiğini,bir ara Emniyet Müdürlüğü'ndeki hapsal ebatlara getirilen uyuşturucuların fotoğraflarını da incelediğimde, biz basın olarak herkese, görev düştüğünü, konunun sürekli olarak yazılıp, aileleri uyarmayı, toplumsal bir görev olarak görmekteyiz. Yedirilebilen her ota, adaçayına bile bonzayi(bonzai)içine fare ilacı zehirine kadar harmanlanan, kullanıcıyı da, öldüren bir durumla karşı karşıyayız. Gazete sahipleri, basın mensupları arkadaşlarıma açık davet. Konunu üzerine duyarlı bir şekilde gidelim. Garipsel davranışlarda olan aile evlatlarının, tedavi olmalarını sağlayalım. Yarınlar geç olmadan önlem alalım. Bolu gibi sakin, huzurlu şehrin dışarıdan, göç, okumak için gelen öğrenci, çalışma hayatı, tayin-atama adına ne derseniz deyin, bir yol üzerinde, yola çıktığımız insanlara dikkat edelim. 50'ye yakın insan Bolu cezaevinde. Uyuşturucudan yatıyor. Ciddi bir sayı bu. Küçükten başlar, önlem alamazsak büyür büyür. O boşluğu, çakallar, para simsarları doldurur. Sonra siz gazel okursunuz. Uyuşturucuda, neymiş canım. Benim evladım kullanmaz. Siz geçin bunları efendim geçin...!! Bolu Emniyet Müdürlüğü'nden de bir ricam olacak. Basın mensuplarına, Bolu halkına bir bilgilendirme oturumu yapmanız, geçmişte okullarda yapılıyordu belki... Ama ara verildi ya da, farklı çalışma alanları oluşturuldu. Bence bilgilendirilmeliyiz... Katılımlar cılızda olsa...

İSTANBUL-AHDE VEFA

Bolu'muzdan dışarıya çalışma hayatına atılan, yada; eğitim vs sebeplerle oralarda kalan insanlarımıza, vakit buldukça uğrarım. Elim boşta gitmez hani. Fakir bir ailenin çocuğu olmama rağmen, bu beni ben yapan bir özelliğim. Sevgili babam Kestaneci Kemal diye anılan mümtaz insan, oğlum gittiğin her yere bir han yaptırmışsın derdi. Kitap çalışmalarımız için gittiğim İstanbul'da, Ahmet Baysal(manevi babam'ın) hasta olduğunu gördüm üzüldüm. Haliyle her şey insanlar için. Aman canım sende diyenler olabilir. Yakın zamanda ölen Mükerrem Gültopu(Erdinç) rahmetli izzet Baysal'ın kasasıydı ve tüm muhasebe işlerini o takip ederdi. Biz işi görülene kadar dostluklar kuran Bolulular. Bir taziye, bir geçmiş olsun demeye gitmeseniz dahi telefonla bu insanları arasanız ne olur? Dünya çapında Hattat Emin Barın'ın oğluna uğradım anne Nejla Barın tedavi görmekte. Ya utanalım resmen...! Her şeye vakit ayıran bizler, aynaya, yemeye, gezmeye, oynamaya. Orhan Veli'nin dediği gibi tak, takıştır umurunda mı dünya? Evde ölsek cesedimiz koktuğunda ararsınız. O da kokudan ha, rahatsız olduğunuz için... Öyle bir hava da, gel ki...!!! Vazgeçmek olmasın...!!!