Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan ve meclise gönderilen akademisyenlerin maaşlarındaki iyileştirmeyi öngören yasa tasarısında, akademik uzmanların yer almaması Bolu'da da tartışma yarattı. Büyük Birlik Partisi Bolu İl Başkanı Mahmut Alan, zamdan mahrum kalan 3 bin 500 uzman, çevirici, eğitim ve öğretim planlamacılara haksızlık yapıldığını belirtti.

Akademisyenlerin yaklaşık 14 yıldır beklediği maaş zammını içeren yasa tasarısı geçtiğimiz haftalarda meclise ulaştı. Başbakan Ahmet Davutoğlu Kurban Bayramı'nda yaptığı açıklamada tüm akademisyenlere çeşitli oranlarda zam yapılacağını söylemişti. TBMM'ye gönderilen yasa tasarısında sayıları yaklaşık 3 bin 500'ü bulan akademik uzman, eğitim öğretim planlamacısı ve çeviriciler yer almadı. Bolu'da da zamla ilgili tartışmalar yaşanırken, Büyük Birlik Partisinden cevap gecikmedi. Haksızlığa uğrayanların yanında olacağını belirten BBP İl Başkanı Mahmut Alan düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verdi: Haksızlığa uğrayan her kesimin sesi olmaya çalıştığımız özelikle öğretim konusunda camiasında yapılan yaptırımları çok önemseyen bir parti olarak son akademisyenlere yapılan zamla alakalı bazı düşüncelerimizi paylaşalım istedik. Burada akademisyen arkadaşlarımıza haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Başbakan kurban bayramında akademisyenlere belirli ölçülerde zam yapılacağını açıklamıştı. Burada 3 bin 500 kişi bu zamlardan mahrum edildi. Uzmanlar, çeviriciler, eğitim ve öğretim planlamacıları bu zammın dışında bırakıldı. 3 bin 500 kişiyi ailelerini de hesaplarsak buradaki mağduriyetin rakamı 12-13 bin civarında. Biz burada eğer bir zaman yapılacaksa bütün akademisyenlere belirli oranlarda hepsine aynı oranlarda olmayabilir ama kademelerine göre, Profesöre ayrı çeviriciye ayrı olabilir. Ama kanunla bunların da akademisyen olarak kabul edildiği bir ortamda siz profesöre veriyoruz çeviriciye vermiyoruz derseniz bu haksızlık olur. BBP olarak biz bunu kabul etmiyoruz. Bu hem ülke hem de yerel gündemdir. İlimizde de akademisyenler var biz onların da sesi olmak istedik. Bu yanlışın düzeltilmesini istiyoruz. Ayrıca bu şekil bir sıkıntı oluşturacaktır. Düzgün bir ortam sağlanamadığı için bana göre görevlerini de düzgün yapamayacaklardır. Burada bir an önce bu yanlıştan dönülmesini hatta iade-i itibar istiyoruz. Bu yapılan şey hareket ellerinden kimliğini almak gibi bir şey oluyor. Çünkü kanunun kabul ettiğini siz yerine getirmiyorsunuz. Başbakan Davutoğlu bütün akademisyenlere demesine rağmen 3 bin 500 kişiyi ayırmıştır. Bence bu kanunun düzenlenip verilecekse o şekilde uygulamaya geçmesini istiyoruz.”

“POLİS BİZE VURAMAZ RAHATLIĞI ORTADAN KALKAR”

Polislere toplumsal olaylarda tam yetki verilmesiyle ilgili çıkan kanunu da değerlendiren Alan son olarak şunları söyledi: Bizim terör veya toplumsal olaylar konusunda en büyük sıkıntımız. Bir kere biz şunu biliyoruz. Ben bir şey yaparsam polis bize vuramaz. Bunun rahatlığı var. Dış ülkeleri madem her konuda örnek alıyoruz. AB'ye gireceğiz ya her şeyi örnek alıyoruz ya ama nedense polislere yetki verilmiyor. İnsanlar soytarı gibi çıkıyorlar polisle dalga geçiyorlar milletin evini yakıyorlar. Gayet rahat provokasyon yapılabiliyor. Bana göre bu kanun tasarısı doğru. Eğer polise doğru ölçüde yetki verilecekse. Bence hiç hükümete kalmadan olay anında olayın amiri yetkiyi kullanıp olaya müdahale etmesi lazım. Başla türlü de bu olayların önüne geçemeyiz.”