Kalbten sevgi, samimi bir havada gerçekleşen sohbetler, içten dayanışmalar, gönülden bağlılık… Ve bunun yanı sıra şovmen kılıklı insanlarımız, sanal ve sahte. Yalaka bir iradeye sahip olanlar. Kalıcı olmak ve eser bırakmak. İzzet Baysal gibi… Onun yolundan gidenlerimiz gibi. O kadar çok zenginimiz varken. Nefsi atmak-kakmak ve gezip tozmak üzerine kurulmuş bir yaşam… Dünya çapında hattat, ciltci, kaligraf sanat adamı, Emin Barın'ı, Köroğlusu, Aşık Dertlisi, Akşemsettin, İzzet Baysal'ı... Övünç duyulacak mekanları, Allah'ın lütfu cennet bir Bolu'ya sahip olmak. Değerlerimizle... Bolu Belediyesi ile Barın ailesini ziyaret ediyoruz. Dünya tatlısı bir aile. Nejla annem gözünden katarak ameliyatı olduğundan bu gezi aynı zamanda bir geçmiş olsun ziyareti. Oğlu Tevfik yakın arkadaşım. Muhteşem bir aile. Kızları ayşe… Alabildiğine kibar, kalp kırmayan yapısıyla. Konuşurken bile dikkatli.

Ahmet Baysal'ı ziyaret ediyoruz. Yakacıktaki dinlenmeye çekildiği huzurevinde… Ve süpriz yapıyoruz Orhan Uçar'a... Ramazanda olsa telefon ediyorum. Orhan abi karnım aç. Tamam diyor yemek hazırlatırım. Amaç yemek değil. Ve diyorum sen olmazsan gelmem. Eksik olmasın hasta haliyle geliyor ve hatta saatlerce bekletmemize rağmen. Zira Türker İnanoğlu Müzesinde Erol bey'e sözümüz var. Köroğlu Film afişlerimiz için. Kısacası çok yararlı ziyaretler oldu. Gönül isterdiki tüm Bolulular, suçlu aramıyoruz. Gönülden, kalpten duygularla bu aileleri arayıp sorun ya da ziyaret ediniz… Vakit henüz geç olmadan...!