Geçtiğimiz günlerde Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Kosova'nın tek Türk Belediyesi olan Mamuşa Belediyesi'ne domates festivaline katılmak üzere ziyaret gerçekleştirmişti. Kosava dönüşü Başkan Yılmaz, ziyareti esnasında gördüklerini paylaştı.

HABER: EMRAH ÖGET

Kosova hakkında bildiklerini kısaca özetleyen Başkan Yılmaz, Avusturya-Macaristan Devletlerinden sonra gelen Çekoslovakya dağıtıldı. Çok ıstıraplar çekildi. Geçen dönem Bosna'daki sıkıntıları iyi biliyoruz. Netice itibari ile bir Devlet içinde problem oluşturuldu ve Çekoslovakya'dan 7 tane Devlet ve bir tane de özerk bölge çıktı. Bunlardan bir tanesi de Kosova. Mamuşa Belediyesi de Kosova Devleti'ne ait bir Belediye. Ben bu bölgeyi hiç bilmiyordum, hiç gitmemiştim” dedi.

“SAVAŞTA ÖLDÜRÜLEN TEK OSMANLI PADİŞAHI…”

Kosava'nın Mamuşa Belediyesi'nde gidip gördüklerini paylaşan Başkan Yılmaz, Gittiğimizde 1. Murat Hudavendigar'ın mezarına gittik. Savaşta öldürülen tek Osmanlı Padişahı odur. Savaş esnasında dolaşırken bir Sırplı tarafından öldürülmüştür ve iç organları oradaki mezarına defnedilmiştir, dışı da Bursa'ya getirilmiştir. Tabi bu arada kendisinin bir duası vardır, Yaradan'a diyor ki; ‘Benim askerlerimi telef ettirme, beni mahcup ettirme, beni bu zamana kadar çok büyük muzafferiyetlere kavuşturdun ve hatta Gazi yaptın, askerlerime bir şey olacaksa benim canımı al ve beni şehadettik rütbesine eriştir' diye bir duası var. Onu orada okuyunca hisleniyorsun” diyerek duygularını ifade etti.

“HER TARAF TÜRK BAYRAKLARI İLE DOLUYDU”

Kosova'da gördüklerini anlatmaya devam eden Başkan Yılmaz, 1389 yılında Osmanlı, Kosova'ya girmiş. İstanbul'un Fethi 1453'te, yani daha sonra. Yani İstanbul'dan daha önce Osmanlı buraya girmiş. Mamuşa deyince ismi kulağa da hoş değil hani Muşmula gibi, hiç ciddiye aldığım bir yer değildi. Sırf davet ettikleri için bir de o bölgeyi görmediğim için ayıp olmasın diye gittiğim bir yerdi. Ancak Mamuşa'ya gittiğimde bir baktım ki her taraf Türk Bayrakları ile doluydu. Bir ülkede bir Belediye'ye gidiyorsunuz, sokaklar Türkçe, insanlar Türkçe konuşuyor. Örf adetlere bakıyorsunuz hepsi Türkiye'nin bundan 50 yıl önceki örf adetlerine bağlı. Oradaki insanlarımız başörtülü, hemen hemen kadınlarımızın %95'inin ve çocukların tamamının Kuran-ı Kerim okumasını bildiğini, resmi dilin Türkçe olduğu, yazışmaların Türkçe yapıldığı bir yer. Kendimi öz Türklerin olduğu bir yerde gibi hissettim. Tabi böyle bir yere gitmemiş olmanın veya Avrupa'nın ortasında böyle bir yerin, böyle insanların olduğunu bilmemiş olmanın ezikliğini yaşadım. Üstelik de tarihe, kimliğe ilgi duyan ve araştıran birisi olarak, orada böyle bir eksikliği görmüş olmaktan dolayı kendimi çok ayıpladım” ifadelerine yer verdi.

“SAKARYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ'NÜN ORADA BABA GİBİ KARŞILANDIĞINI GÖRDÜM”

Ezan sesleri Kosova'nın her tarafında Bolu'dan daha kuvvetli. Bir şey daha gördüm ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu bölgelere Belediyeler vasıtasıyla müthiş sahip çıkmış. Mamuşa'nın içerisinde devasa bir okulu Küçük Çekmece Belediyemiz yapmış. Oradaki Belediye binasını Bursa Büyükşehir Belediyemiz yapmış. Bayrampaşa Belediyesi devasa bir camiyi bitirmiş. Bütün Belediyeler bu konuda oraya bir şeyler yapmak için yarışırken Bolu Belediye Başkanı olarak benim öyle bir coğrafyadan haberimin olmamasının ezikliğini oraya gidince yaşadım. Gururlandım ve o bölgede bundan sonra irtibatlarımızın çok daha kuvvetli olması gerektiğine inandım. Oradaki öğrencilerin neredeyse tamamının Sakarya Üniversitesi'ne getirildiğini ve Sakarya Üniversitesi'nin o bölgeye çok ciddi anlamda kontenjan açtığını, hatta o bölgedeki hastalanan tüm hastaların Sakarya Tıp Fakültesi'nde ücretsiz tedavi ve ameliyatlarının yapıldığını öğrendim. Sakarya Üniversitesi'nin Rektörü gelince sanki aileden biriymiş gibi, Baba gibi karşılandığını gördüm. Üstelik bu Dünya ile ilgili irtibatları kuvvetli olan birisi olduğuma inanarak, üstelik 11 yıllık bir Belediye Başkanı olarak böyle bir coğrafyanın farkında olmadan yaşamış olmanın huzursuzluğunu yaşadım” dedi.

“BİZDEN ÇOK DAHA FAZLA BİZE DUA EDEN VE BİZİ HEYECANLA İZLEYEN AVRUPA'NIN ORTASINDA BİR ÜLKE”

Kosava'ya, daha da doğrusu Kosava'nın insanına ve gördüklerine hayran kaldığı duygu ve düşüncelerinden yola çıkarak anlaşılan Başkan Yılmaz Kosova ile ilgili son olarak, Orada çok ciddi anlamda seralar var ve daha çok domates yetiştiriliyor. Domates Festivali işin şekil tarafı. Türkiye'den bir çok Belediye'nin oraya gittiğini gördüm, Düzce Belediyesi'nin mehter takımının o sokakları inlettiğini, insanların o mehtere bakışlarını gördüm. Bizden çok daha fazla bize dua eden ve bizi heyecanla izleyen Avrupa'nın ortasında bir ülkenin olduğunu duymak, görmek beni şaşırttı. Orası ile ilgilenmek durumundayız ki bu tarihi bir sorumluluktur. 1389 yılında babam, dedem 1. Murat oraya mührünü vurmuş. Şuan orada bir Anadolu yaşıyor ve Türkiye'ye de anayurt olarak bakıyorlar. Osmanlı kültür, örf ve adetlerinin Türkiye'mizde şuan yok olduğunu görüp, orada halen yaşadığını görmek de ayrı bir haz verdi. Onlardan Allah razı olsun. Bize de Allah onlara yardım etmeyi nasip etsin diyorum” şeklinde konuştu.