Belediye Başkanı Aladdin Yılmaz Düzce'de Doğa Koleji öğrencileri ile bir araya geldi. Koleji gezerek bilgi alan Başkan Yılmaz ardından kolejin konferans salonunda öğrencilerin konuğu oldu.
Eğitim yıllarında yaşadıklarını öğrencilerle ile paylaşan Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, köyde fakir ailelerden birinin çocuğu olarak dünyaya geldiğini kaydetti.
Başkan Yılmaz, o günlere ilişkin şunları kaydetti: Köyümüzde okul yoktu. Caminin bir odası olurdu köylerde. Bizim köyden birisi askerde okuma yazma öğrenmiş, eğitmen diye alınmış bizi 3 sene okutarak mezun ediyordu. Benim yaşım küçük diye almadılar. Biz zorla gide gele onlarla beraber 3 sene sonra mezun olduk. Sonra Seben ilçemiz var köye 13 km uzaklıkta. Oraya yürüyerek gidip geldim ve 4 ile 5. sınıfı okudum. Oradan da ilkokul diploması aldım. Yani ilkokulda 2 tane diploma sahibiydim. Ortaokula geldim Bolu'ya, dediler ki Kız Öğretmen Okulu'na oraya gidiyoruz dedi arkadaşlar. Ben de gideyim dedim. İmtihanlara girip Kız Öğretmen Okulu'nu kazandım. Zor şartlar altındaydım. Yurt İmtihanına girdim orayı kazandım ve öylelikle okulu bitirdim. 6 yıl Öğretmen Okulu'nda okuyarak bitirmiş olduk ve öğretmen olduk” dedi.
O zamanlar 18 yaşını bitirmeyene maaş verilmediğini ve bu nedenle yaşını büyüttürdüğünü söyleyen Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti; Seben'e en uzak köye Öğretmen olarak gittim. İsteseydim kendi köyüme de gidebilirdim çünkü her taraf boştu. Orada öğretmenlik yaparken benim ortaokulda bir matematik öğretmenim vardı. Matematik ‘den bir dönem çok başarısızdım. 1 almıştım. 2. Dönem başarı artınca öğretmenimin dikkatini çekti. Hatta bir ödev vermişti bana yapınca da tahtaya astı 10 verdi. Bir hırs geldi. Ondan sonra matematikçiden 9 almadım. Öyle olunca da öğretmen beni çok sevdi. Mezun olunca da öğretmenliğe başlayınca da ara sıra yazışıyorduk. Köyde öğretmensin 17 yaşında ve tek başınasın. Sen oku dedi öğretmenim.
“ Öğretmenim dedi ki sen oku”
Tabi imkânlarım çok iyi olmadığı için de, okumak için liseyi dışarıdan bitirmem lazım. Sakarya Merkez Liseyi dışarıdan bitirdim. 2 tane de lise diplomam oldu. Sonra İmtihana girdim. Sakarya Mimarlık Mühendislik Fakültesi'ni kazandım.
“Çok zordu bizim için üniversite okumak”
Çünkü mühendislik zor matematik bölümünde okumamız lazım. Matematik bizde yoktu. Çarpanları bölmeye kadar öğrendik. Üniversite de zorlandığımı söyleyebilirim. Matematik öğretmenim yine burada matematik öğretmenim. Beyi dersane sahibi. Ben 2 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra gitmişim. Hoca hanım akşam evde çalıştırıyor. Beyi dershanede çalıştırıyor. Ben kendim çalışıyorum bir türlü olmuyor matematik.
“49 puanla kaldım”
Sonuç olarak yılsonunda matematikten imtihana girdim. 30 alan yıl sonunda sınava girme imkânı kazanıyordu. Ben de zor 30 alarak imtihanı kazanabilmiştim. Ama matematiği baya geliştirmiştim. O kadar uzun gayretler ve 2 tane eğitmen var. İmtihanda öğretmenim annem babam her şeyim onlar okumam sebep olan kişiler. Öğretmenimin beyine sordum, hoca bana bir şey sorma dedi. Sorular sordu baktım iyi. Sınavda 70 puanlık yaptım. Çıktım notlar açıklandı 49 ile kaldığım yazıldı.50 alsak geçiyor 49'da nasıl kaldım. Hocamın yanına gittim. Sert bir şekilde niye geldiğimi sordu. Dedim puanım 70 olması lazım. Ben 49'da kalmışım. Ben okul idaresine müracaat edip yazılı kâğıdım yeniden incelenmesi için dilekçe vereceğim. Bana kesinlikle dilekçe yazmayacaksın dedi. Peki dedik. Gittik beyinin yanına hocam bizi mahvetti kaldık. Hocan ne derse onu yapacaksın. Dolayısıyla kaldım. Ama o dönem içerisinde matematik ile ilgili ne varsa sabah akşam çalıştık. Bu sayede de Üniversiteyi birincilikle bitirmiş oldu