11 yıldan bu yana yaptığı hizmetlerle Bolu'nun çehresinin değiştiren Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, gelecek yıl yapılacak olan milletvekilliği seçimlerinde aday adayı olup olmayacağı konusunda konuştu. Yılmaz, Milletvekilliği kendini kurtarma makamıdır. Belediye Başkanlığı ise şehri kurtarma makamıdır. Bolu'nun geleceğe doğru taşınması için kendimi bile yok ederim. Bolu için tüm riskleri almaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

Bolu Gazeteciler Cemiyeti (BGC) Bayram Gazetesi'ne konuşan Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, milletvekili adaylığı için çarpıcı konuşmalar yaptı. Gelecek yıl yapılacak olan milletvekili seçimlerinde aday adayı olacak mısınız?” sorusuna, Milletvekilliği kendini kurtarma makamıdır. Belediye Başkanlığı ise şehri kurtarma makamıdır. Milletvekilliğinin hiçbir riski ve sorumluluğu yoktur. Bir sene milletvekilliği yaptığınızda ekonomik olarak özgürlüğe kavuşursunuz, risksiz, sorunsuz. Her yerde en iyi şekilde karşılanır, ağırlanırsınız. Benim böyle bir derdim yok. Ben Bolu'ya hizmet için varım” yanıtını verdi.

“BOLU İÇİN TÜM RİSKLERİ ALIYORUM”

Yılmaz, kendimi yok etme pahasına Bolu'ya hizmet ettiğini ve etmeye devam edeceğini ifade ederek, Belediye Başkanlığı en riskli en sorumlu meslektir. Bundan daha sorumlu ve riskli bir meslek daha yoktur. Hele risk alarak belediye başkanlığı yapıyorsanız, bu inanılmaz sıkıntılı bir meslektir. Hiç iş yapmazsanız hiç riski yoktur. En çok şikayet edilen en çok mahkemeye çıkan ve en fazla teftiş geçiren belediye başkanlarından bir tanesi benim. Bu görevi şehrim için yapıyorum. Sırtımda yumurta küfesi var mı? Yok, herkese de meydan okuyorum. Böyle bir anlayış içerisinde şehrini geleceğe taşımak Belediye Başkanı olmak müthiş bir onurdur. Ben bu onuru 10 yıldır yaşıyorum ve Bolu için tüm riskleri sonuna kadar alıyorum.

“CEZAEVİNE BİLE GİREBİLİRİM, UMURUMDA DEĞİL”

“Kendimi yok etme pahasına şehrim için risk alıyorum. Belediye Başkanlığı görevim bittiğinde belimdeki ruhsatlı silahı hemen alacaklar. Birçok insanla itişip kakışıyorum. Şuan cebimde yeşil pasaport var, belediye başkanlığı bittiğinde onu da alacaklar. Görevim bittiğinde belki bana selam bile vermeyecekler. Bu hiç umurumda bile değil. Milletvekili olursan kırmızı pasaportun hep elinde olacak. Emekli parası bile benim şuan aldığım paranın 1,5 katı. Milletvekili olunca kendini kurtarıyorsun. Ben emekli olunca mahkemelere gideceğim. Belki de cezaevine gideceğim. Bunlar hiç umurumda bile değil. Şehrimi geleceğe doğru taşınması için kendimi yok ederim. Benim Ankara'da daha etkin bir yerde görev almam istenirse o ayrı. Bu sözlerim mevcut milletvekillerimizle ilgili değil.”