Hükümetin Demokratikleşme Paketi adı altında İç Güvenlik Reformunda yapmak istedikleri düzenlemelerle ilgili Bolu Baro Başkanı Avukat Ferit Atalay'ın görüşlerini aldık. Yeni yapılacak düzenlemelere göre polis, hakim ve savcı talebi olmadan 12-24 saat kişileri gözaltına alabilecek, Kolluk Kuvvetleri Denetleme Kurulunun kurulması ile birlikte STK'lar polisi denetleyebilecek, polis noterde işlem yapan tüm vatandaşların bilgilerini alabilecek.

Ak Parti Hükümetinin "İç Güvenlik Reformu" adı altında yapmak istediği düzenlemeleri Bolu Baro Başkanı Avukat Ferit Atalay ile değerlendirdik. Polisin hakim ve savcı talebi olmadan 12-24 saat kişileri gözaltına alabilecek olması, Kolluk Kuvvetleri Denetleme Kurulunun kurulması ile birlikte STK'lar polisi denetleyebilecek durama gelmesi ve polis noterde işlem yapan tüm vatandaşların bilgilerini alabilecek olmasını değerlendiren Atalay, İfade Özgürlüğünün/Düşünce Özgürlüğünün, demokratik hak ve özgürlüklerin sınırlarını genişleterek çağdaş normlara uygun düzenlemeler yapmamız gerekirken, Yeni yargı paketi tam tersine bu özgürlüklerin kapsamını daraltan, bireysel özgürlükleri doğrudan kısıtlayan keyfi izleme ve dinlemelerin yolunu açan bir yasal düzenleme getiriyor” dedi.

“BİREYSEL ÖZGÜRLÜKLER ZİNCİRİ BİR HALKA DAHA DARALTILIYOR”

Yeni Yargı Paketi ile Anayasayı İhlal, Silahlı örgüt, Yasama organına karşı suç, hükümete karşı suç, suç için anlaşma gibi gerekçelerle de el koyma kararlarının kapsamı genişletiliyor diyen Atalay, Kısaca dinleme- izleme ve el koyma diye tanımlayacağımız bu düzenlemelerde temel ilke vatandaşın özgürlük alanı ve sınırlarının genişletilmesi iken - tam tersi -devletin harket alanı genişletilerek bireysel özgürlükler zinciri bir halka daha daraltılıyor. TCK ve CMK da yapılması tasarlanan değişiklikler tam anlamıyla 12 Eylül Rejiminin tüm özelliklerini taşıyor” ifadelerine yer verdi.

“ORTALIK GİZLİ SORUŞTURMACILARDAN GEÇİLEMEYECEK”

Açıklamalarına devam eden Atalay Yeni Yargı Paketi ile ilgili olarak şu bilgilere yer verdi;

“Arama ve el koyma işlemlerinin kolaycı bir yaklaşımla keyfiliğe dönüşebileceği düşünülmeksizin somut delil anlayışı terk edilerek Makul Şüphe adı altında özel hayatınız, kişiliğiniz itibarınız her an talan ile karşı karşıya kalacak. Asılsız bir ihbarla konutunuzun işyerinizin aranması, gözlenmesi kolaylaşıyor. Ortalık gizli soruşturmacılardan geçilemeyecek. Türkiye'nin her yanından alınabilecek bir arama kararı ile kapınızda her an kolluğun boy göstermesi sıradan haline gelecek, yani biri bizi sürekli gözetleyecek ve devletin işaret parmağına hep bakmak zorunda kalacağız. 6 Ay öncesine kadar Dinleme kararları Ağır Ceza Mahkemelerince oy birliği ile verilirken tek hakimle dinleme kararı verilebilecek. Tüm savcılar Özel yetkili savcılar gibi ülkenin tümüne şamil kararlar talep edebilir karar alabilir.”

“YENİ YARGI PAKETİ BU HALİYLE ÖZGÜRLÜKLERİN VE DEMOKRATİK YAŞAMI TEHDİT EDEN BİR PAKETTİR”

Avukatın dosyayı inceleme yetkisine sınırlama getirildiğini belirten Atalay, Avukat mı istiyorsunuz? Savunma olmasa da olur. Esasen çok gerekli bir kurum da değil. Savunmanlık mesleği özgürlüklerin teminatı iken Ülkemizde merasimi tamamlayan bir organa dönüştürülüyor. Müdafinin dosyaya ulaşması ne mümkün? Avukatın dosyayı inceleme yetkisi gizlilik ve soruşturmayı tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ortadan kaldırılıyor.

Yeni yargı paketi bu haliyle özgürlüklerin ve demokratik yaşamı tehdit eden bir pakettir. Bir yandan Avrupa Birliği edebiyatı, bir yandan da baskıcı bir polis rejiminin özentilerini taşıyan bu paket karşısında kaygı ve endişe duymamak mümkün değildir. 100'ü aşkın Hukukçu parlamenterin yer aldığı TBMM de bu paket için hukukçuların söyleyeceği çok şey olmalıdır. Yaşadığımız çağda bu düzenleme ülkemizin ayıbı olacaktır” şeklinde konuştu.