BACAK ARASI MUHABBETLER…

Muhabbet dediysem kastettiğim tabii ki de küfür…

Bahsettiğim, günlük hayatta kullandığımız yüz yirmi kelimenin hatırı sayılır kısmını temsil eden cinsel içerikli kelimeler…

Hedef olarak kadınları seçen kelimeler…

‘Türkler Cinsellik Cahili', bunu ben demiyorum. Bu Birleşmiş Milletler'in Türkiye'de yaptığı bir araştırmanın sonucu.

Her dört gençten biri, üreme organının adını bilmiyor. Bilenler de üreme organının ismini argo tabirlerle ifade ediyor.

Her on gençten altısı, bebeğin geliştiği organın adını bilmiyor: Rahim.

Her dört gençten biri, tek bir cinsel ilişkiyle gebeliğin oluşamayacağını düşünüyor… Böyle sürüp gidiyor işte...

Yani cinsel bilgide cahillikte adamın dibiyken, muhabbetinde aniden profesör kesiliyoruz.

Dildeki küfürler, o dilin sahibi olduğu toplumun bilinçaltını ortaya koyar. Yani nasıl bir toplumun dilini araştırdığımızda o toplumu çözümleyebiliyorsak; o toplumun dilindeki küfürleri incelediğimizde de o toplumun nasıl bir sosyopsikolojik yapıda olduğunu anlayabilmemiz mümkün.

Bir erkek, başka bir erkeğe küfrederken; onun anasını, bacısını, karısını, sevgilisini ya da kızının bedenini malzeme olarak kullanıyor. Metalaştırıyor...

Bir kadın, bir erkeğe küfrederken ise erkek egemenliğine özenerek kendine yabancılaşıyor.

Bir erkek ne kadar çok küfrediyorsa, o kadar çok erkeklik sorunu var demektir ve bir kadın ne kadar çok küfrediyorsa bilin ki, kadınlığından o kadar çok nefret ediyor demektir.

Gel gelelim sonuca, yani küfür erkeklerin egemenliğini belirlerken, küfürün şiddeti de egemenliğin şiddetinin sınırlarını belirliyor.

Artık küfrederken bir kez daha düşünün derim!!