Aykırı yazı

Demokraside belli bir zümrenin başka bir zümreye özellikle çoğunluğun azınlığa baskı yapmaya, yaşam tarzını belirlemesine hakkı yoktur. Olası bir baskı, dayatma, dışlama mutlaka şiddet doğurur, o zümrenin insanlarının bunu kabullenmesini beklemek en büyük yanlıştır.

Legal yollarla kendini ifade edemeyenlerin illegal yolara başvurması kaçınılmazdır, zaten bu ülke ne çektiyse bundan çekmiştir.

Komünizme şiddetle karşı çıkan Almanya, Rusya'nın komünizm tehdidine karşı uzun yıllar savaş vermesine rağmen ülkesinde komünist parti kurulmasına müsaade etmiş, her fikirde insanın kendini temsil ederek şiddete başvurmasını engellemiştir.

Neden anlattık bunları?

Belediye Kadın Voleybol takımının afişine ‘edep yahu' yazılı kâğıtlar yapıştırılmasına bazı medyamız ve mikrofon uzattıkları kişiler ‘gerici', ‘yobaz', ‘beyinsiz', ‘sapık', ‘iblis' dediler.

Hayır efendim diyemezsin, birincisi; yerel seçimler sonrası kardeşliğinizin bittiği kişiler neden o mikrofonu sana uzattı hiç düşündün mü? İkincisi; bu ülkenin güvenlik güçleri ve adli mercileri var, cezasını onlar verir.

PKK gibi ülkeyi yangın yerine çevirip polisimizi, masum vatandaşımızı katletmemişler, ambulansları ateşe verip, iş yerlerini yağmalayarak Türk bayrağı yakmamışlar, dolayısıyla bu kadar ağır hakaretleri hak etmediklerini düşünüyorum.

Yaptıklarını tasvip etmiyorum, anayasamıza göre suç teşkil ediyorsa ortaya çıkarılıp sorgulanacakları kesindir.

Saadet Partisi Bolu İl başkanı geçenlerde trafiğe kapatılan ana caddedeki yapılanmayı eleştirirken, caddeye konulan banklara oturanların bakışları nedeniyle, ailece yürünemediğini, kötü niyetli kişilerin bakışları ile iffet sahibi kadın ve kızlarımızın incittiğini, yeni yapılan kafeler de üniversite öğrencilerinin oturmasının ahlak bozulmasına işaret ettiğini söyledi. Eğer Saadet Partisi kutsal koalisyonda yani kendi taraflarında olmasaydı bu açıklamanın aynen voleybolcuların afişinde olduğu gibi ‘gerici', ‘yobaz', ‘malum zihniyet' gibi ifadelerle yerel manşetlere taşınacağı hatta ulusal basına servis edileceği kesindi. Ama kendilerinden olunca durum değişiyor.

Hanefi Avcı ne demişti; PKK olduğu için mi polis otomatik tüfekle nöbet bekliyor yoksa polis otomatik tüfekle nöbet beklediği için mi PKK var!

Bu insanlara afişi kâğıt ile kapattıkları için mi hakaret ediliyor, yoksa inançlarına hakaret edildiği için mi afişe kâğıt yapıştırıyor?

Her kesimden topluluğa kendini ifade etme özgürlüğü tanımayıp, kendimizden olmayanlara hakaret ettiğimiz sürece bu kısır döngüden kurtulmamız mümkün değil.