Tanju Özcan'dan hakkında suç duyurusunda bulunan Vali Aydın Baruş'a;
AYAK ALTINDA DOLAŞMAMASINI TAVSİYE EDİYORUM!

Vali Aydın Baruş, CHP Milletvekili ve 1.'inci sıra Milletvekili Adayı Tanju Özcan hakkında 100 bin TL'lik tazminat davasında ve suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine konuyu aydınlatmak isteyen Tanju Özcan CHP İl Binasında düzenlenen toplantıda konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Vali Aydın Baruş'u sert bir dille eleştiren Tanju Özcan, Sayın Vali, Devlet memurudur, atanmış bir insandır. Ben halk tarafından seçilmiş bir insanım. Dolayısı ile Sayın Vali benim siyasi olarak muhattabım değildir. Siyasi olarak da şu son 17 günde ayak altında dolaşmamasını tavsiye ediyorum” dedi

Hakkında Vali Aydın Baruş tarafından suç duyurusunda bulunulması ile ilgili süreci anlatan Tanju Özcan, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde herhalde çok az yaşanmış bir olayı anlatmak ve bunun iç yüzünü kamuoyuyla paylaşmak için biraraya geldik. Dün sosyal medyada da duyurdum. Bir ilin Valisi o ilde halihazırda görev yapan Milletvekiline 100 bin TL'lik bir tazminat davası açtı. Öncelikle şunu ifade edeyim; biz CHP'liler olarak Valilerimizi her zaman özel bir noktada değerlendirmek istedik. Bizim açımızdan Cumhurbaşkanı ve Valiler son derece önemlidir. Biz Valiler ve Cumhurbaşkanlarından şunu bekleriz; elbette siyasi görüşleri, Dünya görüşleri olabilir ama yaptıkları iş itibarıyla Valiler ve Cumhurbaşkanları hepimizindir, siyaset üstüdür. Yani Bolu Valisi Bolu'da yaşayan CHP'ye oy veren, Ak Parti'ye oy veren, MHP'ye ve diğer siyasi partilere oy veren herkesin Valisidir. Keza Sayın Cumhurbaşkanı ile ilgili sıkıntı da bu. Biz Cumhurbaşkanımızdan da herkesin Cumhurbaşkanı olmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu. Özcan konuşmasının devamında şu ifadeler yer verdi;

Sadece tarafsız olmanızı veya en azından tarafsız gibi görünmenizi bekliyoruz

Biz Valilerimize gerçekten bu anlamda bir pozitif ayrımcılık yaptık. Özellikle son tayin olan üç Valimizin siyasal olarak bize çok yakın insanlar olmadığını biliyoruz ve bunu da anlayışla karşıladık. Her seferinde geldiklerinde gerek Halil İbrahim Beye, gerek Ahmet Zahteroğulları'na gerek Sayın İbrahim Özçimen'e gerekse de mevcut Vali Aydın Baruş'a göreve başladıklarında nezaket ziyaretinde bulunduk. Karşıladık, dedik ki biz CHP olarak size her konuda yardım etmeye hazırız. Sizden de sadece tarafsız olmanızı veya en azından tarafsız gibi görünmenizi bekliyoruz. Burada iktidar partisinin Valisi gibi değil, ilin Valisi, Devletin Valisi gibi davranmanızı bekliyoruz dedik. O anlamda da baktığınızda bundan önceki üç Valide siyasal olarak bize yakın olmadığı halde herhalde bizim herhangi bir polemiğe girdiğimizi bu Valilerle hatırlamazsınız. Tam tersi her zaman daha çok özveri gösteren, daha samimi davranan, arada bir problem çıkma ihtimaline karşın bu problemi çözmek için ilk adımı atan biz olduk. Ancak mevcut Vali enteresan bir adam.

Ak Parti'ye sürekli olarak parmak kaldırdı

Yanına birkaç defa Bolu'nun sorunlarıyla ilgili çözüm önerilerimizle ilgili gittik. İlk dikkatimizi çeken Sayın Vali ile ilgili olarak, konuşurken insanın gözünün içine bamaması. Bir insanın karşısındaki muhattabının yüzüne bakmaması, o bir şey anlatırken başka yere bakması zaten nasıl algılanır bunu takdirinize bırakıyorum. İkincisi Sayın Vali, diğer Valilerden farklı olarak en azından tarafsızmış gibi bile görünmeye çalışmadı. Her zaman şuanda da geçici hükümet olan, 13 yıldır da bu ülkeyi tek başına yöneten Ak Parti'ye sürekli olarak parmak kaldırdı. Aman beni unutmayın, ben de buradayım, ben de sizden biriyim gibisinden. Sürekli olarak bunu yaptı.

Beni nezaketen dahi arayıp tebrik bile etmedi

7 Haziran seçimlerinden sonra Sayın Vali, seçilen İl Milletvekili olarak beni nezaketen dahi arayıp tebrik bile etmedi. Hatta seçimden sonra ayak üzeri birkaç defa karşılaştığımız halde hayırlı olsun bile demedi.

Her Milli Bayramda sıkıntı yaşar hale geldik

Arkadaşlar bu dava konusu 30 Ağustos Zafer Bayramında partimiz tarafından düzenlenen fener alayı ile ilgili. Bunun biraz öncesi var, birkaç cümle ile ona değinmek istiyorum. 19 Mayıs 2015'te, biliyorsunuz 7 Haziran seçimleri öncesinde o gün fener alayı düzenleyeceğimizi kamuoyuna ilan ettik ve Valiliğe de gittik gerekli yazılı bildirimlerde bulunduk. 19 Mayısta fener alayı tarihimiz ve saatimiz belliyken daha sonra Ak Parti Genel Başkanının Bolu'da miting yapması söz konusu oldu. Biz günümüzü belirledikten çok daha sonra. Enteresanlık önce burada başladı. Sayın Vali bizim 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarını bir gün önceye veya bir gün sonraya almamızı istedi. Neden çünkü Bolu'da Ak Parti'nin mitingi olacak. Dedik ki Ak Parti'nin miting alanı farklı bizim alanımız farklı. Dedi ki, size yardımcı olalım istiyorsanız saatini değiştirelim. Biz fener alayının saatini değiştirdik, yetmedi güzergahını değiştirdik. Tüm bunları yaptık, son gün Emniyet Müdürü ile bizim otobüsümüzün yanaşacağı yerle ilgili keşif yaptık ancak son anda Emniyet tarafından bize gösterilen yere Valinin son dakika talimatı ile otobüsün girmesi engellendi. Her Milli Bayramda sıkıntı yaşar hale geldik.

Sayın Vali, muhtemelen biryerlerden aldığı talimatla hakkımda dava açtı

Gelelim 30 Ağustos'a, seçim bitmiş, seçimden sonra terör azmış, ilimize şehitler gelir olmuş. Biz dedik ki o gün hem Milli Bayramımızı kutlayacağız hem de PKK terör örgütünü telin edeceğiz. Bunu amaçlıyoruz. Ellerimizde Türk Bayrakları ile önce meşaleli bir yürüyüş yapacağız, yürüyüşün bittiği noktada da PKK terör örgütünü Bolu olarak naletlediğimizi anlatacağız. Bu kapsamda yine gerekli bildirimde bulunduk. Ancak Sayın Vali, her nedense PKK terör örgütünü lanetleyen bir yürüyüşün yapılmasını istemedi. 2-3 gün boyunca sivil memurlar aracılığı ile bizim bu etkinliği iptal etmemiz için telkinlerde bulundu. Bu yürüyüşün yapılmaması için herşeyi yaptı. Ses düzenimizin kurulması dahi engellendi. Biz o gün çıktık ve önce dedik ki, bu emperyalizme karşı kazanılan savaşın yıl dönümüdür. Ulusal Kurtuluş Savaşımız açısından son derece önemli bir gündür. Önce 30 Ağustos Zafer Bayramını kutladık, sonra ülkemizdeki bölücü teröre dikkat çektik. Bölücü törerü lanetlediğimizi ifade ettik, arkasından da şu soruyu sorduk. Biz PKK terör örgütünü telin etmek için bu toplantıyı düzenliyoruz. Sen ilin Valisi olarak niye bizim PKK terör örgütünü telin etmemizden rahatsız oluyorsun. PKK bir teörö örgütü, biz böyle görüyoruz. PKK bu kadar şehidin sebebi ve biz doğal olarak elimize Türk Bayraklarını alıp PKK terör örgütünü telin edeceğiz. Sen ilin Valisi olarak bunu neden engellemek istersin dedik. Bir terör örgütünün telin edilmesini bir mülki amirin engellemeye çalışması adeta terörö örgütünün yardımcısı olması demektir. Bunları anlattık. Bu konuşmalardan sonra Sayın Vali ile değişik ortamlarda defalarca protokol olarak birlikte olduk. Aradan bir ay gibi uzun bir süre geçmesine rağmen Sayın Vali, muhtemelen biryerlerden aldığı talimatla hakkımda dava açtı.

Bolu'da Valilik önünde PKK terör örgütünü telin etmek suçmuş

Aynı zamanda bir suç duyurusunda bulunmuş Sayın Vali, ortada bir suç var diyor. Benim anladığıma göre suç şuymuş; Bolu'da Valilik önünde PKK terör örgütünü telin etmek suçmuş. Sayın Valiye şunu hatırlatmak istiyorum, ben burada son seçimde bize oy vermiş olan yaklaşık 46 bin kişinin iradesini temsil ediyorum. Ben atanmış bir Milletvekili değilim, seçilmiş bir Milletvekiliyim. Milleti temsil ediyorum, Ankara'da Bolu halkını temsil ediyorum. Bu davayı da sadece şahsıma açılmış bir dava olarak görmüyorum bana ve partime oy vermiş 46 bin Boluluya karşı açılmış bir dava olarak değerlendiriyorum.

Tarafsızlığını yitirmiştir ve Bolu'da kalması yanlıştır

Bizim her Milli Bayram kutlamamızı engellemeye çalışan, her attığımız adımda karşımıza çıkan ve seçime günler kala böyle bir dava açan, PKK terör örgütünü telin ettik diye bize böyle bir davayı açan Sayın Valinin bu aşamadan sonra tarafsızlığını yitirdiğini ve Bolu'da kalmasının yanlış olduğunu ifade ettim. Gerekirse yazılı olarak bu düşüncelerimi Bakanlıkla paylaşacağımı söyledim. Artık bu aşamadan sonra Sayın Valinin Bolu Valisi olarak Bolu'da değişik siyasal partilere oy vermiş, değişik Dünya görüşüne sahip insanları temsil edebilmesi, Devletin Valisi olarak kalabilmesi mümkün değildir.

Sakın şimdiye kadar yaptıklarını yapmaya kalkma!

Vali şunu iyi bilsin, önümüzde 29 Ekim var, Cumhuriyetmizin 92. Yıldönümü. Biz 29 Ekimde, ellerimize Türk Bayraklarını alarak bugüne kadar hiç kutlamadığımız ölçüde, büyük bir coşku ve katılımla 29 Ekimi kutlayacağız. Şimdiden uyarıyorum, sakın şimdiye kadar yaptıklarını yapmaya kalkma. Milli Bayram bizim Bayramımız, Türk Bayrağı bizim Bayrağımız, Bayrağımızı elimize alıp biz bu Cumhuriyet Bayramımızı kutlayacağız. Sen beğensen de beğenmesen de , rahatsız olsan da olmasan da biz bu Cumhuriyete sahip çıkmaya kararlıyız. Bugüne kadar yürüdüğümüz yolda devam edeceğiz. Bölücü terör örgütünü protesto etmeye ve onun karşısında durmaya da dün olduğu gibi bugünde devam edeceğiz.

100 bin TL istiyor

Sayın Valinin avukatları dava dilekçesinde, ‘Müvekkilimin lehine hükmedilecek manevi tazminatın bir nebze olsun yaşanılan üzüntüleri gidereceği kanaatindeyiz' diyor ve 100 bin TL istiyor. Tabi Sayın Vali beni bugüne kadar birlikte çalıştığı veya yakından tanıdığı Ak Parti Milletvekilleri ile karıştırıyor. 100 bin Lira bir Milletvekili için ne demek ki diyor. Sayın Vali şunu iyi bilsin, biz o ihale takip eden Mileltvekillerinden, arsa arazi satıp rant elde edenlerden, Devleti soyanlardan, tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyenlerden olmadık. Bundan sonra da olmayacağız. İstediği rakamlarında ne kadar faiş rakamlar olduğunu görsün.

Siyasi bir hamle olarak değerlendiriyoruz

Bolu Valisinin seçime günler kala yaptığı bu hamleyi biz hukuki bir hamle olarak değil, siyasi bir hamle olarak değerlendiriyoruz. Seçim öncesinde birilerine ben sizin yanınızdayım mesajı veriyor. Sayın Vali, Devlet memurudur, atanmış bir insandır. Ben halk tarafından seçilmiş bir insanım. Dolayısı ile Sayın Vali benim siyasi olarak muhattabım değildir. Siyasi olarak da şu son 17 günde ayak altında dolaşmamasını tavsiye ediyorum. Sadiye DURA