Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Erkan Korkmaz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıl dönümü sebebiyle yazılı bir mesaj yayımladı.

Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Erkan Korkmaz'ın mesajı şöyle: Mustafa Kemal, Nutku'na 1919 senesi Mayısın 19.günü Samsuna çıktım” diye başlar. Orada Kurtuluş mücadelesine başladığında karşılaştığı ülkenin durumunu ve bu durum karşısında yaptıklarını anlatır. O günden bu güne geldiğimizde O'nun özlemiş olduğu yerde olmadığımızı görüyoruz.

Kurtuluş Savaşı sonrası her alanda gerçekleşen devrimlerle; Kadınlarımız 2. Sınıf vatandaşlıktan, erkeklerle eşit vatandaş yapılmış, bir çok Avrupa ülkesinden önce seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur. Laik eğitime geçilmiş, bilimin yol göstericiliğinde çağdaş bir eğitimin yolu açılmıştır. Örnek çiftlikler yoluyla tarımda modernleşme çabaları başlatılmış, köylü milletin efendisidir denilerek, yüzyıllarca yoksullaştırılan köylümüz kendine güvenir hale getirilmeye çalışılmıştır. Fabrikalar, yollar, demiryolları yapılarak ülke kalkınma yoluna sokulmuştur. Harf Devrimi yapılmış,Halkevleri yoluyla okuma yazma seferberliği başlatılarak, okur yazar oranı %10'lardan % 60'lara çıkarılmış, tiyatrolar açılmış, en ücra yerlere kadar temsiller verilerek ulusun sanatla tanışması sağlanmış, sanatçılar el üstünde tutulmuştur. Yurtta barış, dünyada barış ilkesi doğrultusunda savaşların önlenmesi için Balkan ve Bağdat paktları oluşturularak çevremizde komşularımızla iyi ilişkiler geliştirilmiştir. Tüm bu sayılanlar 1929 dünya ekonomik buhranı içersinde ve bir kuruş borç alınmadan, ülkenin öz kaynaklarıyla yapılmıştır. Ülkenin her alanına eğitimin ışığını götürecek çalışmalar yapılmış,asrın en büyük projelerinden biri olan Köy Enstitülerinin temelleri atılmış,Isparta İslamköy de doğmuş bir çocuğa eğitim imkanı sunularak Cumhurbaşkanlığına kadar giden yol açılmıştır.

Günümüze geldiğimizde; Kadınlarımız eşit vatandaş konumundan 2. Sınıf vatandaş konumuna sokularak eve kapatılmak istenmekte, kadın cinsel obje olarak görülüp küçük yaşlarda başları örtülmeye çalışılmaktadır. Eğitim yapboz tahtası gibi sürekli bir kargaşa içine sokularak gerici ve dine dayalı bir eğitimin yolu açılmaya çalışılmakta, okullarda karma eğitimin kardırılmasının altyapısı hazırlanmaktadır.Karma eğitimin kaldırılmasındaki nihai hedef ise kadını çalışma hayatından silmek,eve hapsetmek,erkeğin kölesi yapmaktır. Köylü tarımdan el çektirilmiş, tarımsal üretimde birkaç büyük şirketin hakimiyetine doğru yol alınmakta, toprağından kopan köylü, her köşe başına ve tarımsal arazilere dikilen AVM'lerle avutulmakta, kömür ve bulgur yardımlarıyla yaşamaya çalışmaktadır. Atatürk döneminde kurulan örnek tarım işletmeleri sırf arsaları için talan edilmekte, üzerine saraylar inşa edilmektedir. Sanatın içine tükürülmekte, sanatçı muhalif olduğu gerekçesiyle ülkeden kovulmaya çalışılmakta , toplumun balık hafızalı olması için çabalanmaktadır.

Çevremizde bir ateş çemberi oluşturulmuş, komşularımızda çatışmalar sonucu 2 milyon civarında mülteci ülkemize sığınmış, yangına körükle gidilmiştir. Ülkenin dış borcu 300 milyar dolarları bulmakta, iç borcun miktarı ise bilinmemektedir. Ülkeyi yönetenler lüks içinde yaşarken Atatürk'ün çok büyük önem verdiği öğretmenler ise ekonomik sıkıntılar içinde yaşamaktadır. Okullarda olması gereken ataması yapılmayan öğretmenler intihar ederek aramızdan ayrılmaktadır. 4+4+4 Eğitim Sistemiyle birlikte zorunlu eğitim fiilen 4 yıla indirilmiş ve bu durum en çok da kızlarımızın okullaşmasına engel olmuş ve çocuk gelinlerin belirgin bir oranda artmasına neden olmuştur.

Günümüzde devlet eğitimden hızla elini çekmekte, eğitim sadece parası olanın satın alabileceği lüks bir hizmet haline getirilmektedir. Bu kısacık karşılaştırmadan bile görülebileceği gibi ülke felakete sürüklenmektedir. Böyle bir ortamda Atatürk'ü anarken O'nu ANLAMAMIZ ve ANLATMAMIZ da gerekmektedir. Eğer Atatürk'ün ölümü için ağlayacaksak, önce biz nerede hata yaptık, biz hangi sorumluluklarımızı yerine getirmedik de bu duruma düştük.” Diye düşünmeli ve kendimize ağlamalıyız. Eğer mevcut kötü durumdan kurtulmak istiyorsak, Atatürk'ün gösterdiği yolda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeli, hamasi nutuklar atmayı bırakmalıyız. Ölüm yıldönümünde Atamız'ı saygı,sevgi,özlem ve rahmetle anarken , Onu ANLAMAYI ve ANLATMAYI ihmal etmeyelim.”