Ankara Altındağ Belediye Başkanlığı tarafından Encümen kararı ile ilimize kazandırılan Altındağ Anadolu Kız İmam Hatip Lisesi'nin resmi açılış töreni büyük bir coşku ile gerçekleştirildi. Okul bahçesinde düzenlenen tören, yağmur nedeniyle okul salonunda yapıldı.

15 Eylül 2014–2015 Eğitim-Öğretim Yılı'nda yaklaşık 300 tane kız öğrencisiyle eğitim-öğretime başlayan Altındağ Belediyesi Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin resmi açılışı düzenlenen törenle yapıldı.

Açılış törenine Bolu Valisi Ahmet Zahteroğulları, AK Parti Seçim İşleri Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, AK Parti Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, AK Parti Bolu Milletvekili Fehmi Küpçü, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz, Bolu'dan daire müdürleri, öğrenciler ve aileleri katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda ilk konuşma Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki tarafından yapıldı. Veysel Tiryaki ‘Mevla'ya ne kadar şükretsek azdır' diyerek başladığı konuşmasında; Allah kısa bir zaman önce mütevazi bir programla temelini attığımız bu okulu açmayı nasip etti. Ankara'da bir belediye ve kendi sınırları dışında, belediye meclis üyelerinin verdiği kararla Bolu'da böyle bir okul yaptı. Gerçekten bunun mutluluğunu yaşıyorum. Bolu'ya bu okulun yapımında emeği geçen ve Altındağ belediyesinde çalışan ve tüm Bolulu hemşerilerime teşekkür ediyorum. Bundan tam 30 yıl önce Bolu İmam Hatip Lisesi'nden mezun oldum. Bir insan ömründe uzun bir zaman dilimi… Geriye dönüp baktığımızda sanki dün gibi yaşanmış her şey… Bugün burada beraber okuduğumuz arkadaşlarımı görüyorum. Bu okulun yapımında emeği geçen hocalarımı görüyorum. Çarşıda Büyük Caminin yanında bulunan bazı boş dükkanlarda eğitime başlamışlardı. Onun dışında Paşaköyü'nde Bolu'nun dışında olan o zamanki koşullarda bir köyde yeni bir yerleşkede her yıl bir kat ve derslik ilave edilerek yapılan okuldan bugüne kadar binlerce öğrenci mezun oldu. Bolulu insanlar böyle bir yapıda tüm emeklerini ortaya koydu. Gayretleriyle orada oldular. Çocukları üşümesin diye evlerinden getirdikleri yorganları üstlerine örttüler” ifadeleri kullandı

Başkan Tiryaki konuşmasına şöyle devam etti: İtilip kakılan bir İmam Hatip Lisesi vardı zamanında. İnsanların İmam Hatipli olduğunu söyleyemediği günlerdi. Belki bunu birçok insanımız bilmiyor. Çok iyi hatırlıyorum. İmam Hatipli olduğumu ben de söyleyememiştim. Oysa bugün Mevla öyle büyük nimetler bahşetti ki insanların okuduğu okulu söyleyemediği bir dönemden, itilip kakıldıkları bir dönemden bugün adeta herkesin teşvik ettiği gururla söylediği devletin en önemli makamlarını işgal eden insanların bu okullardan yoksullukla büyüyüp geldiği bir noktaya geldi. Bu okulları yaptırmak için çok daha büyük emekler harcayan insanlar vardır. Ambarındaki bir teneke buğdayı bahşeden insanlar, elinde neyi olan varsa veren insanlar vardı. Ama o günlerden bugünlere gelindiğinde o insanların duası ile kendimizden öğrenciliğimizden öte o insanların iyi niyetleriyle bugünlere gelindiğine inanıyorum. Bugünlerimizin kıymetini bilmek zorundayız. Bunun kıymetini bilmezsek yine çok uzun bir zamana ihtiyacımız yok. Yine dönüp bakarız ki eski günlere gelir ve bugünleri ararız. Onun için her geçen gün büyüyen büyüdükçe küçülen ve küçüldükçe de her geçen gün karmaşıklaşan bir dünya da yaşıyoruz. İslam coğrafyasına baktığınızda her taraf kan revan içindedir. Gerçekten sağlıklı İslam inancının bütün topluma yayılmasına ihtiyacımız var. Toplumda hurafelerin din adına uydurulan şeylerin değil gerçek İslam'ın anlatıldığı din bilimleriyle birlikte müspet ilimlerin paylaşıldığı yeni bir nesle ve jenerasyona ihtiyacımız var. Bugün dünya kaynıyorsa, yanıyorsa oturup kafamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor. Bugünkü imkânlara baktığımızda gerçekten fedakârlıklarla çıkılan bu davada bugün acaba geçmişimizi unutuyor muyuz diye arkadaşlarımızla tartıştığımız oluyor. Altındağ Belediyesi kendi sınırlar dışında böyle bir okul inşa ediyor. Buranın dışında da okullar inşa ediyor. Ülke dışında binalar yapıyor. Allah bunları nasip ediyor. Altındağ'da yüzlercesini yapıyor. Çünkü iyi niyetlerle yola çıkarsanız, bir adım atarsanız Allah daha çok yaklaşıyor ve yardım ediyor. Bunu bizzat gördük. Daha fazlasını yapmak için üzerimize düşeni fazlasıyla yapmaya devam edeceğiz. Burada yetişen çocukların yavrularımızın gerçekten hayatı sorgulayan ama kendileri iyi yetiştiren evlatlarımız yetişiyor. Bugün huzurlu bir toplum olsun istiyorsak çevremizdeki ateş çemberi bizi sarsın istemiyorsak toplumda barış ve erdemli olmak istiyorsak bu sıralarda çocuklarımızı hayatı sorgulayan sadece ders notlarıyla değil sanatla edebiyatla şiirle musiki ile sporla iç içe yaşayan bireyler yetiştirmek zorundayız. Biz elimizden geldiği kadar bu gayreti vermeye çalışıyoruz. O yüzden sadece kendi memleketimiz olduğu için değil ama orada bize büyük emek veren insanlar olduğunu ve bu insanların emeklerin karşılığında okuduğumuzu bir nebze sorumluluğumuzun yerine getirmek amacıyla girişime bulunduk. Çünkü köyümüzden gelip bizim böyle yerlerde okuma imkanımız yoktu. Eğer insanlar bu okullara gönül vermemiş olsaydı Türkiye'de bazı kurumlarda görev yapan kimse olmazdı.”

“ALLAH O'NDAN RAZI OLSUN.”

Açılış töreninde konuşma yapana AK Parti Bolu Milletvekili Fehmi Küpçü; Aslında bugün bu hayırlı günle beraber bu açılışı yapacağımız bu okullardan bir tanesindeyiz. Bundan 21 yıl önce Gerede İmam Hatip Lisesi'nden mezun oldum. Rahmetli dedem 28 yıl önce beni okula kaydettirmişti. Rabbim tüm geçmişlerimize gani gani rahmet eylesin. Rahmetli dedemle okula kaydolmaya gittiğimizde sadece ilk gün gelmiş ve daha sonra emanet olarak bıraktığı o ekip o dedenin evladına sahip çıktı. Burada genç kardeşlerim var. Bizim Çarşamba günü derslerimiz yarım gün olurdu. Ara sıra top oynamaya kaçardık. Bizim sınıf hocamız Mehmet Esen Bey, derdi ki; Küpçü neredeydin? Bizde durumu anlatırdık. Hem döverdi hem de derslerde başarılı notlar verirdi. Allah O'ndan razı olsun. Aslında bu değer yargıları bu medeniyetin evlatlarını biçimlendirmiştir. Ben başta Altındağ belediye başkanımıza ve ekibine yürekten teşekkür ediyorum. İstiklalimiz ve istikbalimize yönelik bu değer yargılarımız inşallah devam eder diyorum” dedi.

SEVİNÇLER PAYLAŞARAK ÇOĞALIR DERLER”

Törende bir konuşma da AK Parti Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun yaptı. Ercoşkun, ‘Sevinçler paylaşarak çoğalır derler' diyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti: Bugün gerçekten Bolu'nun her kesimini temsil eden simaları, Ankara'daki Boluluları burada haseten misafir ettiğimiz büyüklerimizi görmüş olmak mutluluğumuzu bir kat daha arttırıyor. Mubarek bir Cuma günü çok kıymetli zamanda Allah'ın rahmeti ve bereketinin de bol olduğu bir anda böylesine bir ilim yuvasının açılışında birlikteyiz. Bu dönemde halis bir niyetle yapılan gayretler çok kısa sürede netice veriyor. Daha dün Veysel Tiryaki Beyi buradaki hocalarımızla valimizle milletvekili arkadaşımızla ziyaret ettiğimizde ve böyle bir fikir duyduğumuzda gerçekten bu kadar kısa bir zamanda bu esere kavuşacağımızı düşünmemiştim. Ankara'da da bizim gururumuz olan Veysel Tiryaki beyin oradaki hızı görüp de burada yapılan binanın hızını tahmin etmemiz gerekiyordu. Bugün gerçekten ihtişamı ile kalitesiyle şu pırıl pırıl kızlarımla içimizi açan geleceğimize dair ümidimizi bir kat daha pekiştiren bir ortamda böyle bir tesisin açılışı bundan sonraki süreçte bize daha çok heyecan veriyor. Sayın belediye başkanımıza geçmiş dönem Altındağ Belediye meclis üyeleri ile bu dönem görev yapan meclis üyelerimize de çok teşekkür ediyorum.

İNSANA YAPILAN YATIRIM EN ÖNEMLİ YATIRIMDIR”

Açılış töreninde son konuşma Bolu Valisi Ahmet Zahteroğulları tarafından yapıldı. Vali Zahteroğulları şu duyguları paylaştı: Yaptığımız herhalde zaman zaman görev itibariyle açılışlar yapıyoruz. En güzellerinden en hayırlılarından mutlu edenlerden biri bu olsa gerek, okul açılışı eğitim yuvası açılışı. Dolayısıyla ben bugün bütün konuşmacılardaki heyecanı bir kez daha anlamaya çalışıyorum. Gerçekten de insana yapılan yatırım en önemli yatırımdır. Çünkü biz ülke olarak nüfusunun dörtte biri daha ilköğretim ve ortaöğretim çağında olan bir ülkeyiz. En büyük sermayemiz bizim genç nüfusumuz. Bu genç nüfusu eğitebildiğimiz zaman istihdam edebildiğimiz zaman bizim için fırsat oluşturacaktır. Bu yatırımlarda bunun için anlam ifade ediyor. Biz Bolu olarak çok şanslı bir vilayetiz. Gerçekten de Bolu'da yaşayan insanlar olarak ne kadar şükretsek az, ne kadar da övünsek az diye düşünüyorum. Bu topraklarda bir bereket var. Kazancı helal olduğuna inanıyorum. Öyle ki bu toprakların evlatları son derece vefalı. Biz Bolu olarak Türkiye'de zannediyorum hayırseverlerin en fazla eğitime katkı da bulunduğu şehiriz. Bu şehrin yetiştirdiği büyük insan Allah rahmet eylesin bugün onu da rahmetle analım. İzzet Baysal bugüne kadar bu şehre 135 tane eser kazandırdı. 136 ve 137'ncisi devam ediyor. Öldükten sonraki de bütün mal varlığını bağışladığı vakfı yatırımlara devam ediyor. Anaokulundan, ilkokulu, ortaokulu, üniversitesi, doğum evinden, sağlık ocağından, tıp fakültesi hastanesine kadar yaklaşık 400 milyon lira, eski rakamla 400 trilyon. O'nun akrabaları, yeğenleri aynı şekilde hayır işlerine devam ediyorlar. O'nun hemşerileri O'nu örnek alanlar, işte Ali Ericekler, Yaşar Çelikler, Süreyya Astarcılar adını sayamadığım birçok hayırseverimiz, Bağışçılar Vakfı bu tür yatırımlara devam ediyor. Bu sayededir ki Bolu Türkiye'de eğitim altyapısı itibariyle en iyi illerden bir tanesi. Yine okullaşma oranı itibariyle, başarı itibariyle, derslik başına düşen öğrenci itibariyle Türkiye ortalamasının çok çok üzerinde. Yine biz Bolu'da 2 sene içerisinde planladığımız ve yapmakta olduğumuz yatırımlarla birlikte inşaAllah ilkokul, ortaokul ve liseleri her biri kendi müstakil binalarında yapmak üzere, hükümetimizin hedeflediği şekilde, hedefe ilk varan il olacağız inşallah. Okul öncesinde de yüzde yüzü okul öncesinde yakalayan il olacağız. Bunların hepsinin neticesinde inşaAllah ülkemize bu şehir bu zamana kadar olduğu gibi çok güzel insanlar yetiştirecek önemli hizmetler verecek. Bu şehir tıp ki ülkemiz nasıl bu bölgede bir huzur adası ise, bu şehir de Türkiye içerisinde bir huzur şehri. Bu işte bu şehrin yetiştirdiği evlatların sayesinde, bu şehirde yaşayan insanlar sayesinde. Biz bununla şükrediyor bununla övünüyoruz. Veysel Bey benim okul arkadaşım. Aynı fakülteden mezunuz. Meslektaşım mülki idareden. Ankara'nın gece kondu bölgesi olan bir ilçesini ne hale getirdiğini, arkadaşlarıyla ekibiyle birlikte, Ankara'nın tarihi özelliğine de kavuşturmak suretiyle, en yaşanabilir ilçelerinden biri haline getirdi. Bununla birlikte, orada yaptığı birçok yaptığı yatırımları biliyorum. Aile Bakanlığı'ndaki görevim sırasında da, bize ihtiyaç duyduğumuz iki tane binayı, bir huzurevi birde şiddet önleme merkezini yapıp bağışlamıştı. Kimin hangi kamu hizmetine Altındağ'da, Ankara'da daha doğrusu hangi kuruma ihtiyacı varsa kapısını ilk çaldığı isim Veysel Başkan'dır. Kendisi hiç birini geri çevirmemiştir. Ben doğduğu büyüdüğü eğitimini aldığı bu topraklara vefasından dolayı da kendisini kutluyorum. Bu bine Dörtdivan'a yaptığı kendi ilçesine yaptığı hizmetler eserler de bunun örneğidir. Sadece kendisine değil, eski ve yeni meclis üyelerine, çalışma arkadaşlarına ekibine de çok teşekkür ediyorum. Yine bu eserin bu hale getirilmesinde katkı veren Bolu Belediyesi'ne, Özel İdaremize de katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.”

Şentop, Paşaköy Mahallesi'ndeki Altındağ Belediyesi Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin açılış töreninde, 1986'da Tekirdağ İmam Hatip Lisesinden mezun olduğunu anlattı.

İmam hatip liselerinin ülkenin siyasi ve demokrasi tarihiyle çok yakın ilişki içinde olduğuna dikkati çeken Şentop, "İmam Hatipli olmak, Türkiye'de ikinci sınıf okulda okumak ve ikinci sınıf okuldan mezun olmak anlamına geliyordu. Bizim yaşadığımız dönemlerde bu kadar değildi ama bu işin ilk başladığı dönemlerde, 1949'dan itibaren çok daha zor şartlarda ve imkansızlıklar içinde yaşayan, yetişen imam Hatipli insanlar var. Devlet ya da o dönemde devleti idare edenlerin imam hatip liselerini mecburiyetten, mecbur kaldıkları için açtıkları okullar olarak görmüşler. Binasından, fiziki imkanlarına ve gönderdiği öğretmenlerine kadar hep imam hatip liselerine ikinci sınıf muamelesi yapmışlar" şeklinde konuştu.

Şentop, geçmişte devletin milletine ve değerlerine bakışıyla ilgili problem yaşadığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadir Mısıroğlu'nun bizzat şahit olduğu ve anlattığı bir hikaye. 1956 yılında öğle namazını Sultanahmet Camisi'nde kılıyor, çıkıyor. Şadırvanın yanında kalabalık var. Bakıyor ki Celal Bayar, Cumhurbaşkanı. Etrafında da gazeteciler. 'O zaman kulaklarımla duydum' diyor. Alman Cumhurbaşkanı gelmiş ve müftü Sultanahmet Camisi'ni gezdiriyor. Gazeteciler soruyor, 'Siz neden camiyi gezmiyorsunuz, refakat etmiyorsunuz?' diye. O, diyor ki 1956'da, 'Ben laik devletin cumhurbaşkanıyım, camiye giremem.' Bugünün Türkiyesi'nde cuma ve bayram namazının yanı sıra 5 vakit namazını kılan ve imam hatip lisesi mezunu Cumhurbaşkanı var Türkiye'de." Verdiği örneğin 50-60 yılda yaşanan dönüşümün anlaşılması açısından önem taşıdığına işaret eden Şentop, Müslümanlığın ülkenin birleştirici üst değeri ve kimliği olduğunu vurguladı.

Şentop, "Türkiye'nin 2002'lere kadar temel meselesi, devletle millet arasındaki bu ayrışma, ayrıştırmaydı" diyerek, şunları kaydetti: "İmam hatip liseleri, bu milletin değerlerini üreten ve gelecek kuşaklara taşıyan okullardır. Bu okullar, 20. yüzyılın Türkiyesi'nde yaşayan insanların bulmuş olduğu bir formüldür. İmam hatip liseleri, sadece imam ve hatip yetiştiren okullar değildir. Türkiye'de 1925'ten 1949'a kadar dini eğitim veren hiçbir kurum yoktu. O dönemde milletin dinini öğreneceği birtakım okul ve kurumlar yoktu. Bunlar yasaktı. Kısa süre imam hatip okullarına benzeyen, seminer ve kurs mahiyetinde okullar açılmış. Bir yıl kadar ömrü yok, kapatılıyor. Türkiye'de 1949'lara kadar dini eğitim veren, devletin açtığı, kontrol ettiği ve izin verdiği eğitim kurumu yok. Yaklaşıl 25 yıla yakın zaman dini eğitim fiilen ve resmen yasaktı."

Devletin dini eğitimi yasakladığı dönemlerde vatandaşların kendi imkanlarıyla Kuran öğrendiğini aktaran Şentop, "Bunlar çok uzak değil. İçimizde bu dönemleri yaşamış insanlar olabilir. Bu dönemlerde milletimizin ürettiği bir formül. Devletin sadece cenaze yıkamak, bazı yerlerde imamlık yapan insanlar yetiştirmek için tasarladığı okulları millet, teveccühüyle dini eğitim-öğretim alacak okullara dönüştürmüştür. Bunları yaygınlaştırarak, destek vererek dönüştürmüştür. İmam hatip liselerinin böyle belediyeler ve devlet tarafından yapılması çok yeni bir hadisedir" ifadesini kullandı.

Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki de 30 yıl önce Bolu İmam Hatip Lisesinden mezun olduğunu söyledi. Konuşmaların ardından Şentop ve protokoldekilerin hizmete açtığı okulda 24 derslik bulunuyor.