Aktif Eğitimciler Sendikası Bolu İl Temsilciği tarafından Milli Eğitim Müdürlüğü binası önünde basın açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamada, kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı eleştirildi.
Topluluk adına basın açıklamasını yapan Aktif Eğitimciler Sendikası Bolu İl Temsilcisi Zeki Yıldıran yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Milletimizin tüm bireyleriyle paydaşı olduğu Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimi milli bir mesele olarak ele alıp değerlendirmesi gerekirken son yıllarda siyaset kurumlarının varlığını ispat ve güç gösterisi için kullandığı yap-boz tahtası haline gelmiştir. Bakanlık, fişleme iddiaları, tasfiye ve kıyımlar, tayin ve terfilerin "liyakat" yerine siyasi, sendikal vb. referanslar ön planda tutularak yapılması, dershanelerin halka rağmen dönüştürme” kılıfıyla kapatmaya” çalışılması milletin kabulü olmadan ben yaptım oldu” mantığıyla bir gecede, meclis TV'nin kapalı olduğu saatlerde, gizlice yapılan köklü sistem değişiklikleri gibi eğitimin yapısını temelden sarsacak uygulamalarıyla tartışılır hale gelmiştir. Meclis Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu'ndan birkaç küçük değişiklikle geçen ve kamuoyuna "dershaneler kanun tasarısı” olarak lanse edilen ve bu hafta Meclis Genel Kurulu'na gelecek olan torba kanunda, dershanelerin zorla dönüştürülmesi/kapatılması” ile ilgili düzenlemelerin yanında en az dershaneler konusundaki dayatma kadar keyfiliğe açık, demokrasinin gereklerine aykırı ve milletin talep ve beklentilerini hiçe sayan pek çok değişiklik de yer almaktadır. En az dört yıllık fakülteyi bitirdikten sonra KPSS'yi kazanarak atanan öğretmen adaylarının, tasarıda kriterleri net olarak çizilememiş performans değerlendirmesine tabi tutulacak olmaları, ardından - objektif olmadığı gerekçesi ile- öğrencilere bile uygulanmayan sözlü sınava alınacak olmaları bürokratik kademelerde yüzlerce eğitimcinin maruz kaldığı tasfiye ve kıyımlara on binlercesinin daha ekleneceğinin işaretidir. "Adaylığının birinci yılında başarısız olan öğretmenlerin ikinci yıl bir başka ilde görevlendirilmesi” uygulamasının bir cezaya dönüşebilecek olması, göreve yeni başlayan öğretmenlere baskı yapılmasına ve mesleki heyecanlarının yok olmasına neden olacaktır. Göreve yeni başlayan öğretmenlere uygulanan adaylık eğitimlerinin niteliği arttırılmalı ancak kadroya geçişte yapılması öngörülen sözlü sınav uygulaması iptal edilmelidir.
Bilginin payı yüzde yirmi mi olmalı?
Yurtdışına eğitim almak amacıyla gönderilecek öğrencilerin (MEB-1500) seçiminde yazılı sınavın yanında sözlü sınavın da yapılacak olması, sözlü sınavda, genel alan bilgi düzeyini ölçmeye yönelik objektif değerlendirmenin sadece %20'lik bir paya sahip olması, sözlü sınav soru ve cevaplarının önceden hazırlanma zorunluluğunun bulunmaması, sözlü sınavların özellikle kayıt altına alınmasına izin verilmeyeceğinin belirtilmesi, sözlü sınav komisyonunun sadece üç kişiden oluşması ve hangi unvan ve yeterliliklere sahip olacaklarının tasarıda net olarak ifade edilmemiş olması gibi hususlar, değerlendirmelerin sübjektif olmasına ve bilimsel kriterlerin dışında yanlı öğrenci seçimlerine neden olacaktır. Yurtdışına gönderilecek öğrencilerin seçiminde yazılı sınav sonuçları yeterli görülmelidir. Sözlü sınav yapılması halinde; sınavın, soruları ve cevap anahtarları önceden hazırlanmalı, uygulama süreçleri objektif ve bilimsel gerekliliklere uygun hale getirilerek kamera ile kayıt altına alınmalıdır.
Atama bekleyen 300 bin kişi ne olacak?
“Öğretmen İstihdam Projeksiyonları Stratejileri Projesi” ile 2023 yılına kadar olan süreçte öğretmen arz ve talebini izlenebilir duruma getirdiğini iddia eden Milli Eğitim Bakanlığının, halen atama bekleyen yaklaşık 300 bin öğretmen adayı varken dershanele