8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde bir açıklama yapan Cumhuriyet Kadınları Derneği Bolu Şube Başkanı Sündüs Çalıkoğlu, Ülkemizde kadına yönelik şiddet, özel ve kamusal alanda artarak devam ediyor. Oysa bizler biliyoruz ki kadın mücadelesi, aynı zamanda şiddetle hesaplaşma mücadelesidir. Ancak, her geçen gün şiddeti meşrulaştırma çabalarının arttığını yüreğimiz acıyarak, öfkemiz büyüyerek görüyoruz, yaşıyoruz” dedi. Çalıkoğlu açıklamasında hükümeti eleştirdi.
Bugün dünyanın bütün kentlerinde kadınların eşitlik, adalet, özgürlük, emek, barış ve dayanışma için seslerini ve isyanlarını birleştirdiklerini söyleyen Cumhuriyet kadınları derneği Bolu Şube Başkanı Sündüs Çalıkoğlu yaptığı basın açıklamasında hükümeti eleştirdi. Çalıkoğlu şunları söyledi: Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği mücadelenin meşalesinin adıdır 8 Mart. 8 Mart 1857 yılında Amerika'nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretleri, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yaptılar ve bizler bugün bu kadınların isyanlan ve başkaldırmaları sayesinde 8 Mart'ı anıyoruz. Bugün dünyanın her yerinde, bütün kentlerinde kadınlar, eşitlik, adalet, özgürlük, emek, barış ve dayanışma için seslerini ve isyanlarını birleştiriyorlar.
Ülkemizde kadına yönelik şiddet, özel ve kamusal alanda artarak devam ediyor. Oysa bizler biliyoruz ki kadın mücadelesi, aynı zamanda şiddetle hesaplaşma mücadelesidir. Ancak, her geçen gün şiddeti meşrulaştırma çabalarının arttığını yüreğimiz acıyarak, öfkemiz büyüyerek görüyoruz, yaşıyoruz. Bunları görmezden gelen AKP hükümeti, yasalar eliyle kadını bir kez daha mağdur ediyor. Sırat köprüsünün bir ucunda her geçen gün artan töre ve namus cinayetleri varken, diğer ucunda evlilik yaşı 17'den 14'e çekilmek isteniyor, tecavüz edilen kadının, tecavüzcüsüyle evlendirilmesinin yolu açılıyor. Ev içindeki şiddet ise hala dokunulmazlığını koruyor. Kadınlara 'sıcak* ve 'korunaklı' olarak vaat edilen ailenin içinde, şiddet meşru görülüyor. Sözde namus anlayışı kadınların kendi hayatları üzerine söz söylemesini izin vermiyor. Yaşadığımız düzende en ufak bir hakkı elde etmek için dahi ağır bedeller verdik. Gezi parkı eylemleri nedeniyle en gençlerimizi şehit verdik. Canlarımızı, gözlerimizi, ciğerlerimizi verdik. Kafatasımız parçalandı. Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan, Zeynep Eryaşar, Medeni Yıldırım ve Haşan Ferit Gedik göğe yükselenlerimiz oldu. 14 yaşındaki Berkin Elvan hala yaşam için direnişte. Ülkemizin kurtarıcısı
Atatürk' ün bize bıraktığı tüm miras yok ediliyor
Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetin odak noktası olan kadınlarımız, cumhuriyeti yaşatma, kazanımlarını koruma, yarım kalan aydınlanma mağduru olmalarına rağmen hiç bir fedakârlıktan çekinmeden yerine getirmeye çalışmış ve çalışmaya devam edecektir, kadınlarımıza sahip çıkmak, onları ve ülkemizi güçlendirmek görevimizdir, kadını savunmak vatanı savunmaktır. Bugün ülkemizde tırmanan işsizliğin, yoksulluğun, şiddetin ve bunların doğal sonucu olarak kadın erkek eşitliğinin sağlanamamasının sorumluluğu öncelikle yönetenlerde ve onların izlediği gerici politikalardadır. Gerici olanın, ileri olanı yaratması olanaklı değildir. Biz, Türkiye bu topraklarda yaşayan ve ortak bir geçmişin yaratıcıları ve mirasçıları olan kadınlar, emeğimizle kazandığımız cumhuriyet devrimlerine sahip çıkarak ve onları daha da ileriye taşıyarak eşit haklar mücadelesini yükseltebiliriz. Dünya kadın hareketinin onurlu mirası olan 8 Martları bayram edebilmek için güçlerimizi birleştirmek zamanıdır. Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun”