Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde (AİBÜ) düzenlenen kongrede, Orta Doğu'nun toplumsal, kültürel, siyasal ve ekonomik yapıları akademik düzeyde derinlemesine inceleniyor. Uluslararası Orta Doğu Barış Araştırmaları Merkezi (IMPR) ile AİBÜ Orta Doğu Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen ‘Orta Doğu'da Toplum, Siyaset ve Barış Kongresi' başladı. İki gün sürecek kongrede, akademik alanda analiz edilecek Orta Doğu bölgesi, barış, çözüm ve demokrasi teması kapsamında ele alınacak.
İzzet Baysal Kültür Merkezinde başlayan kongrenin açılış konuşmasını yapan IMPR Başkanı Doç. Dr. Veysel Ayhan, Orta Doğu ve Afrika bölgelerinin ciddi bir kaos ve çatışma içine sürüklenmiş olduğunu ve elimizdeki modellerin hemen hemen tümünün bu bölgelere barışçıl bir çözümü getirmediğini vurguladı. Ayhan, Orta Doğu'nun tarihine dikkati çekerek, Bu toprakların tarihine baktığımız vakit, 400-500 yıllık iktidarların kurulduklarını görmekteyiz. Bu kadar uzun bir iktidar tecrübesiyle farklı toplumsal grupların, farklı dinlerin, mezheplerin, etnik kökenli insanların bir arada yaşayabildiklerini ve bunu hukuki olarak değil içselleştirerek tecrübe ettiklerini görmekteyiz. Biz nasıl bin yıllık, 2 bin yıllık, hatta 4-5 bin yıllık süreç içinde bir arada yaşayan toplumsal gruplar olarak bu kadar büyük bir çatışmanın, bu kadar büyük bir kavganın birer nesnesi oluruz. Bugün Suriye'ye, Irak'a, Libya'ya baktığımız vakit gördüğümüz tek manzara kaos, çatışma ve insanların yaşamlarını yitirmesidir. Aslında bu insanları birbirlerinden ayıran temelde çok ciddi tarihsel, ekonomik ve toplumsal ayrışmaların olmadığını görmektesiniz” dedi.
Doç. Dr. Ayhan, konuşmasında bölgenin nasıl dizayn edildiğini ifade ederek, Bölgeyi dizayn eden güçler bu bölgenin bir parçası değildi. Dolayısıyla temel yaklaşımları ve prensipleri ülkesel çıkarlarını en üst düzeyde koruyabilecek modellerdi ve bu bölgede yaşayan toplumların taleplerini dikkate almadılar. Ama şimdi yeni bir dönemden geçiyoruz ve bu dönem Arap Baharıyla birlikte artık üst seviyeye çıktı. Bu toplumlar bugünkü sistemi artık kabul etmiyorlar. Sistem, bu toplumların sorunlarına, krizlerine çözüm üretmiyor. Dolayısıyla da yeni bir ‘biz' yaratmak kavramı ile karşı karşıya kalıyor. Bunu kim yaratacak? Bu bölgenin çocukları olarak bizler mi yaratacağız yoksa dışarıdan gelen insanlar mı bu bölgeyi yine dizayn edecekler ve belki de yüz yıl daha istikrarsız bir model ortaya koyacaklar. Ama biz bu bölgenin çocukları olarak tarihsel sorumluluklarımızı üzerimize alma insiyatifini göstermek zorundayız.” ifadelerini kullandı.
‘BÖLGEDE YAPILACAK ÇALIŞMALARDA ROLÜMÜZ OLMALI'
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bahar ise Orta Doğu'nun tüm Dünya'da ele alınan önemli bir konu olduğunun altını çizdi ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Arap Baharının başladığı yıllarda yaptığı ve Türkiye'nin akil ülke olması gerektiğini söylediği konuşmasının önemine değindi. Bahar, Türkiye'nin bu rolü yerine getirebilmesi için sadece siyasetçilerimizin ve dış aktörlerimizin değil, insanlarımızın da ekonomide, siyasette ve her alanda bilgi, beceri, tutum ve değerlerle tam donanımlı olarak gelişmesi gerekiyor. Bu nedenle bu tür kongreleri son derece önemsiyorum.” dedi.
Bolu Belediye Başkan Vekili Hüseyin İka ise, Orta Doğu da bundan sonraki olayların neler olabileceğini doğru tahmin etmek için bölgenin geçmişten bugüne kadar çok iyi irdelenmesi gerektiğini ifade ederek, Biz ne zaman bu topraklardan çekilmişsek bu topraklarda kavga ve savaş başlamıştır. Osmanlının olduğu dönemlerdeki kadar huzurlu bir döneme bu topraklarda rastlanmadığını biliyoruz. Bundan sonra da bu bölgede yapılacak çalışmalarda mutlaka ülkemizin ve milletimizin etkisi ve rolü olması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi. İka, bu ülkelerin uzun süre diktatörlükle yönet