Cumhuriyet Halk Partisi Bolu Milletvekili Tanju Özcan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir konuşma yaparak, Bolu'nun sorunlarını dile getirdi. Teşviklerle ilgili de konuşan Özcan, Bolu'da liman ve gemi yapımı konusunda teşvik var. Bolu'da gemi yapımı ve liman hizmetleri konusunda yatırım yapmak isteyen bir iş adamı Abant Gölü'ne tersane mi yapacak?” diye konuştu.

Bolu'da son yıllarda işsizliğin ve yoksulluğun arttığını söyleyen CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, Bolu, baktığınızda, Ankara ve İstanbul gibi 2 büyük ilimizin, metropolümüzün tam ortasında yer alıyor ama böyle bir ilin nüfusu artmıyor; hatta azaldığı dönemler de oldu. Son nüfus sayımına göre de bin kadara bütün ilin nüfusu arttı. Burada bir anormallik var. Bunun temel sebebi, bu nüfusun artmamasının temel sebebi, Bolu'daki işsizlik. İşsizliğin temel sebebi de, Bolu'nun herhangi bir ciddi konuda teşvik alamamasıyla alakalı” dedi.

“YATIRIMCI ABANT GÖLÜ'NE TERSANE Mİ YAPACAK?”

Bolu'ya verilen teşvikin, gemi yapımı ve tersane hizmetleri ile ilgili olduğunu söyleyen Özcan, Bakın, bize "teşvik" deyince sadece ucundan, azıcık gösteriyorlar, "Bakın bu, teşvik." diyorlar, "Bununla yetinin." diyorlar. Biz "'Teşvik' deyince 2004 yılında Düzce'nin aldığı sanayi teşviki gibi teşvik istiyoruz. O olmazsa bize sektörel bazda teşvik verin. Mesela, beyaz et üretiminin merkezi konumundayız, adam gibi bir teşvik verin bu konuda." dedik. "Ucundan bize teşvik diye bir şey göstermeyin." dedik, bunu istedik. "Orman endüstrisi konusunda bize teşvik verin. Gerede'mize deri sanayisi konusunda ciddi anlamda bir teşvik verin." dedik ama bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Siz bize bir teşvik verdiniz bu dönemden önce, hâlâ bu teşvik de geçerli. Bolu deniz kıyısında bir yer mi? Bolu'nun denize kıyısı var mı il olarak? Ben bu sorunun cevabını merak ediyorum. Bolu'da liman ve gemi yapımı konusunda teşvik var. Liman hizmetleri ve gemi yapımı konusunda Bolu'da teşvik var arkadaşlar. Ya, söyler misiniz, dalga geçer gibi bu teşvikle ilgili düzenleme hâlâ yürürlükte, böyle bir şey olabilir mi? Bolu'da gemi yapımı ve liman hizmetleri konusunda yatırım yapmak isteyen bir iş adamı Abant Gölü'ne tersane mi yapacak? Böyle bir anlayış olabilir mi? Ben, bunu sürekli olarak tekrarlamaya da devam edeceğim” diye konuştu.

YARDIM MİKTARI ARTTI”

Yardım miktarındaki artışın yoksulluktaki artışa denk geldiğini savunan Tanju Özcan, Bolu'nun bir temel sorunu da maalesef yoksulluğun hızlı bir şekilde artıyor oluşu. Bize diyorlar ki iş teşvike gelince: "Siz Türkiye'nin en zengin şehirlerinden bir tanesisiniz kişi başına düşen gelir itibarıyla." Ama baktığınızda, yoksul sayımız hızlı bir şekilde artmış. Bunu nereden mi çıkarıyorum? Bakın, Bolu Milletvekilimiz Sayın Ali Ercoşkun, burada bir konuşma yaptı benim bir konuşmama cevap verirken, dedi ki: "Hamdolsun, Bolu'da, biz geldiğimizde 350 bin lira yoksullara yardım yapılıyordu, şimdi, çok şükür, yaptığımız yardım 10,5 milyon lirayı buldu." Yani eski parayla 10,5 trilyonu bulmuş. Ben de dedim ki: "Keşke Ali Bey şunu söylemiş olsaydı: 'Bizim geldiğimizde Bolu'da 10 bin işsiz vardı, hamdolsun, biz, bu işsiz sayısını yaptığımız yatırımlarla 2 bine düşürdük." Siz dalga geçer gibi buradan diyorsunuz ki: Bolu'da yoksulluk artmış, Bolu'da yardıma ihtiyacı olan insan sayısı artmış, biz de bakın, Bolu'da yardımı şu kadar kat artırmışız. Böyle bir anlayış olabilir mi?” dedi.

“ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KÂRI PAYLAŞSIN”

Bolu'nun orman bakımından en zengin il olduğunu ve Orman Genel Müdürlüğü'nün en çok Bolu'dan kâr ettiğini söyleyen Özcan bu kârın orman köylüsü ile paylaşılması için yasa teklifi verdiklerini söyledi. Özcan sözlerine şöyle devam etti; Bolu, aynı zamanda kırsal kesimde yaşayan vatandaşlarımızın hâlen yoğun olarak yaşadığı şehirlerden bir tanesi. Bizim köylü nüfusumuz hâlen birçok ile göre fazla. Dolayısıyla, biz Bolu köylüsünün -ki, Türkiye köylüsünün sorunlarından farklı sorunları yok-sorunlarını sık sık gündeme getirdik. "Bolu orman örtüsü bakımından Türkiye'nin en zengin ili." dedik. Orman Genel Müdürlüğü açısından bakarsanız da Türkiye'deki en kârlı il yani Bolu'ya böyle bakıyor, diyor ki: "Biz Bolu'dan kâr elde ediyoruz." Peki, Orman Genel Müdürlüğü olarak sen Türkiye'nin en çok gelir elde eden kamu kuruluşlarından bir tanesi olduğun hâlde ve bu kârı elde ederken de hiç emek vermediğin hâlde Bolu'daki orman köylüsüyle, Türkiye'deki orman köylüsüyle bu kârını niye bölüşmüyorsun dedik, bir yasa teklifi verdik, Sayın Bakanım çok önemlidir. Orman köylüsüne fiyat nasıl verilir biliyor musunuz? Oradaki bölge şefi, işletme müdürü "Şu bölgeden üretim yapacak köylü için şu kadar lira fiyat veriyorum." der veya en düşük fiyatı almaya çalışır, en düşük fiyatı veren orman işletme müdürü veya orman bölge müdürü de yukarısı tarafından ödüllendirilir, bak, helal olsun daha çok kazanmamıza sebebiyet verdin diye. Şimdi, biz burada bir yasa teklifi verdik, dedik ki Orman Genel Müdürlüğü çok kâr ediyorsa bu kârını paylaşsın, vahidi fiyat belirlenirken artık işletme müdürünün, bölge şefinin iki dudağı arasında olmasın. Bir önceki yıl o bölgedeki orman bölge müdürlüğü ne kadar net satış yapmış, ne kadar gelir elde etmiş, ne kadardan satmış ürünü bunun yarısını orman köylüsüne vahidi fiyat olarak teklif edelim, yüzde 20'sini de peşin olarak avans olarak kendisine ödeyelim demiştik. Bu kadar makul bir teklifi bile kabul etmediniz. Hatta gündeme alınması için İç Tüzük 37'den faydalanarak yeniden gündeme getirdik ama bizim orman köylüsünün sürekli olarak arkasındayız diyen Bolu milletvekillerimizin bile ret oyuyla bu son derece makul yasa teklifimiz bile reddedildi.”

“KADIKÖY'E DEĞİL, BEN SİZİ KIBRISCIK'IN KARAKÖY'ÜNE GÖTÜREYİM”

Hayvancılık ile ilgili sorunları da dile getiren Özcan, Geçen hafta, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız da buradayken bir konuşma yaptım, köylünün durumunu anlattım. Gerçekten, Türk köylüsü çok zor durumda, dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyor. Yani mazotla çalışan son model lüks bir aracın sahibiyle aynı fiyattan mazot alıyor traktörüne, dünyanın en pahalı akaryakıtını kullandırıyorsunuz, yine, dünyanın en pahalı gübresini, dünyanın en pahalı tarım ilacını bizim köylümüz kullanıyor. Bunun sonucunda da diyorsunuz ki: "Köylü hâlinden memnun." Burada şu soruyu sormuştum: "Siz en son hangi köye gittiniz, hangi Anadolu köyüne gittiniz?" Bir arkadaşımız "Kadıköy" diye cevap verdi. Arkadaşlar, gerçekten samimi olarak köylünün gerçek durumunu görmek istiyorsanız, ben sizi Kıbrıscık'ın Karaköy'üne götüreyim, orada hayvancılıkla uğraşan, rençperlik yapan köylünün hangi sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu yerinde görün. Gerçekten, bu insanların artık karnını doyuramayacak noktaya geldiklerini göreceksiniz. Bolu gibi bir şehirde artık insanlar tarlasını ekmiyor girdi fiyatları yüzünden.”dedi.

“BİR İL BÜTÜN MİLLETVEKİLLERİNİ AYNI PARTİYE VERMEMELİ”

Konuşmasının sonunda bütün milletvekillerinin aynı partiye verilmemesi gerektiğini savunan Özcan, Şunu her zaman savundum: Bir il bütün milletvekillerini aynı partiye vermemeli, iktidar partisine veriyorsa, bir milletvekilini de en azından muhalefet partisine vermeli. Bunu hep savundum, iyi ki de savunmuşum, doğru bir şey söylemişim. Bakın, size bir rakam vereceğim. Bolu, 1977'den bu yana Cumhuriyet Halk Partinin milletvekili çıkartamadığı bir şehirdi. Bolu, AKP'nin ilk iki döneminde de bütün milletvekillerini AKP'ye vermişti, tıpkı Düzce gibi. Düzce 2011'de de 3 milletvekilinin 3'ünü AKP'ye verdi, Bolu bu sefer değişiklik yaptı, "Biz 1 milletvekilini muhalefet partisine veriyoruz." dedi. Peki, bunun sonucunda ne oldu, biliyor musunuz? Bakın, Bolu ve Düzce 1999'a kadar tek ildi. O zaman Bolu'ya gelen kamu yatırımlarının önemli bir kısmı Düzce'ye giderdi, çünkü milletvekillerimiz hep Düzceliydi, Bolu'dan milletvekili olmazdı, il başkanları Bolulu olurdu. 2011'e kadar da, 2002 ve 2011 arasında doğrudan kamu yatırımı anlamında, Düzce Bolu'dan her zamanki gibi hep fazla aldı.”diye konuştu. Haber Merkezi