Kadir Yetkin Mengen'de belgesel program yapan TRT Ömür Dediğin'in ekibi ile 103 yaşını pasta keserek kutladı.
Mengen'in asırlık çınarı Kadir Yetkin 103 yaşına bastı. Beşler Mahallesinde tek başına ikamet eden Yetkin'e günlük gelen bakıcısı yardımcı oluyor. Yüz yaşını 3 yıl aşan Yetkin, Ben 3 yaşımdayım” diye espri yapıyor. Karşılıklı yapılan sohbette hafızası çok sağlam olan asırlık çınar yaşamı boyunca içki ve sigara kullanmadığını ve doğal beslendiğini ifade etti. Ömür Dediğin program yapımcı, yönetmen ve sunucusu Zeliha İlhan Doymuş: Kadir Yetkin amca ile yakında yayınlayacağımız belgesel çekimlerinde bir sürprizle karşılaştık. Kadir amcanın doğum günü 14 Marttı bizde Ömür Dediğinden mutlu yıllar yazılı pasta ile doğum gününü beraber kutladık, o mutluluktan payımızı aldık dedi. Kadir Yetkinin doğum gününde Belediye Başkan vekili İlyas Çalış ve komşularda bulundular. Ardından Yetkinle yapılan söyleşiyi kaleme aldık.
14 Mart 1911 Doğumlu Kadir Yetkin (103) kendi hayatı ve Mengen tarihi ile ilgili şunları söyledi:
Ulu Önder Atatürk ile olan anılarını da anlattı;
Ben ilk defa gurbete babamla birlikte İstanbul'a gitmiştim. Her sabah Atatürk'ü görmek için Dolmabahçe Sarayı'na giderdim bana zabıtalar Yine mi geldin canavar.” derdi. Kapının önünde beklerdim. İlk kez Atatürk'ü orada görmüştüm. Beni her gördüğünde başımı okşar ve öyle geçerdi. Atatürk, mavi gözlü uzun boylu çok zeki biriydi. Toplantılarda hep konuşmaları; hep memleket müdafaası ile ilgiliydi.
Babam gazeteci olduğu için bende her yere girerdim. İstanbul'da O zamanlar basın kartımız vardı, öyle girerdik. Basın kartı olmayan insanlar giremezdi. Görüşmeler hep böyle geçti. Ulu önder Atatürk kuru fasulyeyi çok severdi. Zamanın padişahı ise Atatürk'ü çok severdi. Atatürk askerliği sırasında her sene terfi ederdi. Bu kimseye nasip olmamıştır. İngilizlerin İstanbul'u işgal etmesinin ardından Gül Cemal Vapuru ile Zonguldak'a geldim. İş aradım ve Zonguldak vilayetinde valinin yanında çalıştım. Bir müddet sonra mektupçu beyle görüşmemiz sırasında maaşımın azlığıyla ilgili olarak kömür İşletmesi'nin müdürü ile mektupçu beye ricada bulundum. Vali beyle görüşmesini istedim. Bu sırada odaya gelen müdür, Vali beyle görüşüyorlardı. Mektupçu vali beyin yanına gitti. Benim şirkette görev almam için ricada bulundu. Görüşme sırasında; Genel müdür yarın muhasebe müdürünü görsün.” dedi. Ertesi gün şirketin muhasebe müdürüne gittim. Bana bir masa verdiler. Orada çalışmaya başladım
1938 yılında Atatürk'ün, Samsun'dan İstanbul'a dönüşü sırasında Zonguldak valisine telsizle Zonguldak'a uğrayacağını, Cumhuriyet gazetesinin yazı işleri müdürü Yunus Nadi bey bildirdi. Bunun üzerine köşkte ağırlamak için vali beyle görüşüldü. Zonguldak halkı, Yavuz zırhlısını görmek için iskeleye akın etti. Atatürk'ün, vapurdan çıkması ile halkın heyecanı Zonguldak'ı titretti, alkış fırtınası koptu. Ardından köşke hareket edildi ve yemek hazırlığı başladı. Atatürk'ün yanında Alman Reis-i Cumhuru bulunuyordu. Genel Müdür serviste benimde bulunmamı istemişti. Gençliğimden dolayı çok heyecanlanmıştım. Yemek verirken, Atatürk; Sen burada mı çalışıyorsun?” diye bana sorup Evet, paşam” dememle birlikte Alman Reis-i Cumhuru'nun kolunu oynatması üzerine yemek döküldü. ATATÜRK: ÇOK ELEMAN YETİŞTİRDİM AMA UŞAK YETİŞTİREMEDİM.” dedi. Yunus Nadi Bey bu sözü tarih kitaplarında yer aldırdı.
“Bir müddet Zonguldak'ta çalıştıktan sonra Mengen'e döndüm.1944 depreminde Mengen'e geldim. Birçok ev yıkıldı, çok kişi öldü. Eski evi yıktık ve yerine ev yaptırdık. O tarihte Türkbeşli Köyünün Muhtarı Olan Ahmet Burhan BAKI