1 Mayıs İşçi ve Emekçi bayramı nedeniyle bir araya gelen sendikalar ve sivil toplum örgütleri basın açıklaması yaptılar. Ortak yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;

Bugün tüm dünyada emekçiler, emeğin uğradığı haksızlıklara karşı hep birlikte sesini yükseltiyor. Tüm dünyada emekçiler, bir asır önce 8 saatlik çalışma uğruna canlarını veren emekçi kardeşlerini anarken, bugün hala birçok ülkede, benzeri çalışma koşullarının var olmasına isyan ediyor. İsyan ediyoruz. Ülkemizdeki güvencesiz çalışma biçimlerine; adaletsizliklere isyan ediyoruz. İşsizliğe, yoksulluğa isyan ediyoruz. Sağlık ve eğitim hizmetlerinin paralı hale getirilmesine, sosyal devletin gün geçtikçe budanmasına isyan ediyoruz. Bugün ülkemizde emekçilerin yarısı kayıt dışında çalışıyor. Ulusal İstihdam Stratejisinin emek karşıtı yaklaşımlarıyla kıdem tazminatımıza göz dikiliyor, asgari ücret bölgeselleştirilmek, esnek ve kuralsız çalışma biçimleri yaygınlaştırılmak isteniyor. Taşeron işçiliği yaygınlaştırma, kuralsızlaştırma planları yapılıyor. Örgütlenen işçiler işten atılıyor. İş kazası adı verilen cinayetler durmak bilmiyor.

Biz 1 Mayıs 2013'te, alanlarda, dünyaya ve ülkemize eşitliği, barışı, kardeşliği, özgürlüğü çağırıyoruz. Emeğin çıkarının savaşta değil, barışta olduğunu biliyor, savaştan yana hiç bir politikaya onay vermeyeceğimizi haykırıyoruz. Biz daha çok demokrasiyi herkes için istiyoruz, çünkü bunu hak ediyoruz.

Biz sosyal adalet, eşitlik ve refah istiyoruz. Özgürlükçü, eşitlikçi sivil demokratik bir anayasa ve yasalar istiyoruz. Tüm çalışanlar için insan onuruna yaraşır yaşama koşulları ve sendikal haklar istiyoruz.

1 Mayıs alanlarından verilen mesajlar Hükümet tarafından iyi anlaşılmalıdır. Emekçilerin sefaletinin kimseye refah getirmeyeceği bilinmeli, Hükümet, emek karşıtı politikaları bir an evvel terk ederek, taleplere kulak vermelidir. Bu çağımızın gerektirdiği bir mecburiyettir. Bu bir ihtiyaçtır.

1 MAYIS'TA ALANLARDAN BİR KEZ DAHA HÜKÜMETE SESLENİYORUZ

Toplumsal barış ve huzurun sağlanması demokratikleşme ile mümkündür. Özgürlükçü ve çoğulcu bir demokrasi

için gerekli adımları ivedilikle atılmalı, uzlaşma, hoşgörü ve bir arada yaşama kültürünün geliştirilmesi için çaba

gösterilmelidir.

Anayasa, katılımcı demokrasinin tüm kurum ve kurallarının sağlıklı işleyeceği bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Emekçilerin çıkarları savaşta değil barıştadır. Atatürk'ün &ldq